Aras’la yaşadığımız o tutku dolu geceden sonra, ofise geri dönmek, hayatımın en zor göreviydi. Yıkım tamamlanmıştı. Eray, şirketten ayrılmıştı; ayrılışının hemen ardından ailesinin işlerinin düzelmesi yönünde atılan adımlar, Aras’ın manipülasyonunun ne kadar derin olduğunu kanıtlıyordu. Artık beni bu karanlık labirente bağlayan tek şey kendi zayıflığım ve Aras’ın doymak bilmez arzusu idi. O gün, ofise girdiğimde herkesin fısıltıları kulaklarıma ulaşıyordu. Eray’ın aniden ayrılması ve benim sessizliğim, dedikoduları alevlendirmişti. Ben ise kimseyle göz teması kurmadan, kimsenin yanına yaklaşmadan bir hayalet gibi dolaşıyordum. Herkesten uzaklaşmıştım. Eray’ı kaybetmenin acısı ve Aras’a olan bağımlılığımın utancı, beni görünmez kılmaya yetiyordu. Masama oturdum. Başımı kaldırmadan çalışma

