“Sessiz Pişmanlık 🍂”

1533 Kelimeler
Ela Karahan’dan Buraya geleli iki hafta olmuştu ve kendimi çok daha iyi hissediyordum . Anneannemle birkaç kez bağa ve domates tarlasına gitmiştik . Bugün de yine bağa gidip yaprak toplayacaktık ve yanımızda birkaç kişi daha olacaktı . Bu iki hafta içinde sadece bir kez amcamı , iki kez de Meriç ve Emir 'i aramıştım . İlayda beni her gün aradığı için onu saymıyordum bile . Oturduğum yerden kalkıp ahıra girdim . Anneannem, isimleri Boncuk ve Nergis olan ineklerini yemliyordu . "Sultanım , bitmedi mi işin ? Daha bağa gideceğiz ," diye seslendim . Anneannem bana dönüp , “Geliyorum Ela, sen arabayı hazır et kızım ,” dedi . Ağır adımlarla dışarı çıkıp arabamın yanına gittim. Arabayı çalıştırıp , kapıya yaslanarak onu beklemeye başladım . Hemen hemen beş dakika sonra geldi. “Hadi sultanım ,” diyerek arabayı gösterdim . Anneannem , "Tamam kuzum , Raziye teyze de gelsin de gideriz ," dedi . Yüzümü ekşittim . O kadın çok boş soru sorardı ve fazla meraklıydı . Anneanneme dönüp, "Raziye teyze de mi gelecek ? Yandık sultanım , biz bu evden ancak yarın çıkarız ," dedim gülerek . Gerçekten de çok konuşurdu ; kız kardeşimin çenesi onun yanında çekirdek misali kalırdı . Anneannem beni uyararak , "Şşşt kızım , yerin kulağı var , sus , " dediği anda uzaktan bir ses duyduk . Bize sesleniyordu : "Şemail teyze !" Köyün meraklı kadını gelmişti . Anneannem , “Sonunda gelebildin Raziye ,” dedi . Raziye teyze ise , “Anca gelebildim Şemail teyze ,” diyerek karşılık verdi . Sonra bana dönüp yine meraklı bir ifadeyle, "Kız Ela , daha gitmedin mi sen ?" dedi. Gözlerimi devirip cevap verdim: "Hayır Raziye teyze , daha gitmedim . İki haftadır buradayım ." Aslında sorduğu soru "Ne kadar zamandır buradasın?" demekti . Bu kadın o kadar meraklıydı ki, bir şeyi öğrenene kadar göbeği çatlayacak gibi olurdu . 😉 Raziye teyzenin sorusuyla kendime geldim ; galiba kendi iç sesimle uzun bir sohbet etmiştim . Raziye teyze aynı soruyu tekrarladı : "Gitmiyor muyuz kız ?" "Gidiyoruz Raziye teyze . Sultanım , hadi arabaya geçelim ," dedim . Şoför koltuğuna oturdum , anneannem yanıma , Raziye teyze de arka koltuğa oturdu . Yine meraklı bir tavırla konuşmaya başladı : "Kız Ela , bu araba çok pahalı bir araba . Yoksa sen zengin misin ?" dedi . Yine gözlerimi devirip , "Evet , zenginim ," dedim . Bu sefer başka bir soru sordu : "Annen baban ne iş yapıyor ?" Belki de en zor soruydu bu . Annem ve babam yaşasaydı mesleklerini söyleyebilirdim ama şu an sadece toprağın altında olduklarını söyleyebilirdim . Cevabım hiç sekmeden Raziye teyzeye ulaştı : "Annem ve babam bir trafik kazasında öldü , Raziye teyze . Başka sorun var mı ?" dedim kırık bir ses tonuyla . O an ağlamak istiyordum ama yapamazdım . Sevdiklerimi üzemezdim , hele ki bir başkasının yanında asla ağlayamazdım . Raziye teyze pes etmeyip başka bir soru daha sordu : "Kaç kardeşsiniz ?" Sorularının bitmeyeceğini anlamıştım . Kaşlarımı çatarak cevap verdim : "Üç kardeşiz . Ben en büyükleriyim , 21 yaşındayım . Mimarlık okuyorum , üniversite son sınıf . Kız kardeşimin adı İlayda , 18 yaşında ve bu sene üniversiteye gidecek . Bir de erkek kardeşim var , o da 17 yaşında , lise son . Başka soru yoksa . . ." deyip sohbeti kapattım . Anneannemin sesiyle kendime geldim : "Kızım , burada dur . Yeter teyzeni alacağız ," dedi . Arabayı kenara çektim ve Yeter teyzeyi bekledik . Beş dakika sonra geldi ve tekrar yola koyulduk . On dakika sonra bağa varmıştık ve yaprak toplamaya koyulduk . Telefonumun çalmasıyla telefonumu açtım . "Alo ?" dedim . Karşı tarafın sesi gelince yüzümde bir gülümseme belirdi . "Ela kızım , nasılsın ?" dedi amcam . Ah, Mert Karahan ! Yine bana dayanamamış ve aramıştı beni . Benim , beni güzel amcam , baba yarım . Amcama cevap verdim : "İyiyim amca , sen nasılsın ?" dedim gülümseyerek . Amcam dayanamayıp , "Ben de iyiyim kızım . Nasıl gittiğin yer ?" diye sordu . Yüzümde büyük bir gülümseme belirerek cevap verdim : "Çok güzel bir yer amca , yeniden doğmuş gibiyim ." Amcam yılmadan , usanmadan aynı soruyu sordu : "Kızım , sen neredesin ? Beş yıldır hiçbir şekilde söylemiyorsun ." Amcama bir ipucu vermek istedim . Belki bu onu rahatlatır ve bir daha sormazdı . "Bir aşkın filizlendiği yerdeyim amca ," dedim . Belki anlardı beni ama anlamadığı sesinden belli oluyordu . "Nerede dedim , dedim kızım , anlamadım ," deyince gür bir kahkaha attım . Anlamasına gerek yoktu ki . İpucumu vermiştim ; anlayıp anlamaması ona kalmıştı . Zaten anlamamıştı da . Amcama cevap verip , "Anlamana gerek yok amcacım zaten . Ben iyiyim , rahatım , yerimde . Sen ve oradakiler merak etmesin beni ," dedim . Amcam , "Kızım , sen ne kadar ' iyiyim ' desen de seni merak ediyorum / ediyoruz . Her seferinde ne yapıp edip arkamdaki adamlarımı alt ediyorsun zaten ," deyince kaşlarımı çattım . Demek peşimden gönderdiği adamlar onun adamlarıymış . Oysa ben Demir Araslan 'ın adamları sanıyordum . Beş yıldır adama sövüp duruyordum . Ne yapabilirdim ki ? Benimkilerin böyle yapacağını hiç bilemezdim . İçimden Demir ' e özür dileyerek amcama döndüm : "Amca , bulunmak istemiyorum ve emin ol , güvenli bir yer burası . Hadi , görüşürüz ," diyerek hızla telefonu kapattım . Birazcık kızmıştım ama bir yandan da hak vermiştim . En doğal hakkıydı merak etmesi ; kızı sayılırdım onun . Kafamdaki düşünceleri atıp yaprak toplamaya devam ettim . Akşama kadar yaprak topladıktan sonra eve geri döndük . Anneannemle birlikte yemek hazırladık , yemeğimizi yedik ve sonra balkona geçtik . Anneannemin bacağına yattım . O , elini saçlarımda gezdirirken bir soru sordum : "Hiç merak etmiyor musun torunlarını ?" diye sordum . Merak ediyordum; bir anneanne hiç mi torunlarını merak etmezdi ? "Merak etmez miyim kızımın çocuklarını ? Bir kızı olduğunu biliyorum ve haberlere göre bir kızı ve bir oğlu daha olması lazım ," dedi derin bir nefes alarak . "Şu hayatta en çok merak ettiğim torunlarım . Kime benziyor , kime çekmiş ? En çok iki kızını merak ediyorum, neden biliyor musun ?" diye sordu . Kafamı iki yana salladım . "Kızımın en çok hangi torunuma benzediğini , hangi huyu annelerinden aldığını merak ediyorum . Aylin en çok vişneyi severdi , aynı senin gibi ," dedi kırık bir sevinçle . Kızının bir huyunu bende görmek onu mutlu etmişti ama aynı zamanda üzgündü . Üzgündü çünkü kızı ölmüştü ve hayat onları erken yaşta ayırmıştı . Ölene kadar kızını görememiş , küskün kalmıştı . Kızı öldüğünde ise sadece kara toprağa pişmanlığını ve sevgisini anlatabilmişti . Anneanneme sahte bir merakla , "Benim gibi mi ?" diye sordum . Doğruydu , bu huyumu annemden almıştım . "Aynı senin gibi ," dedi . "Şemail sultan , torunlarının seni bulmasını ister miydin ?" diye sordum merakla . Çok merak ediyordum . ' Evet ' dese , ona torunu olduğumu söyleyecek kıvamdaydım . Ama beklediğim cevap gelmedi . "Hayır , istemezdim ," dedi . Gözlerimde kocaman bir hayal kırıklığı oluştu . "Neden ?" dedim . "Hadi , geç oldu , yatalım ," deyip içeri geçti . ..... Gece doğru dürüst uyuyamamıştım . Ve bir karar almıştım : Yarın sabah gidecektim . Gözlerim uykuya dalarken , ezan sesini duyduğumu ve anneannemin sadece , "Yavrumun yavrusunu merak etmez mi insan ? Ben şimdi torunlarımın karşına çıksam ne derim ?" diyerek yanımdan ayrıldığını hatırlıyorum . Sabah uyandığımda beynime üşüşen sorular beni bunaltıyordu . Anneannem bizi bulmak istemiyordu . Bugün eve geri dönecek ve bizi kendi kendine öğrenecekti . Bizi her zaman televizyondan takip ettiğine göre , yine öyle yapacaktı . Yataktan kalkıp üstümü giyindim ve valizimi hazırlamaya başladım . Bugün gitme vaktiydi . İki haftadır buradaydım ve annemin kokusunu ciğerlerime kadar çekmiştim . Valizimi topladıktan sonra odadan çıktım , valizi kapının yanına koyup mutfağa ilerledim . "Şemail teyze , sana bir şey diyeceğim ," diye seslendim . "Söyle yavrum ," diyerek koltuğa oturduk . "Sultanım , benim gitmem gerek artık ," dedim . "Niye kızım ? Daha geleli iki hafta oldu ," deyince içim cız etti . Gerçek gitme sebebimi söyleyemezdim ; bir yalan uydurmam lazımdı . Zaten yalanım hazırdı : Nişanlanacaktım . Bu yalan değildi ama ne zaman nişanlanacağımı bile bilmiyordum . Anneanneme , "Sultanım , ben evleniyorum . Yani nişanım çok yakında olacak . Sana ' gel ' demek isterdim ama gelmezsin ," dedim . "Demek nişanlanacaksın . Ve bana şimdi mi söylüyorsun kızım ?" dedi kırgın bir sesle . "Sultanım , bu konu karışık olduğu için anlatmadım . Hem benimkiler özlemişler ve artık nişan alışverişini yapmam lazım ," dedim . "Anlıyorum seni kızım ," dediğinde nefesimi bıraktım . Bu , benim için çok zordu . "Düğün davetiyemi gönderirim ," dedim . Anneannem kahkaha atıp , "Ah deli kız ," dedi . Devam etti : " Ne zaman yola çıkacaksın ?" "Kahvaltıdan sonra ," dedim . "Hemen mi ? " dedi ve birden yüzü düştü . "Evet sultanım , gece yolculuk yapmayı sevmiyorum ," dedim . "Hadi kahvaltı yapalım ," dedi ve kahvaltı masasını hazırladık . Kahvaltıdan sonra anneannemle vedalaştım ve yola çıktım . Kahvaltı masasından kalkıp arabaya bindiğimde, ardımda sadece sessiz bir pişmanlık bırakıyordum .
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE