4. BÖLÜM - TEHLİKELİ KAÇIŞ -
DİLA
Disk ?
Disk denilen şeyin ne olduğunu düşünüp duruyorum ama bir türlü bulamıyorum . Bu adam kimdi ve ne arıyordu , bununla ilgili hiçbir fikrim yoktu . Bilmediğim şeyler yüzünden bilmediğim bir yerde tutsağım . Mecbur bir çaresini bulana kadar olduğum yere çakılı kalacaktım . Odaya pek ışık girmiyordu o yüzden sabah mı akşam mı oluğunu çok fazla seçemiyordum . Ama tahminimce bir gün boyunca kimse odaya gelmemişti ve bir bardak su dahi vermemişti . Zamanı saymak artık git gide zorlaşıyordu . yatakta uzandığım esnada kapı tekrar açılarak biri içeriye girdi . Yanıma kadar yaklaşarak tekrar diski sordu . Bu kişi daha öncede yanıma gelen kişiydi , sesi tanıdıktı . Ben ısrarla bilmediğimi söylediğim halde bildiğimi düşünerek üzerime gelmeye devam ediyordu . Bir süre sonra üzerimden çekilerek odanın kapısından çıkıp gideceğini düşünürken ;
“ Bu gece bir misafirin var , iyi anlaşacağınızı düşünüyorum . “ Diyerek yere bir şey koyduğunu fark ettim . Ne olduğunu anlamaya çalışırken kapıyı örterek dışarı çıktı . Ben yere ne koyduğunu bulmaya çalışırken tıslayarak odanın içinde gezen bir şeyin olduğunu fark ettim . Cesaretimi toplayarak ayağa kalkmaya çalıştım . Yavaşça ayağımı yere koyduğum esnada ayağımın kenarından bir şeyin geçtiğini hissedince çığlık atarak yatağın üzerine çıktım . Çığlıklarım o kadar güçlüydü ki yılanlar bile seslerini yükseltmişti . Ne yapacağımı bilemez halde çığlık çığlığa çıkarın beni buradan lütfen diyerek ağlamaya başladım . Ama ne gelen vardı ne giden , Bir süre sonra bağırmaktan ve korkudan bitkin düştüğümü hissettim . Açlığın ve bitkinliğin vermiş olduğu his ile olduğum yerde gözlerimi kapattım . Aradan ne kadar zaman geçti ne oldu bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda bir odada yatağın başlığına bağlı bir vaziyetteydim . Yılanlardan kurtulduğuma sevinmiştim ama durumum hala aynıydı . Yataktan doğrulmaya çalıştım ama boynumda tarif edemediğim bir sızı vardı .
Yavaşça doğrulmaya çalışırken odada olan mert i görmemiştim . Oturduğu yerden kalkıp yavaşça yanıma gelirken korku ile yatağın başlığına doğru geri çekildim ve dizlerimle kendimi korumaya çalıştım .
“ Nasıl bir olduğumu az çok anlamışsındır hemşire hanım . Şimdi bazı şeyleri netleştirmenin tam zamanı yoksa daha farklı hayvanlarım ile de tanışabilirsin . “
“ Lütfen yalvarırım bırak beni ben bir şey bilmiyorum . “
“ Hafızanı zorla , bence biliyorsun . O gece evine geldiğim gece bir disk düşürmüş olmalıyım ve sen de bulmuş olmalısın . “
“ Ben bir şey bulmadım . O kadar insan arasında neden ben ? Keşke ölseydin de sana yardım etmeseydim . “
“ Keşke ama yardım ettin bir defa , sonuçlarına da katlanman gerek . O evde senden başka yaşayan var mı ? “
Filiz i de bu işinin içine sokamazdım , “ hayır tek ben kalıyordum sen evime girene kadar . “
“ İyi bakalım şimdilik öyle olsun , ama geri döneceğim hemşire hanım ona göre ve bu sefer hiç hoş dönmeyeceğim . “
Arkasını dönerek kapıdan çıktı ve kapıyı gene üzerime kilitledi . Düşün Dila düşün ne yapabilirsin . O geceyi tekrar tekrar hatırlamaya çalıştım ama bir türlü aradığı şeyi bulduğuma dair bir şeyler hatırlayamadım . Zihnimi tekrar tekrar yoklamaya çalışırken birkaç saatin sonunda aklıma koltuğun arasında bulduğum flaş geldi . Ama o flaş gibi görünüyordu . Acaba aradığı şey o olabilir miydi ? İyi de ben o nu nereye koymuştum . Ah salak kafam tabi ya ben o nu filizin eşyalarının içine koymuştum , peki şimdi ne yapacağım . Bulunduğum durumdan çıkış yolu aramaya çalıştım ama bir türlü bulamadım . Ne filizin yerini söyleyebilir , ne de buradan çıkabilirdim . Diskin yerini bulmak da beni çıkış yoluna götürmeyecek . Onları oyalamanın bir yolunu bulmalıyım . Evet ya hastane benim hastanede çalıştığımı ve diskin odada olduğunu söylersem ve çıkarmaları için ikna edebilirsem buradan kurtulabilirim . Sonuçta bu adamlar elini kolunu sallayarak devlet hastanesine girebilecek değil ya .
Yanıma gelen adamın tekrar gelmesini bekledim ama bir türlü gelmedi ta ki elinde yemek tepsisi ile kapıdan girene kadar . Yemeği komidinin üzerine koyarak gidecekti ama ben o kapıdan çıkmadan disk in yerini hatırladığımı söyleyince tüm dikkatini benim üzerime vererek kapıyı kapatıp geri döndü .
“ Nerede söyle çabuk .”
“ Hastanede . “
“ Hastane mi , ne hastanesi ? “
“ Ben hastanede çalışıyorum senin de diskini bularak cebime koymuştum ama hastaneye gidince dolabıma koydum . “
“ Neresi olduğunu adamlarıma hızlıca tarif et , gidip alsınlar .
“ Sence personelin , hemşire ve doktorun girdiği bölüme sen ellerini kollarını sallayarak girebileceğini mi düşündün ? “
“ Benim nerelere girip çıkabildiğim hakkında hiçbir fikrin yok hemşire hanım . Şimdi hazırlan adamlarım da seninle birlikte gelecek . En ufak En ufak hareketinde işin biter ona göre . “
Hay aksi planımda bu yoktu , gerçi bu tarz adamlara göre planımın saf dışı kalacağı belliydi . Onları başka hastaneye götürsem belki anlayabilirler götürmesem de sıkıntı . Yapacak bir şey yok artık diye içimden söylenerek adamların beni çözmesini bekledim . İki adam ellerimi çözüp beni bir arabaya bindirdiler ve tekrar gözlerimi bağladılar . Gözlerimi açmak istedim ama bana engel oldular . Adamların biri sağımda bir diğeri ise solumda oturuyordu . Bir tane de arabayı süren vardı sanırım . Yol boyu adamlardan kurtulmanın bir yolunu düşünüp durdum . Belki hastanede bunları atlatmanın bir yolunu bulabilirim . Arabanın durduğunda ve gözlerimin açıldığında eski evimin önündeydik . Sağ yanımda oturan adam ; hangi hastane tarif et bakalım diyerek bana baktı . Kafamı diğer yöne çevirdiğimde ise diğer adam elini hafifçe beline koyarak silahın kopçasını bana doğru gösterdi .
Derin bir yutkunuştan sonra hastanenin yerini tarif etmeye başladım . Kısa süre içinde hastanenin önündeydik . Adamlardan biri kapıyı açarak etrafı kolaçan etti ve inmem için işaret yaptı . Yavaşça arabadan inerek beni tanıyan birinin olmasını da ümit ederek etrafa bakındım ama mesai saati dışında hastanede olduğumuzdan hastane ve bahçesi sakindi . Ben önde adamlardan biri arkada bir diğeri ise hastanenin kapısının önünde bekliyordu . Bir süre sonra personellerin soyunma odalarının bulunduğu kapının önündeydik . Benimle birlikte içeri girmek için hamle yaptım ama eğer benimle içeri girmeye kalkarsan burada tacizci var diye bağırırım ona göre ben şimdi istediğiniz şeyi alıp getireceğim sen dur burada . Diyerekten hızlıca içeriye girdim ve kapıyı kapattım . Kapı şifreli olduğundan şifreyi bilmeyen kimse içeri giremezdi . İçeriye attım kendimi atmasına ama şimdi çıkmanın bir yolunu bulmalıydım .
Etrafa bakınırken gözüme soyunma odasının hemen hemen üst kısmında bulunan havalandırma penceresi takıldı . Soyunma odasında bulunan taburelerden bir tanesini camın önüne koyarak üzerine çıktım ama mesafe atlamam için yetersizdi . Bir tane daha tabure üstüne koyarak çımayı denedim . Tabureler biraz dengesiz dursa da ben atlayana kadar dayanabilir diye düşündüğümden hızlıca taburenin üstüne çıkıp pencereden tutundum . Kollarım ile camdan destek alıp kendimi sarkıtmaya çalışırken ayağımın altındaki tabureler devrilerek yere düştü . Kapıdaki koruma kapıya vurmaya başlayınca hızlanarak pencereden çıkmaya çalıştım . Mesafe biraz vardı ama atlanmayacak kadar değildi . Son bir gayretle pencereden aşağıya düşerek toparlandım . Kolumun üstüne düştüğümden kolum acıyordu ama bu kaçmama engel değildi .
Ben üstümü çırpıp hızla koşmaya başladıktan birkaç dakika sonra hastanenin otopark kısmına çıktım . Otopark ı araçların arasından geçmeye çalışırken korumanın bir tanesini arkamdan bağırarak koştuğunu görünce tüm hızımla koşmaya başladım . Adam bana hızla yaklaşmaya başladığım esnada önüme bir tane araba kırdı ve binmem için kapısını açtı . Hızla kendimi arabanın içine atarak arkamdan koşan adamların arabaya binerek peşimize düştüğünü gördüm . Nefesim kesilmek üzereydi ve heyecandan kalbim yerimden çıkmak üzereydi Bir an arabasına bindiğim kişi kim diye öne eğilip baktığımda arabayı kullananın cerrah olduğunu gördüm .