Kaçırılma

1014 Words
Gördüğüm saçma rüya yüzünden sabah a kadar uyuyamadım. Sabahın ilk ışıkları odamı aydınlatırken bedenimi tekrar yataktan kalkmaya zorladım. Banyo ya girip işlerimi hallettikten sonra üstümü değiştirip alt kata mutfağa indim. Herkesten önce kalktığım için kahvaltı hazırlamaya başladım. Ama canım hiç bir şey çekmiyordu. Güzelce masayı hazırladım ailemi uyandırıp birlikte kahvaltı yaptık gerçi çok birsey yiyemedim ama olsun kahvaltı her zaman ki gibi neşe içinde geçti. Kahvaltıdan sonra annem le Babam a iyi günler öpücüğü vererek evden çıktım. Dünden sonra güzel bir gün geçirmeniz düşüncesi ile her zaman yaptığım gibi kulaklığımı takıp başımı önüme çevirip yürümeye başladım. Bur iki adım atmıştım ki bir kişiye çarpınca kafamı yerden kaldırıp karşımdaki kişiye baktım. Pardon dedim acele ile yoluma devam etmeye başladım. Ama sanki ayaklarım beni ileri götürmüyordu. Bu dün çarptığım adam dı. Ben ilerlemeye başladığımda kolumdan tutup beni kendine çekti ve yine eşim dedi. Saçlarım dan tutup kafamı sağ tarafa çevirip burnunu boynuma gömerek derin nefesler almaya başladı. Onu kendimden uzaklaştırmak istiyordum. Ama ellerim i hareket ettiremiyordum tüm gücümü yitirmiş bir halde olduğumu yerde put kesildim. Adam hala burnunu boynumdan almamıştı. Üstelik şimdi diğer eli sırtımda geziniyordu. Dokunduğu her yerde kıvılcımlar oluşuyor. Tüm bedenimi ele geçiriyordu. Adam bir kez daha derim nefes alıp eşim dedi hırıltılı ve boğuk sesi ile. Ben daha ne olduğunu anlayamadan keskin bir acı boğazıma saplandı. Bu öyle alelade bir acı değildi tüm bedenimi ve ruhumu ele geçiren acı ile başım dönmeye gözlerim kararmaya başladı. Güçlükle bir kaç adım geri attıktan sonra karşımdaki adama baktım ama hersey çok bulanıktı. Hatırladığım son şey ise adamın beni kollarına alıp taşımasıydı. Tüm vücudum uyuşmuş baş ağrısı ile gözlerimi açmaya çalıştım. Yavaş yavaş gözlerimi karanlığa alıştırmaya çalıştım gözlerimi açtığımda yabancısı olduğum boş bir oda da yerde serili bir şiltenin üzerinde yatıyordum. iyiden iyiye kendime geldiğimde yaşadıklarımı beynime hücum etmeye başladı. Elim istemsizce boynuma gitti. Boynum hala ıslaktı kanın metalik kokusunu alabiliyordum. Ne yapmıştı o adam bana beni ısırmış tı. Kimdi o adam ve neden beni ısırmış ti nerdeydim ben neler oluyor diye kafayı yemek üzereydim. Yatırıldığım yerden güç bela kalkarak karşımda duran kapıya yöneldim. Kapının kuluna tutunarak vücudumu tamamen ayağa kaldırdım. Tüm gücümle bağırmaya başladım. "İMDATTTT KURTARIN BENİİ. YARDIM EDİN. KİMSE YOKMU!!! avazım çıktığı kadar bağırmaya kapıyı yumruklamaya devam ettim. Aradan baya zaman geçmesine rağmen ne cevap veren olmuştu nede gelen. Çabalarımın boşa olduğunu anladığımda uzun süredir akmak için bekleyen göz yaşlarıma izin verdim. Sırtımı kapıya yaslayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ne kadar süre ağladığımı bilmiyorum o kadar çok ağladım ki artık gözümden yaş gelmiyor. Hıçkırıklarım kısa ve cılız iniltilere dönüştü. Artık tamamen kimsenin gelmeyeceğine emin olduğumda daha fazla bu soğuk betonun üzerinde oturmanın anlamsız olduğuna karar verdim. Son kalan enerjimle kendimi yerdeki şiltenin üzerini sürükledim. Yürüdüm diyemiyorum çünkü yaptığım şey tam olarak sürünmek ti. Şiltenin üzerine kendimi attım boynum hala çok ağrıyor acıyordu. Biraz uyumanın kendimi daha iyi hissettirecegini düşünerek uyumaya çalıştım. Asıl uyumak istememin sebebi bunların kötü bir kabus olduğunu düşünmem ve uyanınca evde sıcacık yatağımda gözlerimi acma ihtimalini düşünmüştüm. Belkide rüya görüyorum diye içimden geçirdim Gözlerimi kapatmayı denerken annem babam geldi aklıma benim okula gittiğimi düşünüyorlardı. Halbuki küçük kızları ne idüğü belirsiz biri tarafından önce ısırılmış sonrada kaçırılıp bodrum katı olduğunu düşündüğüm bir odaya kapatılmıştı. Annemle babam aklıma gelince ağlamaktan harap olmuş gözlerimden yaşlar yine firar etmeye başladı. Acaba bana ne olacak bir daha annem ile babamı görebilecekmiyim. Bunları düşünerek ağlamaya devam ederken gözlerim ve bedenim bu kadar acıya daha fazla dayanamadı. Soğuk pus kokulu bodrumda kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum gözlerimi açtığımda bi defa oda da ışık yanıyor du. Hemen yanı başım a bir yatak konulmuş. Sağ tarafımda ise bir yer sofrası vardı. Sofranın üzerinde kahvaltılıklarla dolu olduğunu görünce kaç saattir yemek yemediğim aklıma geldi. Gerçi bilmiyorum ben kaç saattir yemek yemiyorum. Resmen zaman mekan kavramını kaybetmiştim. Yavaşça yerimden kalkarak sofraya doğru bur kaç ürkek adım attım. Sofranın üzerindeki yiyecekler iştah açıcı görünüyordu. Sanki düşüncelerimi okuya biliyormuş gibi midem guruldama başladı. İyice sofraya yaklaştığında Sofranın üzerinde bir kağıt gördüm. Üzerinde YEMEĞİNİ YE AĞLAMAYIDA KES ARTIK SESIN BEYNİMİ TIRMALIYOR yazıyordu. Demekki birileri beni duyuyor hatta belkide izliyordu belkisi fazla izliyordu kesin. Yazılanları okuduktan sonra sinir tepeme çıkmıştı. KİMSİN NESİN NE İSTİYORSUN BENDEN diyerek bağırmaya başladım. Tabiki çabalarım boşunaydı. Yine ne gelen vardı nede bana cevap veren. Valla şu durumda yemek yemek pek uygun degildi biliyorum ama ne yapım çok açtım. Zaten boynumdaki ağrı buranın soğukluğu yeterince zordu bir de açlıkla baş edemezdim. Sofraya oturup ne var ne yoksa bir güzel yedim karnımı tıka basa doldurdum. Boğazımda ki ağrı iyiden iyiye dayanılmaz bir hal alırken korkmaya başladım acaba enfeksiyon mu kaptım diye. Ki eğer enfekte olmuşsa bile bogazimdaki yara hiç şaşırmam böyle pis bir yer soğuk ve yara mükemmel uyum. Ağrıya daha fazla dayanamayınca tekrar bağırmaya başladım. KİM OLDUGUNU BİLMİYORUM AMA SENI GÖRDÜM NE ISTIYORSUN BENDEN BENI NEDEN ISIRDIN. YARAM COK ACIYOR. ENFEKTE BILE OLMUŞ OLABİLİR. BİLİYORMUSUN, BİLMİYORUM AMA BIYLE YARALAR ENFEKTE OLURSA VE ZAMANINDA MÜDAHALE EDİLMEZSE ÖLÜMCÜL OLABİLİYOR diye bağırdım tüm gücümle. O an bir yandan da içimden kendi kendime TABİ ÖLMEMİ İSTİYORSA O AYRI DIYE DÜŞÜNDÜM. Yemekten sonra şilte den daha iyi olduğunu düşündüğüm yatağın üzerine geçerek düşünmeye başladım. Kim bu adam beni neden ısırdı ve gözlerim kararmaya başlamadan önce gözlerine bakmıştım. Gözlerinin kırmızı olduğuna yemin edebilirim bur insanın gözlerinin böyle olma olasılığı neydi onu düşündüm. Belkide ben yanıldım yada gözlerinde lens vardı olabilirdi kırmızı lens çünkü benimde vardı lensleri kırmızı GALATASARAY maçlarına giderken takıyordum. Ama bu adamın ki farklıydı baya doğaldı. Kendi kendime bunun muhasebesini yaparken uyku gözlerimden akmaya başladı. Yerdeki şilte yi üzerime yorgan olarak kullanmaya karar verdim en azından biraz olsun soğuktan korunmayı umuyorum. Yatağın içine doğru iyice girdim kendimi cenin pozisyonuna alarak kafamı da siltenin altına sokup birazcık uyumayı denedim. Ben birazcık diyorum ama ne kadar uyudum bilmiyorum. Uyandığım anda üzerimdeki yorganla amansız bir savaş a girdim resmen yorganı üzerimden atana kadar akla karayı seçtim. Savaşın kazananı olarak yatakta oturduğumda gözlerimi oda da gezdirdim. sofra temizlenmiş kahvaltiliklar gitmiş yerine dumanı üstünde bir kase çorba vardı. Yataktan doğrularak sofraya yaklaştım yine bir kağıt vardı ve yine üzerinde bir not YARAN ENFEKTE OLMAMIŞ. BU İLAÇLARI ÇORBANI BITIRDIKTEN SONRA KULLAN AĞRIN HAFIFLEYECEKTİR. VE ARTIK CIDDEN ZIRLAMAYI KES İNSAN yazıyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD