Merhaba sevgili okurlar!
Ben Şevval. Küçüklüğümden beri kelimelerin büyüsüne inandım. Bazıları duygularını resimle, bazıları müzikle anlatır; ben ise her zaman kalemin ve kâğıdın arkasında kendimi buldum. Yazmak, benim için yalnızca bir hobi değil; aynı zamanda nefes almak, hayallerimi görünür kılmak ve kalbimde saklı hikâyeleri sizlerle paylaşmak demek.
Hikâyelerimde genellikle gençlik, aşk, dram ve hayata dair küçük ayrıntılar ön planda olur. Çünkü hepimiz biraz aşkı, biraz acıyı, biraz da umudu içinde barındırıyoruz. Benim için yazmak, hem kendimi hem de başkalarını anlamanın bir yolu. Karakterlerim kimi zaman benim duygularımı taşır, kimi zaman da hayal gücümde filizlenen bambaşka hayatların sesi olur.
Dreame’de yazmaya başlamamın en büyük nedeni, kalbimden çıkan hikâyelerin başkalarının kalbine de dokunabileceğine olan inancım. Belki de sen bu satırları okurken, kendi yaşadıklarından bir parçayı benim karakterlerimde bulacaksın. Belki bir sahnede ağlayacak, başka bir sahnede gülümseyecek ya da “ben de bunu yaşadım” diyeceksin. İşte yazarlık yolculuğumda en çok arzuladığım şey bu: paylaştıkça çoğalmak.
Eğer beni ve yazdıklarımı takip edersen, her yeni hikâyemde senin için farklı dünyaların kapılarını aralayacağıma söz veriyorum. Yolculuğuma eşlik ettiğin için şimdiden teşekkür ederim.
Sevgiyle,
Şevval
“Sana Takık mıyım, Yoksa Âşık mı?”Üç yıldır memleketine yalnızca bayramlarda uğrayan Şevval, Van’a döndüğünde geçmişinden asla kopamadığı adamı tekrar karşısında bulacağını biliyordu.Ama bu kez farklıydı. Çünkü o adamın yanında başka bir kadın vardı… Hem de ciddiydi.Kırgınlığını gururla gizleyen Şevval’in aklına tek bir plan geldi: Onun hayatına öyle ya da böyle girmek.Ve öyle bir noktaya sürüklendiler ki, kendilerini hiç hesaplamadıkları bir “zorunlu evlilik” içinde buldular.Peki bu evlilik sadece bir formaliteden mi ibaretti, yoksa yıllardır bastırılan duygular gerçeği ortaya mı çıkaracaktı?Şevval, kendi kendine sormadan edemiyordu:“Ben sana takıntılı mıyım… yoksa çoktan âşık mı oldum?”