Boğazın bölgeleri

680 Kelimeler
İstanbul sabaha, Boğaz’ın üstüne çöken sisle uyanmıştı. Güneş henüz yükselmemişti ama şehrin gürültüsü şimdiden sokaklara yayılıyordu. Aras Demirhan, sabahın erken saatinde, villasında kahvesini yudumlarken önündeki notlara göz gezdiriyordu. Notlar sıradan bir iş adamına aitmiş gibi görünüyordu: yatırım planları, iş anlaşmaları, yeni şirket ortaklıkları… Ama satır aralarında kanunların izin vermediği, sadece gölge dünyasının bildiği işaretler vardı. Yasal olan yol, aptallar içindir. diye düşündü. Gerçek güç, insanların bilmediği yollarda saklıdır. Telefonuna gelen mesaj Aras’ın dikkatini dağıttı. Gönderen Selim’di: — “Her şey hazır. Bu akşam otelde buluşuyoruz.” Aras’ın gözlerinde kısa bir parıltı belirdi. Bu toplantı sıradan bir iş görüşmesi değildi. İstanbul’un yeraltı ticaretinde adından söz ettiren iki isimle masaya oturacaktı. Onların güvenini kazanmak, Aras’ın gücünü katlayacaktı. ⸻ Ceylan’ın Zihninde Aynı saatlerde, şehrin farklı bir köşesinde, Ceylan küçük dairesinde kahvaltı masasının başında oturmuş, Aras’la geçen geceyi düşünüyordu. Onun evinin ihtişamı, söyledikleri ve gözlerindeki gizemli ifade aklından çıkmıyordu. Ceylan, dikkat etmelisin. diye fısıldadı iç sesi. O çok güçlü biri, senin gibi sıradan birine niye ilgi göstersin ki? Ama sonra Aras’ın sesini hatırladı: — “Benim başka bir yanım var.” O söz, Ceylan’ın kalbine işlenmişti. Korku ve hayranlık arasında sıkışmıştı. Belki de Aras’ın içinde gerçekten kimsenin görmediği bir yan vardı. Belki de onu görebilecek tek kişi kendisiydi. ⸻ Otel Toplantısı Gece olduğunda, İstanbul’un lüks otellerinden birinin en üst katındaki özel salonda ışıklar loş, hava ağırdı. Masanın üzerinde kristal sürahiler, gümüş tepsiler, sessizce duran pahalı şarap şişeleri vardı. Aras, siyah takım elbisesi içinde odaya girdiğinde, içeride bekleyen iki adam başlarını kaldırdı. İlki, geniş omuzlu, yüzünde derin çizgiler olan, kır saçlı biriydi: Nihat Kara. Yıllardır İstanbul’un yasa dışı ticaretinde adı geçen, saygı duyulan bir isimdi. Yanında oturan ise daha genç, daha hırslı, gözleri sürekli etrafı kolaçan eden Murat’tı. Aras, masaya otururken gülümsemesini hiç kaybetmedi. Odanın havasını kontrol eden kişi olmak onun için doğal bir durumdu. — “Hoş geldiniz.” dedi, sesi sakince. “Beni görmek istediğinizi söylediniz. Dinliyorum.” Nihat, kalın sesiyle söze girdi: — “Aras Bey, senin zekânı ve bağlantılarını duyduk. Ama bizle masaya oturmak kolay iş değildir. Sadakat ister, cesaret ister.” Aras kadehini kaldırdı, gözlerini onların gözlerinden ayırmadan: — “Benim sadakatim güce olur. Güçlü olanla yan yana yürürüm. Cesaretime gelince… Onu test etmeye kalkarsanız, sonuçlarına katlanırsınız.” Sözleri odanın içinde yankılanırken, Nihat bir süre sustu. Ardından dudaklarının kenarında hafif bir gülümseme belirdi. — “Beğendim seni.” dedi. “Ama güven kolay kazanılmaz. Küçük bir işimiz var. Onu yap, gücünü görelim.” Aras’ın gözleri parladı. Bu, yeni oyunun başlangıcıydı. ⸻ Ceylan’ın Beklenmedik Telefonu Toplantıdan çıktığında gece yarısı olmuştu. Aras arabasına biner binmez telefonu çaldı. Ekranda Ceylan’ın adı yazıyordu. Aras kaşlarını kaldırdı. Bu saatte ondan beklenmedik bir aramaydı. — “Ceylan?” — “Rahatsız ettim biliyorum… ama konuşmam gerek. Sizinle ilgili kafam çok karışık.” Aras direksiyonu çevirirken dudaklarında sinsi bir gülümseme belirdi. Tam istediğim gibi. — “Bekle orada. Geliyorum.” dedi. ⸻ Karşılaşma Yarım saat sonra Aras, Ceylan’ın kaldığı apartmanın önündeydi. Genç kadın telaşla aşağı indiğinde, Aras’ın gözleri onu baştan ayağa süzdü. Ceylan’ın ürkekliği, Aras’ın gözünde bir güç göstergesiydi; çünkü o ürkeklik sadece kendisine yönelmişti. Arabaya bindiklerinde Ceylan derin bir nefes aldı. — “Sizinle olduğumda… garip bir şekilde hem merak ediyorum, hem de korkuyorum. Bunu açıklayamıyorum.” Aras başını hafif yana eğdi, sesi neredeyse fısıltıya dönüştü: — “Korku kötü bir şey değildir, Ceylan. İnsan korktuğunda gerçeği görür. Sen bana bakınca hem korkuyor hem de merak ediyorsun… İşte bu, ikisinin birleşiminde gerçek bağ vardır. Ayrıca bana siz demenden hoşlanmıyorum.” Ceylan gözlerini kaçırdı, kalbi hızla atıyordu. Aras ise derinlerde, ilk ağını örmeye başladığını biliyordu. ⸻ İçsel Hesaplaşma Aras gece eve döndüğünde yatağına uzandı. Gözleri tavana dikilmişti ama zihni fırtına gibiydi. Nihat’ın teklif ettiği iş, onun gücünü katlayacak bir fırsattı. Ama aynı zamanda Ceylan’ın varlığı, garip bir şekilde zihninde dolaşıp duruyordu. Bu kız farklı… Çok kolay kırılabilir. Ama ya kırıldığında bana zarar verirse? İlk kez, kendi içinde bir çatlak hissetti. Bu çatlak, onun istemediği bir duyguydu: bağ kurma ihtimali. Aras derin bir nefes aldı ve kendi kendine mırıldandı: — “Duygular zayıflıktır. Benim tek gerçeğim güç ve kötülük.” Ama zihninin bir köşesinde Ceylan’ın gözleri hâlâ duruyordu.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE