Bölüm 9: Sabahın İlk Işıkları

1065 Words
Sabahın ilk ışıkları konağın geniş avlusuna vurduğunda, İbrahim çoktan uyanmıştı. Halının üzerindeki yastığını bir kenara atıp sessizce ayağa kalktı. Gün henüz yeni başlarken, Simya’nın hala uyuduğundan emin bir şekilde üstüne geçirdiği koyu renk gömleği düzeltip dolaptan ceketini aldı. Kapının kolunu dikkatlice açarak odadan çıktı. Koridorlarda yankılanan ayak sesleri, konağın sessizliğini bozuyordu. İbrahim, bir an bile duraksamadan geniş merdivenlerden aşağıya indi. Dış kapıya ulaştığında, Yusuf çoktan lüks aracını konağın girişine çekmişti. Şoför, İbrahim’in gelmesini sessiz bir hürmetle bekliyordu. İbrahim araca bindiğinde, Yusuf aynadan kısa bir bakış atarak, “Nereye ağam?” diye sordu. İbrahim gözlerini camdan dışarıya çevirdi ve soğukkanlı bir şekilde, “Otele,” dedi. Yusuf, hiçbir şey sormadan arabayı çalıştırdı. Araç, şehir merkezine doğru hızla yol alırken İbrahim’in yüzünde sabırsız bir ifade vardı. Yusuf’un arabayı sessizce kullanması, İbrahim’e düşünceleriyle baş başa kalma fırsatı tanımıştı. Yumruğunu sıktı, parmaklarının arasında gerilen güçlü kasları açıkça belli oluyordu. İşte tam da bu gerilimi boşaltmaya ihtiyacım var diye düşündü. İçindeki gerginlik bitmiyordu. Ev, ailesi, iş yeri, Simya... Bu sabah, Seda’yı görmek için sabırsızlanıyordu. Onunla olan bu görüşmeler, İbrahim için hem bir kaçış hem de bir rahatlama oluyordu. Seda’nın varlığı, hem geçmişten gelen bir bağ hem de şimdiki gerginliğini hafifleten bir mola gibiydi. Kendi kendine, *“Her zamanki gibi bekliyordur,”* diye düşündü. Bu düşünce, sabırsızlığını ve arzusunu daha da kamçıladı. Yusuf, aracı büyük bir otelin lüks girişine çektiğinde, İbrahim hemen kapıyı açarak dışarı çıktı. Otelin girişindeki görevliye başıyla kısa bir selam vererek mermer zemine adım attı. İbrahim, otelin içindeki geniş lobide hiç oyalanmadan asansörlere yöneldi. Lobideki zarif detaylar, büyük avizeler ve güzel çiçekler bile onun dikkatini çekmiyordu. Asansöre ulaştığında, düğmeye bastı ve aynadan kendisine bir bakış attı. Saçlarını eliyle geriye doğru taradı ve gömleğinin yakasını hafifçe gevşetti. Her zamanki odalarına çıkıyordu. İçindeki heyecan artarken, Seda’nın onu beklediğinden emindi. İbrahim, odanın kapısına ulaştığında bir an için duraksadı. Elini kapıya doğru uzattı ve temkinli bir şekilde hafifçe vurdu. Kapı hemen açıldı. Karşısında, Seda her zamanki gibi seksi bir elbiseyle ve arzu dolu duruşuyla onu bekliyordu. Seda’nın yüzündeki hafif alaycı gülümseme, İbrahim’in sabırsızlığının son noktası oldu. Hızla Seda’yı da içeri çekerek odaya girdi. Kapıyı kapattı ve derin bir nefes aldı. Odanın lüks ve çekici atmosferi, ışıkların loş parıltısıyla daha da vurgulanıyordu. Havada, heyecan ve tehlikenin karışık kokusu vardı. Seda, kırmızı elbisesiyle, hâlâ odanın başlangıcında ayakta bekliyordu. Gözlerinde, bilinçli bir meydan okuma vardı. İbrahim onu boydan boya süzerek mini barın yanına yaklaştı. Mini bardan bir şişe viski aldı ve kendisine bir bardak viski doldurdu. İçkisini tek dikişte bitirdi. Sonra, Seda’ya bakarak, sert ve arzu dolu bir sesle “Soyun,” dedi. Seda, ona itaat etmekten haz alan bir tavırla, yavaşça elbisesini çıkarmaya başladı. Hareketleri, baştan çıkarıcı bir şekilde yavaştı. Her hareketi, İbrahim’in içindeki şehveti daha da arttıyordu. Üzerinde, yalnızca zarif dantelli iç çamaşırları ve topuklu ayakkabıları kalana kadar soyundu. İbrahim'in ince topuklu ayakkabıları ne kadar seksi bulduğunu biliyordu. Bu şekilde, ayakta, ona kendini sergilemekten ince bir haz duyarak yavaşça kendi etrafında döndü. İbrahim, ise onun bu hareketinden son derece etkilenerek viski bardağını kenara bırakıp ona doğru yaklaştı. Seda'nın gözlerinin içine meydan okuyan bir ifadeyle bakıp onu sertçe yatağa itti. Seda, yatağın üzerine düşerken, İbrahim'in yüzüne karanlık bir gülümseme yerleşti. İbrahim, yatağa çıkıp Seda’nın üzerine eğildi. Kulağını ısırıp sert bir tavırla onu okşamaya başladı. Seda onun bu tavırlarına bayılıyordu. Hareketleri; sert, umursamaz ve acımasızdı. Onunla, her zamanki gibi şiddetli ve kontrolsüz bir şekilde sevişmeye başladı. Seda’nın inlemeleri, odanın içinde yankılanıyordu. Ama İbrahim, bunları duymuyor gibiydi. Onu acımasızca ve daha sertçe öpmeye, ısırmaya devam etti. İbrahim'in sıcak nefesleri Seda’nın çıplak tenini alev alev yakıyordu. Pantolonundan bile belli olan erkekliğinin büyüklüğü ve sertliği, Seda’nın içinde hem korku hem de çılgın bir arzu uyandırıyordu. Seda’nın cinsel organı, şimdiden hazır ve ıslaktı; İbrahim onu avuçlarken bunu hissetmişti. İbrahim onun kulağına eğilip "Bugün, gün boyunca benimsin." diye fısıldadı. Bu Seda’yı daha da tahrik etti. Buluştuklarında genelde sadece birkaç kez sevişir ve ikisi de yeterince tatmin olduktan sonra ayrılırlardı. İbrahim pantolonunun fermuarını açtı, elini baksırına sokup son derece heybetli erkekliğini çıkardı. Onu birkaç kez sıvazladıktan sonra erkekliğini Seda’nın vajinasının girişine dayadı. Sert ve sıcak dokunuşu, Seda’nın vücudunda bir şok dalgası yarattı. Seda, nefesini tuttu; vücudu beklentiyle gerginleşti. Aynı anda hem korku dolu hem de öfkeli dolu bir arzu hissetmeye başladı. İbrahim, yavaşça harekete geçti. Erkekliğinin başı, Seda’nın ıslak ve sıkı vajinasına girmeye başlarken, Seda’nın vücuduna bir titreme yayıldı. Acı ve zevk birlikteydi. Sertliğin sıcaklığı, Seda’nın içini dolduracak kadar iriydi Seda'nın kasları, İbrahim’in erkekliğinin etrafında kendiliğinden kasılıp gevşiyordu. Erkekliğinin tamamı Seda’nın içine girdiğinde, Seda bir an için nefessiz kaldı. Yoğun bir acı ve doluluk hissi, vücudunu sarmıştı. Ama bu acı, bir an sonra yerini şiddetli bir zevk duygusuna bıraktı. Seda’nın vücudu, istemsizce kasılıp gevşiyordu. Her hücresi, İbrahim’in varlığını hissediyor; onunla bir bütün olmak çırpınıyordu. Bu sırada İbrahim onu daha da tahrik etmek için kulağına eğilip "Seni bu yüzden seviyorum işte, daracacık amın için" dedi soluk soluğa. Bu Seda’yı inanılmaz tahrik etti ve daha fazlasını isteyerek inledi. Onun inlemesini duyan İbrahim, yavaş ve kontrollü bir şekilde hareket etmeye başladı. Fakat bu kontrollü hareketler içerisinde, kendini tutabilmesi için muazzam bir güç barındırıyordu. Her bir itmede, Seda’nın en derin noktalarına ulaşıyordu. Seda’nın ince iniltileri, odada, dar kadınlığının zevkiyse penisinde yankılanıyordu. İbrahim’in sıcak ve hızlı nefesleri, Seda’nın boynuna değiyordu. Vücutları, birbirine sıkıca yapışmıştı. İki beden, tek bir vücut olmuş gibiydi. Hareketleri, hem vahşi hem de yoğun bir tutkuyla doluydu. Seda gözlerini kapamıştı. Artık sadece onu hissetmek ve zevkin doruklarına çıkarak patlamak istiyordu. İbrahim, Seda’nın içinde şiddetli bir şekilde hareket ediyordu. Seda’nın vücudu, acı ve zevk karışımı bir titremeyle doluydu. Nefes nefese kalmıştı. Vücudu, erkekliğinin etrafında kontrolsüzce kasılıp gevşiyordu. Birden, İbrahim durdu. Seda’nın yüzüne yaklaştı ve sert bir sesle, "Gözlerini aç," diye fısıldadı. "Boşalırken yüzünü görmek istiyorum," diye ekledi, sesinde karanlık bir arzu vardı. Seda, zorla gözlerini açtı. Görüntü bulanıktı. İbrahim’in yüzü dibindeydi. Tek seçebildiği gözlerindeki vahşi parıltıydı. Seda, kendini onun acımasız giriş çıkışlarına teslim etmişti artık. İbrahim, Seda’nın ince boynunu sıkıca kavradı. Parmakları, Seda’nın boğazına sıkıca yapışmıştı. Seda, acıdan ve zevkten inliyordu. İbrahim’in tutkusu, arzusu ve vahşiliği onun vücudunda yankılanıyordu. Zevk dolu bir uçuruma yuvarlanırken son kez çığlık çığlığa inledi. İbrahim onun boynunu acımasızca sıkarken, şiddetli ve kontrolsüz bir boşalma yaşadı. Erkekliği, Seda’nın içinde patladı. Onun içini dalga dalga doldururken "Lanet olsun" dedi. Birlikte olduğu kadınların içine boşalmazdı. Bu sefer kafası çok dağınıktı ve kendini tutamamıştı. Soluk soluğa onun yanına uzanırken yorgunlukla gevşedi. Günlerdir yerde yatmaktan yorulmuştu. Yatağa yayılıp Seda'yı kucağına çekerken onun kulağına şehvetle fısıldadı; "Uyanınca seni tekrar sikeceğim. Ve sonra tekrar..."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD