Ahırın kapısından girdiğimde Alp'in sesini duyunca yüzümde bir gülümseme oluştu. ~ Sevdan olmasaydı da, gönüle dolmasaydı. Dünya neye yaradı da, güzeli olmasaydı. ~ Bir yandan türkü söylüyor bir yandan da Asil'i seviyordu. Usulca arkasından yaklaşıp belinden sarıldım. " Asil'i kıskanacağım bu gidişle. " Beklemediği anda sarılınca ilk önce şaşırdı ama söylediğime dolu dolu bir kahkaha attı. Gülüşü resmen ahırda yankılandı. Başını azıcık yana çevirip göz ucuyla bana baktı. Bakışları... Ne zaman bu kadar çok sever oldum bu adamın gülüşünü? Ne zaman bir kahkahasına ömrümü bırakacak kadar alıştım ona? “Ee, ne yapalım… sen yokken gönlümü Asil’le avutuyorum,” dedi. Sesi şaka yapar gibi çıktı ama bakışlarında bir parça özlem gizliydi. Kollarımı biraz daha sıkı sardım beline. Başı

