Ne zaman buraya geldim bilmiyorum ayaklarım beni eşimin evinin kapısına kadar getirdi.
Sakince düşünmek istiyordum. Ama bir tarafım hep öfke doluydu.
Kurdum yine şom ağzını açtı ve konuşmaya başladı.
-Ne olmuş yani insan sa ne fark eder o bizim bize ait.
-O bizim değil" diyerek cevap verdim. Yaşananları unuttunmu ? Herseyi birlikte yaşadık biz. Tüm bunların üstüne benim o insanı kabul etmemi nasıl beklersin ki sen nasıl bu kadar çabuk kabul ettin onuda anlamadım.
-Kabul etmeyip senin gibi ay tanrıçasını karşımıza almaya hiç niyetim yok benim. Ay tanrıçasını karşımıza almak sonumuzu getirebilirki bunu benim kadar sende biliyorsun dedi.
Bu sizler üstüne sessizliğe büründüm yaşlı bunak haklıydı bu yaptığım tanrıcayı karşıma almak demekti.
Derin bir nefes alarak kafamı ellerimin arasına aldım. Bir süre bu şekilde düşündükten sonra kararımı verip olduğum yerden kalktım. Yaptığım şey ay tanrıçasının hiç hoşuna gitmeyecekti ama çokta şeyim de yani. Bu insanı lunam yapmayacaktım ailemi acımadan katleden bu insan soyunu kendi soyuma katacak değildim.
Oturduğum yerden doğrularak arabama gitmek için hareket ettim.
Bu lanet olası eş bağı henüz tamamlanmamış olmasına rağmen Alfa olduğum için diğer kurtlardan daha fazla etkiliyor beni.
Başımı döndüren bahar kokusunu evin dışından bile alabiliyordum. Burda durmanın benim için iyi olmayacağı gün gibi ortada. Yerimden kalktım arabaya binince nereye gitsem diye düşünmeye başladım sürü evine girmek istemiyordum çünkü betam önümü kesecek ve o insanı lunam yapmam konusunda vaaz verecekti bunu adım gibi biliyordum.
Arabayı çalıştırıp öylece sürmeye başladım saatlerce dolandım sahil kenarına gittim denize girdim içtim kesmedi daha fazla içtim sonunda sarhoş olmaya başladım ki bu durum alışık olmadığım birseydi. Kafa bereye ben oraya oldum bir süre sonra. Uyumak istiyordum ama gözlerimi kapadığımda an kahrolası masum gözler geliyordu önüme bu yüzden uyumaktan vazgeçtim nasıl olsa alkolün etkisi yorgunluk derken pat diye uyuyabilirdim bir süre sonra.
Bu yarım yamalak düşünceler ile araba sürmeye devam ederken sabahın ilk ışıkları gözlerimi kamastırmaya başladı. Arabayı kenara çekip derinden bir offfff çektim gizlerim güneş ışıklarına alışırken yine burnuma o beni mest eden bahar kokusu çarptı. Etrafa göz gezdirdiğimde bulunduğum konuma şaşırdım. Tüm gece gezmiş dolaşmış içmiş ve tekrar o lanet olasıca insanın kapısının önüne gelmiştim.
Ha ben böyle işin içine.
Arabadan indim sırtımı arabaya yaslayarak cebimden sigara paketimi çıkardım. Aslında içmiyorum sigara ama bazen tepem attığında yatıştırıcı gücüne ihtiyacım olabileceğini düşünüyorum. Gerçi o kadar içki banamısın demiyorsa sigara ne yapsınki bana. Sigarayı işaret ve orta parmağım arasına alıp dudaklarıma yerleştirdim. Cebimdeki zippo çakmağı çıkartıp ucunu yaktım. Sigaranın zehirli gri dumanını tek nefeste ciğerlerime doldurdum. Sigaram bittikten sonra izmaritini yere atıp üzerine bastım. Burada kalmamalıyım bu doğru değil. Bu düşüncelerle tam arkamı dönüp arabama binmek üzereydim ki burnuma dolan bahar kokusu ile olduğum yerde kas katı kesildim. O masum gözlerin sahibi benim eşim yine dünkü gibi kulaklığını takmış kafasını önüne eğmiş yürüyordu ben ise gözlerimi ondan ayıramıyor hatta hareket edemiyorum. Göğsüme vuran tatlı nefesi ile gurdugim şoktan çıktım. Kahretsin yine yapıyor yine o uzun kirpiklerinin ardından masumca bana bakıyor. Bana çarptıktan sonra tam yoluna devam etmek üzereydi ki yaşlı bunak kontrolü benden alarak onu kolundan tuttu.
Değişim geçirmeden azı dişlerimi boynunda hissettim. Kurdumla kontrolü tekrar ele alabilmek için mücadele etmeye başladım. Kısa süre sonra kontrolü bana verince olanlar karşısında resmen mal gibi kaldım. Kız hemen yanı başımda bayılmak üzereydi bayılmadan onu kollarıma aldım.
Burnuma yine o enfes bahar kokusu geliyordu
Bu yaptığım çok aptalca biliyorum ama onu ısırdıktan sonra burda bırakamam. Arabaya yerleştirip emniyet kemerini taktım sürücü koltuğuna yerleşip kafamı direksiyona koydum bir süre bundan sonra ne yapacağımı düşündüm. En mantıklısı onu sürü evine götürüp geçiş sürecini yakından takip etmekti. Tek başına bu süreci tamamlayamaya bilir bu süreçte ölebilirdi. Gerçi sonuçta bir insandı ölsene pek umursamazdım ama yinede benim eşimdi öylece ölmesini izleyemezdim.
Yola çıktıktan bir süre sonra betamı aradım. Gayet neşeli sesi ile "efendim alfa dedi ve düşük çenesi ile devam etti. Gece gelmedin baya eğlenmiş olmalısın istersen bu gece yine çık bu günde suan neredeysen orda kal dedi.
Geveze işte asla susmuyor Betamama yüksek sesle yeter kes sesini ve beni dinle dedim. Bu sefer ben onun bana cevap vermesini beklemeden konuşmaya başladım.
Zindanı ayarla hafif suçlular için olanlardan birini ve bir tanede şilte koy dedim.
Tam konuşmaya baslayacakken telefonu suratına kapattım.
Aracımız hızla sürü evine doğru sürerken kafamın içinde kurdumla kavga ediyordum.
-Sen Sen nasıl yaparsın bunu kontrolü benden aldığın yetmiyormuş gibi birde onu ısırdın. Kuduzmusun Sen nasıl yapabildin böyle birşeyi SÖYLEEEEEEE diye bağırdım.
-Beyinsizmisin Sen dedi tüm gece dolandın içtin ama sonunda kendini yine onun kapısında buldun. Bunun anlamı ne sence ?
-Bir süre sessiz kaldım. Benim suskun olmamdan cesaret alıp konuşmaya devam etti.
- O bizim eşimiz ne yaparsan yap ne kadar kaçarsan kaç sonunda eşimizle olacağız.Hem sırf istemiyorsun
diye ben neden eşimden oluyordum deyip kendini geri çekti.
Aptal kurt biz bu zamana kadar hep uyum icerisindeydik ama bu konu bizi ayırdı. Neyse olan oldu bundan sonra ne yapabilirim bunu düşünmeliyim. Geçiş süresinden sonra ne yapmalıyım. Onu kendi sürümemi alıcam bu imkansız tamam bu kurt adam olma sürecinde yardım edicem ama sadece bu kadar daha fazlasını kimse benden bekleyemez yada isteyemez. Yol boyunca bundan sonra ne yapacağımı düşündüm. Kurt adam olduktan sonra onu bana eş yapan ay tanrıçasının huzurunda reddedip sürümün alfalarının yaptığı gibi kendime bir luna seçip hayatıma devam edicem.
Aldığım kararla üzerimden bir yük kalkmış oldu.
Dikiz aynasından arkada baygın halde olan eşime baktım. Çok ama çok fazla güzeldi belinden daha uzun açık kahverengi saçlar minyon yüzü kırmızı dolgun dudaklar uzun kirpikler kalemle çizilmiş gibi kaşlar hayatımda hiç bu kadar güzel bir kız görmemiştim.
Ben düşüncelere dalmışken yol hızla bitti. Sürü evinin otoparkında arabamı çekip zihin iletişimi ile betamı çağırdım bir iki dk sonra betam elinde zindanın anahtarları ile yanıma doğru gelmeye başladığını görünce arabadan inip arka kapıyı açıp Eşimi kucağıma aldım.
Beni kucağımda bir kızla gören betam far görmüş tavşan gibi bana baktı. Soru sormasını istemiyordum bu yüzden zindan a giden yola yöneldim. Konuşmaya hevesli olmadığımı gören betam da anlayışlı davranarak önünde gidip zindanın kapısını açmıştı. İçerisi iğrenç kokuyordu ama ona tam hak ettiği yeri veriyordum. Kızın kalacağı zindanın önünde bir iki saniye bekledikten sonra yavaş adımlarla içeri girdim .Kendimi tanıyamaz olmuştum bu kadar iyiliği bir insan icinmi yapıyordun bende kendime şaşırıyorum.