İŞE GİTME DURU

1243 Words
Sırt çantama bir kaç parça eşya koyarken bir yandan konuşuyordum. "Artık o bar da çalışmak zorunda değilsin Duru. Ben yeterince kazanmaya başladım ve seni bakabilirim" dedim otoriter bir sesle. Duru dudaklarına o kırmızı ruju sürerken "Sana yük olacağımı düşünmedin umarım? Unutma burda abla olan benim tatlım" diyerek gülümsedi. Yüzümü buruşturup "Sadece bir ay büyüksün. Ayrıca gizli göreve çıkıyorum yani başına bir şey gelirse seni koruyamam canım o yüzden bırak artık şu işi" "Başıma ne gelecek koskoca gece külübünde Asena Allah aşkına? Başına bir örtü taksam nenem konuşuyor sanacağım" Bıkkın bir nefes verip "Gece kulübüne gidenlerin çoğu zengin piçler. Biri sana takar falan, sonra beni katil etme Duru yalvarıyorum ya. Kaç kez senin yüzünden başım belaya girdi sayısını 20 den sonra saymayı bıraktım inan ki" Duru yanıma gelip yanağımdan bir makas aldı. Eline hafifçe vurup sert bir soluk bıraktım. Bunu bir başkası yapmış olsa eli kaba etine girmiş şekilde acıyla inliyor olurdu. Sadece bu şapşal kıza tahammülüm vardı. "Benim keskin bakışlı korumam varken bana bir şey olmaz" diyip deri ceketini üzerine geçirdi. Bir gün ya bu kızı öldürüp kurtulacaktım, yada ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatacaktım. Ya sabır çekerek bende deri ceketimi giyip şapkamı başıma geçirdim. Evin her yerini kontrol ettikten sonra evden ayrıldık. Ben kaskımı elime alıp motorun yanına geçerken "Beni de geçerken işime bıraksana Melisa" diyerek güzel gülüşünü bana sundu. Onu üstten aşağıya süzerek "Ya konuşmayayım, konuşmayayım diyorum ama o eteğin hali ne be kızım? Orta kısmını diksek küçük don olarak kullanılır" dedim hafif çemkirerek. "Külot" diyince kaşlarım çatıldı "Ne?" "Don değil, külot" diyerek kahkaha atınca "Sadece buraya mı takıldın yani?" diye sordum sinirle "Sende kutsal bakire gibi davranma" dedi. "Gel şuraya beni deli etme" dedim. Şirin şirin yanıma gelince kaskı ona uzattım her zaman yaptığım gibi. Ekip arkadaşlarım beni görse kesinlikle yuhalardı ama sürekli gizli görevlere katıldığım için fırsat bulamıyordum. Tabi bu işin bahanesiydi. "Tabi benim gibi bir yüzün korunması lazım" dedi yine beni kızdırarak. "Ya evet" diye karşılık verdim. Şapkamı düzeltip, boynumda ki lastikli kumaşı burnuma kadar çıkardım. Duru arkama binince "Sıkı tutun güzel yüzün dağılmasın" dedim. "Sen kendini düşün Asena hanım" diye fısıldayarak konuştu. Evet iki ismim vardı. Gizli görevlerde Melisa Sönmez, gerçek hayatta Asena Yazgan. Belime sıkıca sarılınca motorun anahtarını çevirip yola çıktım. Başımda kask olmadığı için tehlikeli bir durum olmaması için biraz yavaş sürüyordum. Zaten gece kulübü yakındı. Gece kulübünün önüne gelince önce Duru indi, ardından ben. Duru başından kaskı çıkarınca, kaskı elime alıp motorun üzerine koydum. "Yapma Allah aşkına Asena, beni buraya ne zaman getirsen patronuma görünmek zorunda değilsin" Duru'yu elinden tutup "Çok konuşma da yürü. O kıl kuyruğu gözüm hiç tutmuyor ayağını denk alacak. Benim senden başka kimsem yok kızım, seni tehlikeye atacak hiç bir şey istemiyorum o yüzden" Duru oflasa da cevap vermedi. Duru sayesinde gece kulübüne rahatça giriyordum. Yoksa bizde o kadar para ne gezerdi? Tamam maaşım gizli görevlerle çok iyiydi ama bu güne tırnaklarımı kazıyarak gelmiştim. Yetimhaneden çıktıktan sonra hayat bizim için hiç kolay olmamıştı. Hayatımız yeni yeni düzene girmeye başlamışken riske atamazdım hiç bir şeyi. İçeriye girince o at hırsızı kılıklı herife baktım ama yoktu. "Gördün işte yok git hadi" diyerek bana sarıldı. Bana sarılınca içimden bir şey koptu, onu kaybedersem ne hissederdim diye düşünmeden edemedim. Sarılışına karşılık vererek "Ben gizli görevden dönünce bu işi bırakacaksın. Dağda terörist mi geberteyim? Yoksa seni mi düşüneyim?" diyerek şikayeti mi dile getirdim. "Tamam bakarız" diyerek beni geçiştirdi. Ondan ayrılınca güzel yüzüne bakıp "Ben dönene kadar totonu kolla güzelim. Seni sevdiğimi unutma" sevgisini gösterebilen bir kız değildim. Genellikle soğuk kanlıydım ama Duru onu sevdiğimi biliyordu elbette. "Sende sağlam dön Asena. Benimde senden başka kimsem yok ve seni çok seviyorum." dedi. Güzel gülüşüne hafif tebessümle karşılık verdim. Eliyle beni kovalarken ona sert bir bakış attım. Arkamı dönüp yürümeye başlasam da arada dönüp ona baktım. Yüreğim neden sıkışıyordu? Bunu düşünürken nihayet gece kulübünden çıktım. Ayaklarım beni geriye götürmek istese de ben motorumun yanına giderek son hazırlıkları mı yaparak kaskımı başıma taktım. Son kez gece kulübüne bakarak motoruma bindim. Derin bir nefes alıp motoru çalıştırdım. Bundan sonrası nasipti ve nasipten öteye bir yol yoktu. Suriye sınırı gece saatleri. İçimde ki sıkıntı hiç geçmemiş, herhalde görevin ekstra tehlikeli olmasından dolayı bu kadar stres yaptığımı düşündüm. "Agresif davranışlar dan kaçınıyoruz arkadaşlar. Özellikle de sen Melisa, anladın mı?" Ellerimi yanlarıma getirip "Emredersiniz İlker komutanım" dedim. Bu adamda bana takmıştı arkadaş. Acaba Duru'nun dediği gibi benden hoşlanıyor olabilir miydi? Yok canım duvar gibi adam benden niye hoşlanacaktı? Saçmalık yani. "Bu gece 'Axton Pamir Artem' i yakalayıp ülkeye büyük bir iyilik yapmış olacağız. O yüzden hiç bir hata istemiyorum. Hata yapana bedelini ağır ödetirim" dedi. Görev den çok onun vereceği cezalardan korkuyorduk gerçekten ana... Pardon bizi ağlatıyordu. Hepimizin ağzından onaylayan mırıltılar dökülünce "Yanıma gel Asena ve görev boyunca yanımdan ayrılma" dedi. Kaşlarım çatıldı ama hemen eski haline geldi. "Emredersiniz komutanım" dedim. Herhalde arada ki en aykırı olan asker ben olduğum için bana sarmıştı manyak adam. Yavaş yavaş yanına giderek yanında ki yerimi aldım. "Ölmemeye çalışıp çok dikkatli olun" dedikten sonra önümüzden yürümeye başladı. Küçük bir tepenin üstüne çıkarak gözetleme yapmaya başladık. Biraz bekledikten sonra ilerden gelen araba ışıklarıyla "İşte başlıyoruz" dedi komutan. İki farklı yönden gelen araçlarla tüm konsantrasyonumuzu iki yöne verdik. Arabalar bir araya gelince komutanın emriyle aşağıya doğru kontrollü bir şekilde inmeye başladık. Ekip olarak 10 kişiydik. Fazla olursak dikkat çekerdik çünkü. İlker komutan arada durup beni kontrol ederken sinirlerim gerilmeye başlamış, konsantrasyonu mu dağıtıyordu. Neyse sorunsuz takasın yapılacağı alanla aynı hizaya gelince durduk. Şimdi aralarında bir sorun çıkarsa takas sırasında ne gülerdim, tıpkı filmlerde ki gibi. Yok yani bende bu şans varken oda olurdu. Bir süre komutan adamları dürbünüyle izledikten sonra "Birazdan çatışma çıkacak hazırda bekleyin" dedi. He işte tam olarak bundan bahsediyordum. Şimdi sıçtığımızın resmini çizmiştik. Biraz daha tetikte bekleyip herkesin eli silahlarının üzerinde bekledik. Bir silah sesi duyunca komutan doğruldu. Ard arda patlayan silah sesleriyle "Sadece yaşayanları yakalayacağız. Umarım Axton'u sağ salim ele geçiririz" dedi. Bu Axton mudur nedir isminde meymenet olmayan adam acaba türk mü yoksa Ukrayna'lı mıydı? Axton Pamir Artem ilginç bir isimdi çünkü. Uzun süre silah sesleri duyuldu ama yavaş yavaş azaldı. Sonunda komutan bize işaret edince kendimizi koruyarak ilerlemeye başladık. Herkes birbirine yakın yürürken bende ceza almamak için İlker komutanı takip ediyordum. İleri gidince bir kaç adamı indirdik. Grup yavaş yavaş dağılırken az ilerde gördüğüm gölge ile "Komutanım" dedim. "Yanımdan ayrılma Melisa" dedi. Ulan adam kaçıyordu be "Adam" kaçıyor demeye kalmadan komutanın silahı patladı. "Ceza yiyeceksin Melisa" diyince sinirli ama sessiz bir soluk bıraktım. Aman ne olacaksa olsun diyerek gölgeyi gördüğüm yere ilerledim. Bir süre durup sesleri dinledim. Adım sesleri uzaklaşırken koşmaya başladım. Anladığım kadarıyla adam vurulmuştu. O yüzden hızla peşinden koşmaya devam edip "Dur orda" diye hafif yüksek şekilde bağırdım. Adam durmayınca havaya bir el ateş ettim. Adam durunca yanına yaklaşmaya başladım. Temkinli yaklaşıp tam arkasında durdum. "Yüzünü dön" dedim. Adam sert bir soluk bırakıp yavaş yavaş dönmeye başladı. Ama aniden bir hamle yapıp el bileğimi kavradı. Tetiğe bassam da yana gitti. Adamın mavi gözleriyle benim ela gözlerim birbirine kenetlendi. Adamın yüzüne yan bir şırıtış eklenip bileğimi zorlayıp arkama geçmeyi başardı. "Hiç bu kadar seksi bir Asena görmedim" dedi kokumu içine çekerek. Adama dirsek geçirirken diğer kolumu da kavrayıp "Kokuna müptela olabilirim Asena" diyerek arkadan dizime bir tekme atınca acıyla inledim. Dağınık dikkatimden yararlanıp elimde ki silahı alıp kaçmaya başladı. Kendimi toparlamaya çalışıp bir süre sonra ayağa kalktım. Ağrım olsa da peşinden koşmaya devam ettim. "Asker" diye bağıran komutan ile olduğum yere çivi çakarken, kim bilir hangi cezayı verecek diye kafamda ki görüntülerle derin bir nefes alıp arkama döndüm. Zaten adamı da kaçırmıştım...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD