Köşe Başında Unutulmuş Bir GülüşGüncellenme zamanı Dec 11, 2025, 15:19
"Bazen bir gülüş, ne geçmişe aittir ne geleceğe; sadece o anın içinde, kalbin en savunmasız yerinde yankılanır."
İstanbul, kışın en sessiz sabahlarından biriydi. Gökyüzü gri, sokaklar ıslak, rüzgâr hafifti. Bir kitapçının buğulu camlarının ardında, Leriya raflar arasında bir başlığı arıyordu. Elinde bir not vardı: "Köşe Başında Unutulmuş Bir Gülüş." Belki bir şiir kitabıydı, belki hiç var olmamış bir roman. Ama o, bu ismin peşindeydi.
Birkaç raf ötede, genç bir adam eski pikaplara göz gezdiriyordu. Tozlu bir kapağı kaldırdığında, kitapçıda bir ses yükseldi:
"Güldürmeyen, ağlatmayan... Sinsi bir ok öldürmeyen..."
Cihan Mürtezaoğlu'nun "Bir Beyaz Orkide"si çalmaya başlamıştı. Kitapçı sahibi, pikaplara bakan gence döndü:
''Ne arıyorsun?''
''İşte bu... Bunu arıyordum.'' dedi, işaret parmağını havaya kaldırarak. Dudakları kıvrıldı.
Tam o anda, Leriya bir rafa uzanırken dengesini kaybetti. Genç adam da aynı yöne dönüyordu. Omuzları çarpıştı. Birkaç kitap yere düştü. İkisi de eğildi.
''Özür dilerim'' dedi Leriya.
''Ben de...'' dedi genç. Gözleri kısa bir an Leriya'nınkine takıldı. Sessizlik oldu.
''Bu kitabı arıyorum ama... sanırım yok.'' dedi Leriya. Genç adam, notu okudu. Gülümsedi.
''Belki de başka bir yerde vardır. Benim bildiğim bir yer var. Sessiz, eski kitaplarla dolu.'' dedi genç. Leriya sustu. Dışarıda yağmur başlamıştı. Camdaki buğu biraz daha yoğunlaştı. Leriya hiç beklenmedik anda genç adama sordu:
''Oraya birlikte gitsek... sakıncası olur mu?'' dedi genç adamın gözlerine bakarak.
''Olmaz.'' dedi genç adam. Leriya beklediği cevabı almıştı ama nedenini sormaktan da çekinmemişti. '' Neden?'' diye sordu. Tek beklentisi gelecek cevabın onu tatmin etmesiydi. Genç, gülümseyerek cevap verdi.
''Çünkü yol aynıysa, birlikte yürünür.''