Karanlığın cazibesi

569 Kelimeler
​Serap’ın cebindeki son kırıntılar, Beyoğlu’ndaki üçüncü günün sonunu zorla görmüştü. O büyük özgürlük coşkusu, yerini midesini kemiren kronik bir açlığa ve omuzlarına çöken İstanbul’un beton ağırlığına bırakmıştı. Şehrin karmaşası, onu görmezden gelerek yutuyordu. Ne iş bulabiliyor, ne de güvenecek bir yüz. ​Bir öğleden sonra, Tünel’in nemli sokaklarında, bir kafenin kapısında asılı duran, artık solmuş ‘Eleman Aranıyor’ ilanına bakarken, yanına pürüzsüz bir ses sokuldu: ​“O ilana bakma, canım. Onlar zaten buldu bile. Ama istersen, daha eğlenceli bir kapı biliyorum.” ​Serap, başını çevirdi. Karşısında, kendisinden belki beş altı yaş büyük, gözlerinde eski bir yorgunluk ama dudaklarında güven veren bir gülümseme taşıyan Ege duruyordu. Üzerindeki tasarım tişört, kolundaki gösterişli saat ve konuşurken savurduğu rahat hava, Serap’ın eski, baskıcı dünyasından tamamen farklı, parlak bir hayatın kokusunu taşıyordu. Ege, Serap’ın kararsızlığını bir saniye bile beklemeden, elini uzattı: ​“Ben Ege. Sen de... Yeni misafirimiz olmalısın. Gözlerin, buraya ait olmadığını bağırıyor.” ​Bu söz, Serap'ın tam da duymaya ihtiyacı olan şeydi. "Görülmek." Ailesinin yıllarca elinden aldığı o basit tanınma ihtiyacı. Serap, "Serap," diye mırıldanırken, o an Ege’ye sadece bir insan olarak değil, kurtuluşun anahtarı olarak baktığını fark edemeyecekti. ​Ege, onu o gece Tarlabaşı’nın arka sokaklarına saklanmış, dışarıdan bakıldığında sıradan bir depo gibi duran ama içeride neon mavisi ve dumanla yıkanmış bir gece kulübüne götürdü: "Mekân." Burası, Serap’ın hayal ettiği özgürlüğün kaba ve filtrelenmiş bir versiyonuydu. Yüksek sesli müzik, bedenini unutan insanlar, hızlı akıp giden alkol ve her an değişen yüzler. Ege, ona ‘hosteslik’ yapabileceğini, sadece “gülümsemesi ve güzel görünmesi” gerektiğini söyledi. Ücreti ise, Serap’ın üç günlük yiyecek parasının on katıydı. ​İlk gece, Serap aynada kendine baktı. Kırmızı ruj, biraz fazla iddialı bir elbise. Eskiden annesinin bir saniye bile izin vermeyeceği bir görüntü. O gece, sadece kıyafetini değil, adını da değiştirmişti sanki. “Özgürlük budur,” diye düşündü, masasına oturan her yabancıya sahte bir ilgiyle bakarken. Buradaki herkes onu onaylıyordu, ona iltifat ediyordu. İlk defa, birileri onun varlığı için para ödüyordu. ​Ancak kısa sürede bu parıltı, kireçlenmeye başladı. Ege’nin nazik tavrı, yerini talimat veren, sahiplenici bir tona bıraktı. Gülümsemesi, mesai saatlerine bağlı bir maskeye dönüştü. "Mekân"daki insanlar, yüzlerine taktıkları neşenin altında derin bir boşluk taşıyordu. Serap, ailesinin baskısından kaçarken, bu sefer de gecenin ritmine, yapay samimiyetine ve Ege’nin kontrolüne bağımlı hale gelmişti. ​Bir ay sonra, Serap’ın yorgunluğu gözlerinin altındaki koyu halkalarda değil, ruhunun derinliklerindeydi. Gecenin bitiminde, gün doğarken eve (küçük, rutubetli bir stüdyo daireye) döndüğünde, penceresiz bir kuyuda uyuyormuş gibi hissediyordu. Gündüzler bir hiçlik, geceler ise yüksek sesli bir yalan ile doluydu. ​O, sürekli ‘daha iyi bir hayat’ vadeden ama her seferinde daha da dibe çeken yanlış ilişkilere saplanmaya başlamıştı. Biri onu borçlarına, diğeri ise sürekli kullanması gereken o ‘neşeli’ maskeye zincirliyordu. Serap, ailesinin duvarlarını yıkarken, kendi etrafına görünmez ama daha sağlam bir parmaklık örmüştü. ​Karanlık, cazibesiyle değil, sunduğu geçici uyuşma hissiyle onu ele geçirmişti. ​O malum gece... ​Müzik, kulak zarlarını zorluyor, sigara dumanı tavanı kalın bir battaniye gibi kaplıyordu. Serap’ın omuzlarında, taşıyamayacağı kadar ağır bir yorgunluk vardı. Ege’nin kendisinden yapmasını istediği ve kalbinde büyük bir utanç yaratan o küçük iyilik, bardağın dolmasına neden oldu. Etrafındaki sesler, birden bire uğultuya dönüştü. Gözleri karardı. Yutmaya çalıştığı o keskin nefes, akciğerlerine ulaşamadı. ​Serap, etrafındaki neon ışıkların, dans eden siluetlerin ve Ege’nin şaşkın yüzünün yavaşça karardığını hissetti. Vücudu, ait olduğu karanlığa teslim oluyordu. ​Ve o parlak, gürültülü kulübün ortasında, Serap’ın cansız bedeni mermer zemine yığıldı.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE