Sabahın gergin temposu ardından Yiğit’le birlikte dışarı çıkmıştık. Araç boyunca konuşan o, sessiz kalan bendim. Yanına oturmuştum ama omuzlarımı olabildiğince cama yaslamıştım. Onunla mesafe koymak için kelimelerden çok beden dilime sığınıyordum. Alışveriş merkezine vardığımızda Yiğit arabadan inmeden önce bana göz kırptı, “Bugün seni baştan yaratıyoruz Ilayda,” dedi gülerek. İçimden sadece derin bir nefes alarak ona ayak uydurdum. Birlikte mağazalara girmeye başladık. İlk başta yalnızca birkaç parça temel kıyafet almamı önerdi. Jeanler, tişörtler, rahat ayakkabılar… Ama çok geçmeden her şey yön değiştirdi. Yiğit, bir mağazanın raflarından parlak renkli bir mini elbise çıkardı. İncecik askılı, diz üstünü bile zar zor örten bir şeydi. “Bak bak! Bu tam senlik. Böyle bir renkle o sessi

