PUBG TAKTİKLERİ

PUBG TAKTİKLER B:2

Ayar Kasaplığı – Hassasiyetin Ayarını Kaçır PUBG Mobile’a yeni giren herkes önce şu hatayı yapar: Ayarlara girip YouTuber ayarlarını kopyalar. Hani şu “Ben size en iyi aim ayarını veriyorum kardeşim” diyen tiplerin videoları var ya... İşte o ayarlar seni mahvetmek için var. Çünkü onların ayarı onların parmağına, senin ekranına, senin refleksine uygun değil. Bize özel ayar lazım. Kendi imzan gibi. Şimdi sana “şöyle yap, böyle yap” demeyeceğim. Sana mantığı vereceğim. Çünkü bu işte ayar tek başına değil, zekâyla birleşince tehlikeli hale geliyor. Rakibi vurmak değil olay, rakibi daha ateş etmeye fırsat vermeden psikolojik olarak yenmek. Başlıyoruz. Öncelikle bir karar ver: Sen ne oynamak istiyorsun? Dürbünle 300 metreden adam tokatlamak mı, yoksa yakın mesafede tüfeği ağzına sokmak mı? Çünkü hassasiyetin ona göre ayarlanacak. PUBG’de sabit ayar yok. Esnek olacaksın. Her silahın, her dürbünün, her pozisyonun bir ruhu var. Ve sen bu ruhları ayarla biçimlendireceksin. Birinci şahıs mı, üçüncü şahıs mı? Buna da karar ver. Çünkü biri daha taktik, diğeri daha içgüdüsel. Eğer refleksin iyiyse, üçüncü şahısta resmen Matrix oynarsın. Ama biraz panikleyip ekranı tokatlıyorsan, dürbünle takıl. Kimse seni yargılamaz. Sonuçta oyun sonunda “kazanmış” yazıyor mu? Yazıyor. Şimdi dürbün hassasiyetine geliyoruz. En kritik alan. Burada yapılacak hata, adamı değil, kendini vurmakla eşdeğer. 2x, 3x, 4x... bunların hepsi senin kişisel tarzına bağlı. Ama bir kural var: ne yaparsan yap, kafana göre kaydır. Sayıya değil, hissiyata odaklan. Ekranı şöyle bir gezdir, dön, sağa sola atış yap, bak bakalım içinden “evet bu” dediğin yer neresi. Orası doğru noktadır. Jiroskop aç mı kapalı mı? Eğer telefonun jiroskop destekliyorsa ve sen hâlâ onu kullanmıyorsan, kendi potansiyelini çöpe atıyorsun demektir. Jiroskop demek, parmakla ayar yapmadan nişanı sadece telefon eğerek düzeltmek demek. Bir kere alışınca bırakamazsın. İlk gün çöp gibi oynarsın, ama sonra kimse seni tutamaz. Ateş butonu yerleşimi? Şu küçük ama ölümcül detay. Parmağın nereye giderse, buton da orada olmalı. Sola mı basıyorsun, sağa mı? Otur kalk mı yapıyorsun? O zaman butonları ona göre büyüt, kaydır, döndür. Bir adamın ekranı karışık diye onu küçümseme. Belki her kaotik buton yerleşimi arkasında 20 kill’lik bir zekâ yatıyordur. Son olarak grafik ayarları. Yüksek grafik olsun diye oyun donuyorsa, senin düşmanın internet değil, egondur. Smooth’a çek oyunu. FPS artsın. Görsel kaliteyi boşver. O molotofun dumanı güzel gözükse ne olur, sen o sırada alev alıyorsan? Bu bölümün sonunda bir şey netleşti: Ayarlar, senin dijital zırhındır. Kimi ağır zırhla, kimi hızlı ayakkabıyla savaşır. Ama ayarı doğru olan kazanır. Diğerleri sadece “abi lag girdi ya” bahanesiyle teselli arar.