Savaş, VIP çıkışında beklerken sabrının sonlarına geldiğini hissediyordu. Nil ’i daha önce bir kez ölümden kurtarmıştı ama bu, ona olan tahammülünü artırmak yerine iyice azaltmıştı. Kız şımarıktı, bencil ve başına buyruktu. Üstüne üstlük, onu korumak zorunda olduğu yetmezmiş gibi şimdi bir de havalimanından alıp götürmekle uğraşıyordu. VIP kapısından Nil süzülerek çıkarken Savaş dişlerini sıktı. Kız, sanki uçak yolculuğundan gelmemiş gibi kusursuz görünüyordu. Lüks gözlüklerini burnunun ucuna indirdi, çantasını omzuna atarak etrafına kısa bir göz gezdirdi. Sonra gözleri Savaş’ a kilitlendi. Nil’ in yüzünde anında memnuniyetsiz bir ifade belirdi. "Sen?" dedi küçümseyici bir tonla. "Gerçekten mi? Beni almak için kimseyi bulamayınca yine sana mı kaldılar?" Savaş kollarını göğsünde bağladı.

