Alpaslan'ın şoförü, benim kapımı açtığında ona teşekkür etmeden bindim. Alpaslan kendi kapısını kendisi açıp, binmişti. Arabada, bir müddet sonra soğuk bir sesle mırıldandım; "Beni eve bırak. Akşam gelmemi istediğin yeri mesaj atarsın." Alpaslan gözlerini, film kaplı camdan hiç ayırmadı ve bana herhangi bir cevap vermedi. Hızlanan araba, İstinye'de durmadan yalıyı pas geçince, bir an panikleyip gözlerimi Alpaslan'a çevirdim. "Ne oluyor? Neden durmadık?" dedim şaşkınlıkla. Alpaslan yine bir cevap vermemişti. Anlaşılan bu işi, akşamı beklemeden halledecekti. Derin bir nefes vererek koltuğa yaslandım ve hiçbir şey diyemedim. Ellerim, arabanın kapı tokmağını sıktı ve dizlerim gerginlikle oynayıp oynayıp durdu. Beni nereye götürdüğünü bilmiyordum ama bildiğim bir şey var ki şimdi

