Hande Alin Akay, doğarken yalnız kalmış ve bu dünyanın acımasız tarafıyla henüz daha küçücük bir çocukken karşılaşmıştı.
Yasemin Akay, kızı Hande’yi doğururken can vermiş, son kez kokusunu içine çektikten sonra bu dünyadan gitmişti. Hande’nin babası, Adil Akay ise yalnız kalmış ve eşinden kendine kalan tek şeyi, kızını büyütmeye başlamıştır.
Hande’nin düşünceleri ise bunun aksini kanıtlar niteliktedir çünkü babası onu hiç büyütmemiş, o zaten doğduğunda kocaman bir yetişkin olmuştur.
Hande bir akşam günü ihanetin en acımasız tarafıyla tanıştığında bir melodiye rastlar ve mikrofonu kendine siper eden adamla gözlerinde yaşlarla karşılaşır.
Birbirini kovalayan olaylar döngüsü ikisinin de yaşamlarını bir şarkıya sığdırır, melodiler onlar için çalmaya başlar ve notalar bir mezarlığa dönüşür.
Notalar mezarlığı, sahipsiz bedenleri ve paramparça olup etrafa dağılan ruhları için bir çift mezarı onlara bahşeder.
Notalar mezarlığı, ıssız bir sokağın her karışını kendi ölüleriyle besler.