Kadir Bey bana atlardan bahsederken, dikkatimi çeken kömür gibi siyah olan at olmuştu. Atlar, asil hayvanlardır derlerdi de inanmazdım. Ama gerçekten de çok asil duruyorlardı. On iki tane at, onlara ayrılan kocaman bahçede koşarken, hayranlıkla izlemeye başladım. "Bizim geleneğimizde, önemli dört tane kural vardır." Kadir Bey'in sesiyle bakışlarımı atlardan çekip Kadir Bey'e baktım. "At, kadın, silah. Bunlar zaten çok bilindik şeyler ama biz yine de onları el üstünde tutar gözümüz gibi bakarız. Bir de bu ailemizin geleneği olan, Zeybek vardır. Zeybek, bizim atalarımızdan kalma ve büyüklerim bunu nesilden nesile aktarmak için kesin kuralımız yapmıştır." Kadir Bey karşısında ağzım açık kaldı. Çünkü ben hiçbirini bilmiyordum. Ne silah kullanmayı, ne ata binmeyi, ne de zeybek oynamayı bilmiy

