DEMİR Fabrikadan çıkar çıkmaz yüzüme çarpan sıcak hava, adeta bir yaz günü gibi bunaltıcıydı. Ekim ayının ilk haftasında olmamıza rağmen hava, mevsim normallerinin çok üzerindeydi. Sanki yaz hiç bitmeyecek, sonbahar bu şehre uğramayacak gibiydi. Alnımdaki ter damlalarını silerken adımlarımı hızlandırdım. Bir an önce arabaya ulaşıp klimanın serinliğine sığınmak istiyordum. Fabrikanın o gürültülü, tozlu ortamından uzaklaşmak, zihnimi de biraz olsun ferahlatacaktı. Araca bindiğimde, klimanın soğuk havası yüzüme çarpar çarpmaz derin bir nefes aldım. O an, sanki üzerimdeki ağırlık uçup gitmişti. Yaklaşık dört aydır yanımda çalışan Hidayet, her zamanki ağırbaşlılığıyla, şoför koltuğundan “Şirkete mi Demir bey?” diye sordu. Hidayet, eski askerdi. Yaşadığı bir trajedi yüzünden meslekten istifa e

