Revşen kardeşinin birer pırlanta gibi parlayan dolu gözlerinde acıyı, cesareti ve adını bilmediği başka bir duyguyu gördüğünde cevabını almıştı. Elini kaldırarak korumanın omuzuna koydu. Reşat kadına doğrulttuğu silahı indirirken derin nefes almıştı. Belli ki, kadını vurmayı o da istemiyordu. Ağası ona çık emri vermediği için ellerini önünde birleştirerek birkaç adım geriledi. Bakışlarını yere indirerek beklemeye koyuldu. “İki hafta sonra bu konaktan telli duvaklı gelin olarak çıkacaksın. O zamana kadar odandan dışarı benim emrim dışında adımını atmayacaksın.” dedi. Sesi buz gibi, duruşu mesafeliydi. Onun bu tavrı kadının canını sevmediği adamla evleneceği fikrinden daha fazla yaktı. Revşen ne diyeceğini bekleyen Reşat`a kafasıyla hafifçe işaret etti. Reşat kafasını aşağı yukarı sallaya

