Bölüm 2

2789 Kelimeler
Cherry ile yaşananlardan sonra ondan uzak durmaya karar verdim. Evet kızı istiyordum ama içimden bir ses onun başıma bela olacağını söylüyordu. Bende o sese kulak verdim ve eski Tyler olmaya devam ettim. Bir gece öğrenci evindeki banyoda aletimi emen kızıl hatun karşıma çıkıp ona olan borcumu hatırlattığında hiç düşünmeden istediğini yerine getirdim. Kızı bünyemden atabilmek için karşıma çıkan her kızı becermeye devam ettim. Tek sorun Charlie’nin de kızın peşini bırakmamasıydı. Bu yüzden kıza söylediğim yalanı sürdürdüm. Charlie’yi de kızla sevgili olduğumuza ikna etmeye çalıştım. Tabi ki kızla sevgili olduğumuza Charlie inanmamıştı. Beni diğer kızlarla gördükçe inanmaması da normaldi. Sabah yaşananlarla sevgili olmadığımız açıkça ortadaydı. Addy’i Lena ile bahçede otururken görünce yanlarına gitmiştim. Yanıma gelen bir kız kucağıma oturup beni öpmek istediğini söylediğinde ise gülümseyerek istediğini kabul etmiştim. Aslında öpüşmekten çok hoşlanan bir tip değildim. Özellikle seks sırasında öpüşmekten nefret ederdim ama karşımda bizi ilgiyle izleyen meraklı gözünde farkındaydım. Kızın isteğini kabul etim ve bahçenin ortasında ufak bir ön sevişme yaşadık. Kızı bu kadar uzun öpmemin tek sebebi Cherry’in ne kadar dayanacağını ölçmekti. Düşündüğümden daha uzun sürse de sonunda sinirle ayağa fırlamış ve masayı terk etmişti. o kalkar kalkmaz kızdan ayrılıp gülümseyerek arkasından baktım. Karşısından gelen Charlie’yi gördüğümde ise kızı kucağımdan atıp peşine düşmüştüm. Charlie ile karşılıklı durdukları an yanına yetişmiştim. Kolumu omzuna atıp onu kendime çektiğimde lanet herif “Ben kıza her yaklaştığımda çoban köpeği gibi onun etrafını sarmana gerek yok Tyler” dedi. Sözleriyle sinirden kudursam da gülerek “Benden çoban köpeği olmayacağını en iyi sen bilirsin Charlie. Seni tanıyorum ve kızıma yaklaşmanı istemiyorum. Bunu neden hala anlamadın” dedim. Charlie ukalaca gülümsedi. Bakışlarını arkamda bıraktığım kıza çevirdiğinde gelecek cümleyi tahmin ediyordum. “Kızının önünde başkalarını becerebiliyorsun” dediğinde “Bu seni ilgilendirmez” diye tısladım. Charlie, kolumun altındaki Cherry’e bakarak “Erkek arkadaşının karşında başkasını öpmesi hoşuna mı gidiyor? O kadar rahat bir kız mısın Lena?” dediğinde ağzının ortasına bir tane geçirmek istedim. Sözleri kolumun altındaki kızı öfkeden çıldırttı. Kolumu omzundan atıp ikimize de öfkeli gözlerle baktıktan sonra “Siktirip gidin” diyerek okula doğru uzaklaşmaya başladı. tavrı beni güldürürken Charlie’ye kahkaha attırmıştı. Cherry’in tavrının onunda hoşuna gitmesi sinirlerimi bozarken Charlie bana bakıp ciddiyetle “Nasıl bir oyun oynadığını anlamış değilim. Kızla sevgili olmadığın halde neden sevgiliymiş gibi davranıp önünde başkalarıyla yiyişiyorsun” dedi. “Bu seni hiç ilgilendirmez. Ondan uzak dur” dediğimde kollarını göğsünde bağlayıp “Öyle mi? Buna neden Lena karar vermiyor. Sen olmadan biraz vakit geçirsek belki arkadaşlığımdan hoşlanacak” dedi. Dişlerimi sıkarken “Aynı şeyi tekrar mı yaşamak istiyorsun” dedim. Bana doğru yaklaşıp “Bu aynı şey değil Ti. Lena ile birlikte değilsin. Kimi yanında istediğine bırak da kız karar versin” dedi. Dişlerimi sıkıp burnumdan solurken gözlerine bakarak “Tamam” dedim. Kaşlarını kaldırıp geri çekilirken “Tamam mı?” diye sorduğunda “Evet, tamam. Bakalım Cherry yanında kimi isteyecek” dedim.   Kendinden emin bir şekilde gülümseyerek “Göreceğiz” dediğinde “Göreceğiz” diyerek arkamı dönüp otoparka doğru ilerledim. Sinsi piç. Neyse ki onu Cherry’e en başından kötü biri gibi göstermiş aklını karıştırmıştım. Kahretsin zeki bir piçtim. Ukalaca gülümsedim. Charlie’nin şansı yoktu.  Pikabımın içinde oturup planımı yaptım. Kızı Charlie’den uzak tutmak birinci hedefimdi. Sonra kıza yaklaşıp arkadaş olabilirdim. Siktir bir kızla nasıl arkadaş olunacağını bilmiyordum. Tek bildiğim yatağa nasıl girileceğiydi. Sadece Camella ile ilişki yaşamıştım ve onunla da ilişkimiz yatakta başlamıştı. Flört nedir bilmezdim. Siktir. Bu işi kaybedecektim. Cherry direk yatağa giren kızlardan değildi. Boku yemiştim. Saatlerce pikabımın içinde oturup Cherry’in okuldan çıkmasını bekledim. Pikabı biraz ilerimde park halindeydi. Gördüğüm an karşısına çıkabilirdim. Ne yapacağımı ise o zaman düşünürdüm. Sonunda okuldan çıktı ama yanında Addy de vardı. Birlikte otoparka geldiklerinde pikabı çalıştırdım. Addy benim olduğum tarafa yöneldiğinde pikabı yanına sürdüm. “Ne haber dostum?” derken gözlerim Cherry’deydi. “İyi nereye gidiyorsun. Beni de eve bıraksana” dediğinde elimle içeri geçmesini işaret ettim. Addy yanıma dolanırken Cherry bize baktı. Ona gülümseyip selam verdiğimde karşılık vermeden pikabına gitti. Saha geniş gülümsedim. Bu tavırları işimi zorlaştırsa da hoşuma gidiyordu çünkü aynı zorlukla hatta daha fazlasıyla Charlie de karşılaşacaktı. Addy yanıma otururken “Neden sırıtıp duruyorsun?” dedi. Omuz silki yavaş bir hızda otoparkta ilerlemeye başladım. Cherry’in pikabının yanından geçerken motordan çıkan boğuk sesi duydum. Ah beklediğim fırsat ayağıma gelmişti. Arabayı durdurup aşağı indim. Addy arkamdan “Ne oldu?” diye bağırsa da Cherry kontağı tekrar çevirmiş ve çıkan sesi duymuştu. Pikabının arkasından sürücü tarafına ilerledim. Cherry kontağı tekrar çevirirken “Hadi oğlum, üzme anneyi” diye mırıldanıyordu. Kafasını yana doğru eğmiş sanki tüm çözüm kontaktaymış gibi dikkatle anahtara bakıyordu. Kollarımı penceresine yaslarken beni fark etmedi bile. “Oğlunun yardıma ihtiyacı var gibi görünüyor annecik” dediğimde korkuyla yerinde zıplayıp bana baktı. “Yardımına ihtiyacım yok” diye homurdanarak anahtarı çevirmeye devam etti. gülümseyerek yüzüne baktım. Yanakları yine kızarmaya başlamıştı. Büyük ihtimal bu sefer öfkedendi. Pikabının çalışmaması sinirini bozuyordu ama benim varlığımla daha da gerildiğine emindim. Yüzüme bakmadan “Yapacak daha iyi bir işin yok mu? Pikabımın yanında dikileceğine git birini filan becer” dediğinde arkamda duran Addy güldü.  “Eğer inat etmeyi kesersen hem sana yardım edebilir hem de gidip birini becerebilirim” dediğimde bana bakıp “Yardımına ihtiyacım yok, cümlesinin neyini anlamıyorsun” dedi. Ah şimdi daha çok öfkeliydi. Aptalın tekiydim. Kızla arkadaş olmak istiyorsam yanında başkalarını becermekten söz etmemem gerekiyordu. Addy “Li gerçekten yardım edebilir. O otomobil tamircisi” dediğinde Addy’e baktı. Evet tatlım ben bir otomobil tamircisiydim. Gözleri Addy’e takılı kaldığında arkama baktım. Addy bana sırıttı. Kaşlarımı çatarken Cherry oflayarak “İyi ne yapıyorsan yap” deyip kapıyı açtı. İnmesi için geri çekilip ona alan tanıdım. Cherry inince kaputu açıp ön tarafa ilerledim. Kapağı kaldırıp motorun bağlantılarını kontrol ettim. Bağlantılarda bir sorun görünmüyordu. Motorun durumuna bakılırsa hala orijinal motoruydu. Bu bebeğin bu saate kadar dayanması bile bir mucizeydi. Geri çekilip elimi çırparken “Tamirhaneye almam lazım. Motorun işi bitmiş gibi görünüyor” dedim. “Ben ne yapacağım peki? Okula nasıl geleceğim” dediğinde Addy “Seni her gün alıp okula bırakabiliriz sonra da yurda bırakırız” dedi. Harika bir fikirdi dostum ama bunu hemen kabul edersem bu kız hayatta kabul etmezdi.  “Kendi adına konuş Ad” derken parmağıma bulaşan yağ lekelerini silermiş gibi yapıyordum.   Addy “Bana bir borcun vardı. Karşılığından senden...” diye başladığında ona dönerek “Yo dostum asla. Benden başka bir şey isteyeceksin” dedim. Ona bir borcum olduğunu hatırlamıyordum. Piç bana sırıtırken “Hayır dostum senden tam olarak bunu istiyorum. Li’nin arabası tamir olana kadar onu yurttan alıp yurda bırakacaksın” dedi. Bana yardım ediyordu ama bunu neden yaptığı konusunda hiçbir bok bilmiyordum. İnandırıcı olması için Addy’e küfür ederken Cherry “Ondan yardım istemiyorum Ad. Kendi başımın çaresine bakarım” dedi. Evet biraz fazla abartmıştım. Kız şimdi hiç kabul etmeyecekti. Daha fazla konuşmamak için pikabıma ilerleyip gerisini Addy’e bıraktım. Ben pikaba bindikten kısa süre sonra ikisi de yan koltukta oturuyordu. İçten içe gülerken “Tekrar söylüyorum kendi başımın çaresine bakarım. Beni kimsenin almasına ihtiyacım yok” dediğinde sessiz kaldım. Addy de bir şey demediğinde yola çıktıktan sonra elimi ona doğru uzatıp “Anahtarı ver, pikabı almaları için birini yollayacağım” dedim. anahtarı alıp cebime atarken “Bana ders programını yollarsın” dediğimde şaşkın bakışlarını üstüme çevirdiğini biliyordum. Kesinlikle bunu yapacağımı düşünmemişti. Evet oyun işe yaramıştı Yurdun önüne geldiğimizde arabadan inerken “Teşekkür ederim” dedi. Addy “Önemli değil Li, yarın görüşürüz” diyerek el salladığında kafamı çevirip diğer tarafa baktım. Bu işi gönülsüz yaptığımı sanması işime gelirdi. Cherry gözden kaybolur kaybolmaz Addy “Bu kadar abartmana gerek yoktu dostum. Kıza bir hoşça kal diyebilirdin” dedi. “İşime karışma” dediğimde “Bana neler çevirdiğini anlat” dedi. “Hiçbir şey çevirmiyorum” derken direksiyonu sola kırıp kasabaya doğru yol aldım. “Bana hiçbir borcun yok dostum. Orada yalan söylediğimde bunu söylemek yerine oyunu sürdürdün ve bana borcun varmış gibi davrandın” “Lanet olsun! Gerçekten sana borcum yok muydu? Dostum beni kandırdın mı?” Addy kahkaha atarken “Bu oyunlarını Li’ye sakla Ti. Beni kandıramazsın” dedi. Gülümsedim. Cebimdeki telefonu çıkarttıktan sonra kucağına atarak “Numarasını kaydet” dedim. “Bunu neden yapayım?” dediğinde ona bakıp “Çünkü sen benim dostumsun” dedim. Gülerek kafasını iki yana salladı. Ekrana numaraları tuşlarken “Cherry diye kaydet” dedim. Kaşlarını kaldırıp bana bakarak sırıttı. “Beş kişilik telefon listene bir kişi daha eklendi ha” dediğinde omuz silkip “Pikabı tamir olana kadar onu taşıyacaksam numarası kayıtlı olmalı” dedim. Addy’i eve bıraktıktan sonra tamirhaneye geçtim. Çekiciyi alıp okula giderek Cherry’in pikabını aldım. Tamirhanedeki işleri toparladıktan sonra Cherry’e “Ders programını gönder!” diye mesaj attım. “Numaramı nereden buldun?” diye cevap yazdığında gülerek “Gerçekten bunu soruyor musun?” yazdım. Cevap olarak “Sana ders programımı göndermeyeceğim” mesajı geldi. Dilimi ağzımın içinde çevirip düşündüm. Çalışırken içtiğim biraların tadı hala ağzımdaydı. Bana istediğim mesajı göndermeyeceğini biliyordum. Aklıma gelen fikirle gülümsedim. En iyisi yurt odasına baskın yapmaktı. Arabaya atlayıp yurda geldiğimde odasına kadar nasıl çıkacağımı düşünüyordum. Kaç numarada kaldığını bile bilmiyordum ki kaldığı yurt erkeklerin kalmasının yasak olduğu yurtlardandı. Elbette böyle yurtlara gizlice girdiğim olmuştu. Şansımı görevli kızdan yana kullanmaya karar vererek girişe ilerledim. Kız beni görünce oturduğu masadan kafasın kaldırıp gülümsedi. “Nasıl yardımcı olabilirim?” dediğinde her zamanki çapkın gülümsememi takınırken “Bir arkadaşımın odasını ziyaret etmem gerekiyor” dedim. Kafasını iki yana salladı. Ben masaya yaslanıp ona doğru eğilirken “Üzgünüm bu saatten sonra içeri erkek ziyaretçi alamıyoruz” dedi. Gülümsemeye devam ederken “Ben sana yardımcı olsam sende bana yardımcı olsan” dedim. Yutkunurken “Nasıl bir yardım?” diye sorduğunda parmağımla yaklaşmasını işaret ettim. Şaşırsa da gözlerimin içine bakarak bana doğru yaklaştı. Kulağına eğilip “Bana yarım saat ver ve sana her zaman hayal ettiğin orgazmı yaşatayım” dedim. Gergince gülüp geri çekildi. “Herkes her şeyi vaat ediyor ama hiçbir şey başaramıyor” dediğinde sırıtarak “Adım Tyler Carter tatlım” dedim. Kaşları havaya kalktı. okulda olmadığı için beni bilmiyordu ama adımı duymuştu. Yüzünde açıkça okunuyordu. “Demek meşhur Tyler sensin” dediğinde sırıtarak geri çekilip kollarımı göğsümde bağladım. Gözleri vücudumu dikkatle süzüp tarttı. Dudaklarını yaladığında bu işin olduğunu biliyordum. Sonrasında çamaşırhanede kızı duvara yaslamış ısrarcı dudaklarından uzaklaşmaya çalışıyordum. Kafamı çekip dudaklarından kaçarken eteğini yukarı sıvadım. Dudakları boynumda gezerken bir eli tişörtümden içeri girdi. Diğeri kotumun düşmesini açtığında onu daha çok duvara bastırdım. Ellerimle göğsünü yoğururken inledi.        Birden çamaşırhanenin ışıkları yanıp arkamızdan bir ses yükseldiğinde kızdan uzaklaşarak arkama baktım. Cherry gözleri irice açılmış yine şaşkın ifadesiyle karşımdaydı.  “Ah Cherry sonunda seni buldum” dediğimde gözlerime baktı. Arkamdaki kız “Kahretsin. Lütfen beni şikayet etme” diyerek Cherry’e yalvarırken ona dönüp gülümseyerek “Merak etme bebek Cherry bizi şikayet etmeyecek. Sen gidebilirsin” dedim. Aradığımı bulduğuma göre sana ihtiyacım kalmamıştı. Kız koşarak dışarı çıktığında Cherry eğilerek yere dağılan çamaşırlarını toplamaya başladı. biraz önümde duran külota uzandığında ondan önce davranarak eğilip aldım. “En seksi iç çamaşırın bu mu?” derken ellerimi bacak aralarına sokmuş külotu iki yana esnetiyordum. Ah tüm hayallerimi yıkmıştı. Üstünde dondurma desenleri olan bir babaanne donu kullanıyordu.    “Ver şunu bana” diyerek üstüme atıldığında geri çekilip gülerek “Neden bakire kaldığına şaşmamak gerek” dedim. Çamaşıra doğru tekrar uzandığında “Ver şunu Tyler” diye tısladı. “Ver şunu Tyler” diyerek onu taklit ederken parmak ucunda zıplayıp yukarı kaldırdığım çamaşırını almaya çalışıyordu. bir kolumu beline sarıp onu kendime çektiğimde durdu. Ellerini göğsüme koyup beni iterken diğer elimi de aşağı indirip beline sarmıştı. Kafasını eğip elimdeki çamaşırına bakarak elini arkaya attı. Külotu tutup elimden çekmeye çalışırken “Tyler bırak” dediğinde “Karşılığında ne vereceksin” deyince kafası hızla bana döndü. “Karşılığında bir şey vermeyeceğim seni pislik. O zaten benim iç çamaşırım” Sözleriyle sırıttım. “Hadi ama Li küçük bir öpücükte mi yok” dediğimde öfkeden çıldırdığını hissedebiliyordum. “Piçin tekisin” dediğinde kahkaha atarak onu bıraktım. Cherry arkasındaki kirli sepetini alırken“Peki öyleyse çok beğendiysen sende kalsın eminim sana daha çok yakışacaktır” dedi. Sepeti alıp çamaşır makinesinin yanına yaklaştı. Elimdeki külotu burnuma götürüp iç çekerek kokladım. Siktir onu kızdırmak için yapmıştım ama dehşet iyi kokuyordu. Aynı şekilde vajinasını kokladığımı hayal edince benim oğlan uçuşa geçti. İç çekiş sesimle bana döndüğünde gözlerimi ona dikip çamaşırını koklayarak “Giymekten ziyade mastürbasyona ihtiyaç duyarsam çok hoşuma gideceğine eminim” dedim. Kiraz yanakları yine göründü. “Hasta ruhlu sapık” diye homurdanarak önüne döndüğünde kıkırdadım. Cherry çamaşır makinesine ilk defa görüyormuş gibi bakarken çamaşırı cebime attım. Ona doğru yaklaşırken alayla “Çamaşır makinesini kullanmayı biliyor musun Cherry?” dedim. Doğrulup derin bir nefes aldığında tam arkasındaydım. Elimi kolundan aşağı doğru kaydırdım. Elini tutup makineye doğru eğilmesini sağlarken bedeni bedenime değiyordu. Siktir onu en çok hayal ettiğim pozisyondaydı. Muhteşem kalçaları kasıklarımda öne doğru eğilmiş… Makinenin tuşlarına dokunurken diğer elimi beline yerleştirerek kasıklarımı kalçalarına tamamen yasladım. Siktir! Siktir! Onu becermek istiyordum. Ayarlamaları yapıp başlat düğmesine bastığımda “Gördün mü çok kolay Cherry” diye fısıldadım. Doğrulurken benimle birlikte kalktı. Elim hala belindeydi. Önümde açık olan ensesi davetkardı. Dudaklarımı ensesine değdirirken “Sence şimdi bir karşılık hak etmedin mi?” diye fısıldadım. Dudağımı teninde gezdirirken onun da heyecanlandığını biliyordum. Sıçarım böyle işe artık daha fazla dayanamayacaktım. Biranda onu kendime çevirdim. Ellerini yine aramıza yerleştirip beni uzaklaştırmaya çalıştı ama bilekleri kavrayıp yukarı kaldırdım. Vücudumu ona yaslarken bakışları aşağı kaydı. Kasıklarına yaslanmış kasıklarımın manzarası hoşuna gitmişti. Nefes alışları sıklaşıyordu. Bileklerini tek elimde birleştirdikten sonra diğer elimden çenesini kavrayıp yüzünü yukarı kaldırdım. Dudaklarımızı sertçe birleştirdiğimde bana engel olmadı. Bacaklarını iki yana ayırdım. Aletimi ona sürttüğümde alt dudağımı sertçe ısırdı. Siktir bu beni daha çok harekete geçirdi. Homurdanarak kalçalarını kavrayıp kaldırdım. Onu arkadaki dolapların üstüne taşırken dudağımı emmeye başladı. off kahretsin! Dolabın üstüne oturmasını sağlayıp ellerimi kalçalarından çekerek saçını kavradım.  Boynunu istediği şekilde eğerken dilim ağzının içinde geziyordu. Onun elleri de saçıma sertçe asılırken dudakları dilimi emdi. Oturduğu yerde kıpırdandığında ne istediğini anlamıştım. Bacağını kavrayıp kasıklarıma doğru çektim. Aletimi kadınlığına sürmeye başladığımda çılgına döndü. Ona yaşattığım bu ufak hazda bile deliye dönüyordu. Zevkle inlediğinde elimi tişörtünün altına soktum. Parmaklarım tenini okşarken ürperiyordu. Eşofmanının lastiğiyle oynadığımda gözleri açıldı. Dikkatle tepkisini izliyordum. Parmaklarım pantolonundan içeri kaydığında tepki vermedi. Gözlerine bakarken dudaklarını emmeye devam ettim. Parmağımı biraz daha içeri kaydırdığımda gözleri hafif kapandı. Göz kapaklarının arasından beni görebildiğini biliyordum. Gözlerinin içine bakarken onun elini de kasıklarımda hissettim. Gülümseyerek onu teşvik etmek için kalçalarımı eline doğru ittim. Biranda her şey değişti. Eli anında geri çekilirken gözlerindeki ifade katılaştı. Nefes nefese dudaklarından ayrılırken “Ne oldu?” diye sordum. Geri çekildiği için kızgındım. Kadınlığına çok yakın olan parmaklarımı kıpırdattım. İç çamaşırının üstünden klitorisini okşarken onu tekrar aynı şekilde heyecanlandırmayı ümit ediyordum. “Neden durdun Cherry?” diye tekrar sorarken dudağını ısırarak kafasını eğdi. İşe yarıyordu. Gülerek ona tekrar yaklaşıp ensesini kavradım.  “Hoşuna gidiyor mu?” diye sorarken parmaklarımın hareketini arttırdım. Aşağı yukarı onu okşuyordum. Gözleri kapandı. Ensesini de aynı şekilde okşarken kadınlığındaki parmağımı daha aşağı indirip vajinasının girişine baskı uyguladım. Bedeni titreyip öyle bir inledi ki o an içine girmek istedim. Açıkça  “Kahretsin seni becermek istiyorum” diye bunu dile getirdiğimde büyü tekrar bozulmuştu. Gözlerini açıp kafasını kaldırdı. Bakışlarındaki şey durmam için yeterliydi. Gördüğüm hayal kırıklığı mıydı?  “Ben gelmeseydim o kızı becerecektin” derken sesi tutkuyla boğuklaşmıştı. Dudaklarımı yalayıp “Yani” dediğimde “Erkek orospularıyla birlikte olmam Tyler” dedi. Sözleriyle hızla geri çekildim. Bir adım geri atarken sözleri kulaklarımda yankılanıyordu. Ellerim yumruk oldu. Bana o şekilde seslendiğine inanamıyordum. Yumruğumu havaya kaldırıp işaret parmağımı ona doğru sallarken “Kız olduğun için Tanrına dua et Lena. Yoksa çoktan hastanelik olmuştun. Sakın bir daha bana öyle seslenme seni buna pişman ederim” diye bağırdım. Kimse bana böyle bir şey söylemeye cesaret edemezdi. Sessiz kaldığında pantolonumun düğmesini ilikledim. Elimle saçlarımı düzeltip kapıya giderken “Lanet olası ders programını gönder. Bir daha beni buraya gelmek zorunda bırakma” diye bağırdım. Koşar adım yukarı çıkıp resepsiyondaki kızın önünden hızla geçtim. Pikabıma bindiğimde hala öfkeden köpürüyordum. Bu zamana kadar birlikte olduğum hiçbir kızdan böylesi bir şey duymamıştım. Lanet olası sürtük! Diye bağırırken hızla eve doğru sürdüm. Yol boyunca son an aklımda defalarca canlanırken küfür etmeden duramıyordum. Eve geldiğimde kapıyı arkamdan sertçe kapatınca televizyon izleyen Addy “Yavaş dostum” diye bağırdı. “Siktiğim çeneni kapat” dediğimde iki elini yukarı kaldırıp “Ne oldu sana? Lena mı?” dediği an “Sana da o sürtüğe de lanet olsun. Seni piç hep senin yüzünden bulaştım bu işe” diye bağırdım. Addy bana şaşkınca bakarken küfür ederek odama gittim. Odaya girdiğimde önüme çıkan şişeyi tekmeledim. Karşı duvara çarpıp kırıldığında içinde kalan az miktardaki bira yere saçıldı. Öfkeyle bir iki şişe daha tekmeledikten sonra yatağa oturdum. Sakinleşmeye çalışırken ders programını almadığımı hatırladım. Öfkeyle oradan ayrılırken aklımdan uçup gitmişti. Erkek orospusu neymiş ona gösterecektim. “Ders programını yolla!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!” diye yazarak mesajı gönderdim. Biraz sonra ders programı geldiğinde kafamı onaylarcasına salladım. Benden kurtuluşun yok Cherry! Bu akşam ki sözlerini sana ödeteceğim. Aklıma cebimdeki çamaşırı geldiğinde elimi cebime atıp külotu çıkarttım. Burnuma götürüp koklarken gözlerim arzuyla kapandı.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE