Duygu Öztürk " Furkan şimdi neye gülüyorsun? " Gözümün önüne Furkan'ın gevrek gevrek gülüşü geldi. Ağzını ayıra ayıra gülüyordur şimdi pislik. Sesimdeki yorgunluğu bastıramadım. İçim paramparça. O an, Alp’in bana yaklaşımı, dokunuşu... sonra o cümle. Sanki bir kova su başımdan aşağıya dökülmüştü. " Sizin bu halinize gülüyorum neye güleceğim kızım. " Sanki olanlar bir komediymiş gibi... Kendim yaşamasam ben de gülerdim bu olanlara. Şaka gibi geliyor belki uzaktan bakınca, ama içim kanıyor. " Ya ben ne diyorum sen ne diyorsun Furkan ya. Kapat telefonu gıcık. " Sesim sertti ama içimde gizlediğim kırılganlık da gün yüzü gibi ortadaydı. Belki de Furkan beni keyiflendirmek için böyle gülüyordu. " Tamam tamam dur kapatma. Şimdi hem öptü hem de arkadaşımın kardeşisin mi dedi sana h

