Nil, elinde titizlikle süslenmiş bir tabak kekle Arda ’nın dairesinin kapısına geldiğinde, kendini garip bir şekilde gergin hissediyordu. Bir yandan yaşanan çıkıştan dolayı mahcubiyet duyuyor, diğer yandan karşısındaki adamın soğukkanlı ve kibar tavırları içinde bir sızı bırakmıştı. Derin bir nefes aldı, sonra zile bastı.
Kapı açıldığında Arda, rahat bir kıyafetle karşıladı onu. Gülümsemesi yine samimiydi.
“Merhaba… şey…” Nil tabağı uzattı, gözlerini kaçırarak. “O gün için özür dilerim. Size bağırmam hiç hoş değildi. Kek yaptım, umarım seversiniz.”
Arda göz ucuyla tabaktaki keki inceledi, sonra tebessüm etti. “Barış kekiyse reddedemem. Buyurun, içeri geçin. Kahve de yaparım yanına.”
Nil bir an duraksadı ama sonra başıyla onayladı. “Olur… teşekkür ederim.”
Daireye adım attığında, iç d
