bc

Lİse Günlüğü

book_age4+
5
TAKİP ET
1K
OKU
family
fated
forced
second chance
badboy
stepfather
heir/heiress
drama
sweet
lighthearted
kicking
campus
city
small town
childhood crush
love at the first sight
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Melina, 16 yaşında bir genç kız olarak, annesinin ve babasının boşanmasından sonra hayatını yeniden şekillendiriyor. Ailesinin en büyük çocuğu olarak, sorumlulukları da fazlalaşmış. Voleybol oynamak, okulda başarılı olmak, aynı zamanda zorbalıkla başa çıkmak gibi zorluklarla yüzleşiyor.

Hikaye, Melina'nın günlük tarzında yazılacak ve her bölümde farklı bir olay veya duygu öne çıkacak. Günlüklerine yazdığı notlarda, hem içsel dünyasına dair düşüncelerini hem de çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini keşfedeceğiz.

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
Chapter 1:Melina'nın Günlüğü
12 Eylül, Pazartesi Bugün okula başladık. Yaz tatili o kadar kısa geçti ki, sanki geçen hafta hala tatildim, şimdi ise okula gitmek zorundayım. Annem, her sabah olduğu gibi, bana kahvaltı hazırlamış. Ama bu sabah bir şey vardı… Farklıydı. Annem her zaman gülümseyerek “Hadi bakalım, başla yeni yılını!” derdi. Ama bu sabah sadece “İyi şanslar, Melina” dedi. Neden bu kadar donuk? Neden soğuk? Babam, telefonla aradı. "İyi şanslar, Melina. Okulda dikkatli ol," dedi. Ama sesinde bir şey vardı, bir soğukluk, bir boşluk. Babamın bana “iyi şanslar” demesi bile garip. Çünkü o günden beri bana hiçbir şeyin gerçekten anlamı olmadı. Bir yıl önce, annemle babam birbirlerinden ayrıldılar. O günden sonra her şey değişti. Boşanmanın etkisini tam olarak anlatmak zor. Hem duygusal olarak paramparça oldum hem de fiziksel olarak yorgunum. İki evde yaşamak, her zaman iki farklı kural setine uymak… İstediğimi yapamıyorum. Yani, bazen "daha fazlasını hak ediyor muyum?" diye düşünüyorum. Bugün okula gidiyorum ama aslında okula gitmek istemiyorum. Okulda bir grup çocuk var, her zaman oradalar. Neredeyse her zaman benimle dalga geçiyorlar. Birkaç hafta önce, okulda bana “Şişko Melina” demişlerdi. O an, sanki kalbim duracak gibiydi. Ben sadece susmuştum, gülümsemek yerine. Ama sabır, sabır... Bir şekilde bunlarla başa çıkmam gerekiyor. Voleybol takımına katılma hayalim, bana her şeyin bir anlamı olduğunu hatırlatıyor. Voleybol sahası, bir kurtuluş alanı gibi. Kendimi orada buluyorum. Kimse bana “Şişko” demiyor. Orada sadece ben varım ve takım arkadaşlarım. Gerçekten bir takım, benim takımımdı. Hatta bazı günler, “Kimseyi önemseme, sadece topa odaklan” diye düşünüyordum. 14 Eylül, Çarşamba Bugün okulda bir olay yaşadım. Zorbalarla yine karşılaştım. Ama bu kez onlar bana bir şeyler söylediğinde içimden sadece “Beni ilgilendirmiyor” diyerek geçtim. İçimden gülümsedim. Yıllarca hep sustum, ama artık durmak istemiyorum. Zorbaların söylediklerine daha az takılıyorum. Onlar istedikleri kadar bana laf atsınlar, ben onları görmüyorum. Voleybol antrenmanında iyiydim. Gerçekten. Topu ne kadar iyi gönderdiğimi görmek, takımımla birlikte çalışmak beni başka bir dünyaya taşıyor. Hani bazen bir şeyleri tam anlamazsınız ya… Voleybol sahasında bir şeyler tam olarak yerine oturuyor. Her şey çok güzel. Ama eve gittiğimde annemle büyük bir tartışma yaşadık. O, hala bana biraz fazla çocuk gibi davranıyor. Annem, her gün “Daha fazla ders çalışman gerek, Melina!” diyor. Ama ben ne zaman gerçekten içimden geleni söylesem, sanki annem bunu duymak istemiyor gibi. “Sadece ne yapmam gerektiğini söyle, tamam mı?” diyor bana. O zaman ben de susuyorum. 17 Eylül, Cumartesi Bugün antrenmanda müthiş bir performans sergiledim. Takımın çoğu, beni ilk kez ciddiye aldı. Gerçekten heyecanlandım. Bu kadar yıl beklemişim ve nihayet takıma kabul edildim. Benim için çok önemliydi. Annem de duygulandı, gözleri doldu. Bu antrenman bana gerçekten cesaret verdi. Çünkü daha önce o kadar çok yılgınlık hissetmiştim ki… Artık gerçekten başardığımı hissediyorum. Okulda zorbalık yapan çocuklardan birinin bugün bana yaklaşması beni şok etti. “Neden bu kadar üzülüyorsun?” dedi. Bu cümleyi duyunca bir an donakaldım. Ama ona sadece “Benden uzak dur,” dedim. Onun derdi başka, ben de bundan dolayı üzülmüyorum. Onlar ne derse desinler, ben artık kendimi iyi hissediyorum. 20 Eylül, Salı Boşanma konusuna bir türlü alışamadım. Annemle sürekli tartışıyoruz. Annem, bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama ben tam olarak anlamıyorum. Neden hala aynı şekilde hissettiğini merak ediyorum. Babam ise her zaman, “Bunlar sadece küçük şeyler, Melina,” diyor. Oysa ben, içimde bir boşluk hissediyorum. Annemle babamın ayrılması, bana o kadar çok şey değiştirdi ki… Ama bazen tek başıma da hayatta bir şeylere karar vermek zorunda kaldığımı hissediyorum. Bugün okulda zorbalık yapan çocuklardan biri bana hiç beklemediğim bir şekilde yaklaştı. “Hadi, sen de bizimle gel,” dedi. Gerçekten şaşırdım. Ama sadece “Hayır, seni ilgilendirmez” dedim. Onlara karşı daha fazla değer kaybetmeyeceğimi anladım. . . . Aslında her şey böyle başlamıştı. Yeni bir günlük alıp hayatımı olduğu gibi yazarım ve bu bana iyi gelir diye düşünmüştüm. Çünkü bunları anlatabileceğim kimse yoktu. Ama yine istikrarlı olamadım. Yine sözümü tutamadım. Bugün 1 Kasım ve nerdeyse 2 aydır yazmıyorum. Artık tarih atıp tek tek yazmak yerine kendimi sınırlandırman istediğim zaman istediğim kadar yazacağım ve bu bana iyi gelecek. Ah canım günlüğüm seninle görüşemediğimiz arada neler oldu neler. Bazen ben mi abartıyorum yoksa gerçekten zor şeyler mi yaşıyorum ayırt etmek çok zor oluyor. Her şey bir parça düzeldi artık kimse benimle uğraşmıyor derken bütün okulun ortasında merdivenlerden uçtum resmen. Ben yolda yürümeyi de beceremiyorum artık. Ağlamamak için kendimi tutar dudaklarımı ısırırken gözüm merdivenin bitiminde bana doğru bakan ve kahkaha atan Mert'e ilişti. Tam da bu noktada bana doğru gelip beni kaldırması gerekmiyor muydu. O ise arkadaşlarıyla bir olmuş bana katıla katıla gülüyordu. O da benim gözümden düştü ama umrunda olmadı sanıyorum ki... Hiç beklemediğim bir anda bana doğru uzanan elle kendime geldim. Cenk... Beni hemen ayağa kaldırdı ve revire gitmek isteyip istemediğimi sordu. Bu çocuk bana mı yürüyor yoksa bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama nedense baktığım her yerden bitiveriyor. Zaten hep böyle değil midir ilgiyi istemediğimiz bütün insanlardan alırız, istediklerimizin umurunda bile olmaz... Cenk'e teşekkür edip sınıfa gittim. Mert'in bu davranışı beni çok yaralamıştı ama ona kızdığım için de sevmediğim biriyle sevgili olamazdım. Cenk tavırlarımı yanlış anlar aramızda bir şeyler olabileceğini düşünürse hem arkadaşımı kaybeder hem de onu kırmış olurum. Bu şu etapta en son istediğim şey. Anlayamadığım bir şey daha var, ortamda sadece Mert ve ben varsam bana inanılmaz nazik davranıyor. Ne zaman yanımıza bir üçüncü şahıs gelse çocuk tamamen değişiyor inanılmaz zorba oluyor sanki o nazik çocuk birden buhar olup uçuyor. Bunun üzerine biraz düşünmem lazım canım günlüğüm ama şimdi inanılmaz uykum geldi. Yarın için çantamı hazırlayıp hemen uyurum sana da iyi geceler canım arkadaşım çoookkça kalppp. XXX

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

GÜL SARMALI (+18)

read
37.6K
bc

Dönüm Noktası Aşka Tutsak

read
5.6K
bc

İKİNCİ ŞANSIM

read
3.2K
bc

KISIR AĞA

read
112.0K
bc

FIRTINAŞK (+18)

read
52.3K
bc

İNCİ TOZU (+18)

read
22.7K
bc

KONAĞIN ZORAKİ DAMADI (+18)

read
72.9K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook