Kill Çalma Sanatı - Emek Hırsızlığının En Şanlı Hali
Bu bölümde biraz ahlaksızlık konuşacağız. Ama hak edilmiş bir ahlaksızlık bu. Çünkü
rakibin emek harcayıp, canını riske atıp, terleyip düşürdüğü düşmanı… sen tek mermiyle
alıyorsun. Ve o leş tabelasında senin ismin yazıyor. İşte bu yüzden bu bölüm oyunun en
haysiyetsiz ama en tatmin edici anlarını anlatacak. Hazırsan "öldüren değil, son vuran
kazanır" devrine hoş geldin.
Şimdi açık konuşalım. PUBG Mobile sana "birini düşür" değil, "birini öldür" yazınca kill
veriyor. Yani düşürenin değil, bitirenin adı yazılıyor. Oyunun bizzat kendisi diyor ki: Son
darbeyi sen vur, kahraman sensin. Biz de o mesajı alıyoruz. Peki bu sanat nasıl icra
edilir? İşte öyle pat diye mermi atmakla olmaz.
Birinci yöntem: mesafeli kurnazlık. Uzaktan dürbünle izliyorsun. iki takım çatışıyor. Senin
tek yapman gereken şey, sabır. O heyecanla hemen sıkma. Bırak adamlar birbiriyle
uğraşsın. Düşen olursa, gözünü dört aç. Hemen bitirme mermisini gönder. O sırada
hayatta kalanlar diğer adamlarla meşgul. Sen ise kill tabelasına adını yazdırıyorsun.
Tertemiz iş. Tetiğe bastığın anda çatışmayı sen kazanmış oluyorsun, o çatışmada hiç
bulunmadan.
ikinci taktik: takım içi kill rekabetinde efsaneleşmek. Squad oynarken senin takım
arkadaşın düşmanı indiriyor ama bitirmiyor. Neden? Loota mı gidecek? Pozisyon mu
alacak? Farketmez. Sen orada olacaksın. Şak diye tek mermi, düşen adam gitti.
Arkadaşın sana dönüp "abi killimi çaldın" derse, tek cevabın şu olsun: "Sen de daha hızlı
olsaydın." O an itibariyle takım seni ya saygıyla izler ya da korkuyla sessize alır.
Üçüncü yol: sis içi leş çalma. Burası efsanelerin playground'udur. Alan daralıyor, etraf sis
dolu. Sesler karışık. Sen birisini düşürdün ama tam yerini bilmiyorsun. Ya da düşen
başka biri. Sese gidersin, loot'un üstüne çömelmiş birini görürsün. Onu da indirirsin.
Derken iki kill daha gelir. Kim kimi vurdu belli değil. Ama sonuç ne? Hepsi senin. Adeta
dijital bir mafya gibi sisin içinden çıkıp hükmünü verdin.
Dördüncü ve en şerefsiz yöntem: öldü gibi yapıp son vuruşu almak. Bir adamı birlikte
sıkıyorsun. Rakip zırhlı, sağlam, kaçıyor. Arkadaşın peşine düşüyor. Sen arkadan yavaş
yavaş yaklaşıyorsun. Adam az canla kalınca şak diye mermiyi saplıyorsun. Arkadaşın
"abi beraber sıktık" dese de oyunun dili yalan söylemez. O kill senin. O da bunu biliyor.
Ama susar. Çünkü oyunda kurallar değil, sonuç konuşur.
Kill çalmak bazen intikamdır. Bazen kibardır. Bazen sadece egodur. Ama ne olursa olsun,
seni skor tahtasının en tepesine koyar. Rakip senden nefret eder. Takım arkadaşların sinir
olur. Ama biri de kalkıp "bu adam boş oynamıyor" der. İşte o zaman anlarsın, kill çalmak
sadece kill almak değildir. Ruh çalmaktır.