5 . BÖLÜM - TUTSAK -
DİLA
“ Bu adamları peşine niye taktın ? “
“ Ben takmadım durup dururken takıldılar ve bir türlü bırakmıyorlar . “
“ Çekici cazibene mi vuruldular yoksa ? “
“ Hayır benden bir şey istiyorlar ama istedikleri şey bende değil ama bunu bir türlü anlamıyorlar . “
Derken arabaya isabet eden bir kurşun ile ikimiz de susarak yola baktık . Cerrah arabayı sürerken ben de sürekli arkamıza bakıp
adamları gözetliyordum . Bir süre sonra şehir yolundan çıkıp dağ yoluna saptığında işimiz bitti dedim .
“ Adamlar peşimizde sen ne yapıyorsun ? “
“ Adamlar peşimizde değil , senin peşinde bu yüzden yerinde olsam kelimemi iyi seçerdim . “
“ Tamam adamlar peşimde lütfen yardım et . “
Bir anda ani bir manevra ile direksiyonu kırarak arabayı kaydırdı ve sağa doğru yön değiştirdi . Silah sesleri arkamızda yankılanırken telefonu ile kısa bir görüşme yapıp hızını arttırdı . Beş dakika geçmeden karşıdan iki tane büyük siyah arana üzerimize doğru gelmeye başladı . Ben çığlık atarak başımı öne eğdim aradan geçen birkaç dakika sonra silah sesleri susmaya başladı .
“ Kaldır kafanı . “
“ Ölücez burada . “
“ Kim ne yapacak senin ölünü , bu kadar korkma hadi kalk kimse yok peşimizde . “
“ Nasıl yani ? “ Diyerek hızla kafamı kaldırıp sağa sola baktım ama etrafta kimse görünmüyordu .
“ Ya o karşımızdan gelen iki tane arabaya ne oldu . “
“ Kuş olup uçtu belki de . “
“ Böyle zamanlarda bile espiri yapmaya çalışıyorsunuz ya cidden bir tuhafsınız . “
Aynadan bana bir bakış atarak yoluna devam etti . Şehre doğru gideceğimizi düşünürken tahminimce yarım saat kadar bir yol daha gidip bir evin önüne arabayı park etti . Etrafta hep güvenlik vardı ve kaçırıldığım evdeki adamlar gibi giyinmişlerdi . Korku ile “ Beni o adamlara teslim edeceğini bilseydim orada ölürdüm daha iyi . “
“ Hadi git öl , madem o kadar kolaydı niye kendin yapmadın . ”
“ Ölmek istemediğim içindir belki . “
“ O zaman sus ve beni takip et . “ Arabadan inip evin kapısını tıklattı ve tahminimce orta yaşlarındaki bir kadın evin kapısını açarak içeri buyur etti . Ben de ufak adımlarımla onu arkasından takip etmeye başladım . Kapıyı açan kadın hep yere bakıyordu ve ses dahi çıkarmıyordu . Ev o kadar ıssız bir yerdeydi ki birini öldürüp atsan kimse cesedini bulamazdı . Ay sus Dila yoksa sıradaki kişi sen olursun diyerek iç sesimi susturduktan mumların ve şöminenin aydınlattığı karanlık bir odaya girdik . Şöminenin başında elinde bastonu ile bize ters bir şekilde oltan birisi vardı . Sırtı dönük olduğundan kim olduğunu seçemiyordum ama baston belliydi ki yaşını almış biriydi . Kimsenin konuşmaya niyeti yok gibiydi ta ki tüm sessizliği içeriye giren koruma kılıklı bir adam bozana kadar .
“ Efendim , cerrah beyin peşine takılanlar pervanların adamlarıymış . “
“ Bir sıkıntı çıktı mı ? “
“ Yok efendim halloldu . “
“ Tamam sen çekil . “
Bu ikilinin konuşması gergin olan ortamı daha da çok germeye yetiyordu . Korumanın çıkması ile cerrah bey arkasına bakarak kapıyı açan kadına kafa işareti yaptı . Kadın yanıma gelerek yolu gösterdi ama ben gitmeye hele ki böyle bir yerde kalmaya hiç niyetli değildim .
“ Nereye ? “ Dediğimde cerrah bana doğru dönerek , merak etme burada güvendesin şimdi çık dinlen ortalık sakinleşince gidersin diyerek yanımızdaki kadına kafa işareti yaptı . Bana yardım ettiğini düşünerek gösterdiği gibi kadının arkasından üst kata çıktım . Gece lambalarının aydınlattığı , lacivert ve gri döşenmiş bir odanın kapısına kadar geldik . Kadın eli ile içeri buyur edince girdim ama kapıyı arkamdan kapatıp kilitleyeceği aklımın ucundan geçmedi . Ben odaya birkaç adım atar atmaz kapının kapanma ve kilit sesi geldi . Koşarak kapıyı açmaya çalışsam bile yerinden kıpırdatamadım . Ne kadar bağırsam da kapıyı yumruklasam da ne gelen oldu ne giden . Anlayamıyorum beni neden kapatmak istesin ki üstelik yardım etmek istediği kişiye neden bunu yapsın . Odanın ortasında volta atıp duruyordum ama geçen her dakika vücudumun daha da çok bitkinleştiğini hissedebiliyordum . Açlığın , yorgunluğun ve susuzluğun vermiş olduğu etki ile odada bulunan yatağın üzerine oturdum . O kadar halsizdim ki gözlerimi açabilecek ve şuan ki durumuma itiraz edebilecek halim yoktu .
Yatağın üzerinde ne zaman uyuya kaldım ne zaman odaya yemek geldiğini hiç fark etmedim . Gözlerimi açtığımda odada bulunan komidinin üzerinde yemek tabaklarının bulunduğu bir tepsi vardı ve havanın iyice kararmasından ötürü odayı sadece gece lambaları aydınlatıyordu . Önce yemek sonra gurur kuralını uygulayarak uyanır uyanmaz yemek tepsisini elime alarak kucağıma koydum . Soluksuz bir şekilde kucağımdaki yemekleri bitirip tepsiyi yerine geri koyup üzerinden su bardağını elime alarak ayağa kalktım . Kapının kulpunu tekrar açmaya çalıştığımda hala kilitli olduğunu gördüm . Odanın her köşesini inceleyerek odada bulunan camın önüne kadar geldim . Gri fon perdelerle örtülü olan camı açtığımda her yer zifiri karanlıktı ve etrafı aydınlatan tek şey aydı . Camdan dışarıya baktığımda bağlı olan birkaç tane köpekten başka bir şey görünmüyordu derken elinde büyük bir torbanın içinde ağır bir şeyler taşıyan korumaların geçtiğini gördüm . Bakındım ama ne taşıdıklarını karanlıktan seçemedim . Merakla daha fazla bakmaya başladıktan bir süre sonra korumalar gözden kayboldu .
Korumaların geldiği yöne doğru baktığımda gömleğinin kolları çemli ve elinde bir şey olan birinin korumaların gittiği yöne doğru ilerlediğini gördüm . Duruşu tanıdık gelse de yüzünün yan kısmını karanlıktan seçemediğimden kim olduğunu göremiyordum ama tam penceremin hizasına gelip kafasını bana doğru çevirene kadar . Elinde bıçak ve üzeri kan olan cerrah bana doğru bakıyordu . Ay ışığı ve karanlığın etkisiyle öyle korkunç görünüyordu ki tüylerim diken , diken oldu . Elimde bulunan bardak cerrahın gözlerini bana dikmesiyle yere düştü ama kırılmadı . Adımlarımı geriye doğru atarak pencerenin önünden ayrılarak hızla kapıya koştum . Ne kadar kapıyı açıp kaçmak istesem de hep başarısız oluyordum . Burada ya korkudan ölecektim ya da bu psikopatın elinde kıtır , kıtır kesilecektim . Cesaretimi toplayarak yavaşça camın önüne doğru yaklaşıp göz ucuyla dışarı doğru baktım ama etrafta kimse gözükmüyordu . Karanlıkta olan her şey karanlıkta tekrar kaybolmuştu . Ama benim içimdeki korku git gide büyüyordu .