7. BÖLÜM
Odaya yemek getiren hizmetli kadınla konuşmak istedim . Bu ailenin nasıl bir şey olduğunu çözmem lazımdı ve belki benim halimden anlardı ve bazı sorularıma cevap verebilirdi . Küçük kız yatakta uyurken merdivenlerden inerek mutfağa gittim . Tahmin ettiğim gibi mutfakta yemek yapmakla meşguldü . Yavaşça yaklaşarak mutfakta bulunan masanın üzerinde tabakta duran armuttan bir tane alarak sandalyeyi çekip oturdum . Armuttan bir ısırık alarak ağzımdaki lokmanın bitmesini bekledim ve boğazımı temizleyerek ;
“ Bu evde mi yaşıyorsun ? “ diye sordum . Biraz soğuk kanlı ve çekingen olmasına rağmen “ tam değil ama sayılır “ diyerek cevap verdi .
“ Bu cerrah bey nasıl biri hep suratsız ve soğuk biri mi ? “
“ Yapısı biraz serttir ama bir kötülüğünü görmedim . “
“ Allahtan kötü değil de o yüzden beni burada zorla tutuyor . “
“ Onun da düşündüğü şeyler vardır , kötü birisi değildir . “
Bir çok şey sormama rağmen bir kelime etmemeye kararlıydı . Tam mutfaktan çıkacakken arkamı döndüğümde arkamda cerrahın olduğunu gördüm . Elimde duran armuttan tutarak ağzına götürdü ve bir ısırık aldı . Yaptığı her hareketi ile gözlerim büyüyor ve yutkunuşum yarıda kalıyordu . Dudağının kenarını dili ile yalayınca boğazımdan sert bir yumru indi .
“ Sormak istediğin bir şey varsa bana sor , seni ilgilendirmeyen kişileri meşgul etme . “
“ Ben insanların dilinden anlıyorum , hayvanların dilinden anlamak senin uzmanlık alanın . “ Diyerek yanından geçip gidecekken kulağıma eğilerek “ Senin dilinden de iyi anlıyorum “ diyerek geri çekildi ve mutfakta bulunan ikinci bir kapı ile dışarı çıktı ben ise sadece arkasından baka kalmıştım. Elimdeki armut’u masanın üzerine koyarak mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldiğim esnada gözüm salona takıldı. Aklıma buraya ilk geldiğim gece elinde baston ile oturan birisi olduğu gelmişti. Acaba o kimdi ki ? cerrah o kişinin mi adamıydı ki? Tüm sorularımın cevabını hiçbir zaman bulamayacak gibiyim. Derin bir iç geçirerek merdivenlerden yukarıya çıkıp küçük kızın odasına yöneldim. Odaya girdiğimde kız uyanıktı ve kesik olan eline bakıyordu. Ben içeri girdiğimde kafasını hafifçe bana yöneltti ve sen de kimsin der gibi bir bakış attı. Ama ben bozuntuya vermeden gülümseyerek yanı başında bulunan tekli koltuğa oturarak ;
“ nasılsın şimdi daha iyi misin? Diyerek benimle konuşması için ilk adımı attım. Bu kız da benim gibiydi aramızdaki tek fark o yatakta tutsak ben ise evde. Kız benim yüzümü görünce biraz afallamış gibiydi ve bir anda “ Anne kurtar beni canım çok yanıyor” diyerek ağlamaya başladı. Beni annesi sanmıştı peki annesi neredeydi ki? Hiç bozuntuya vermeden yatağın baş ucuna oturarak ellerim ile dağılan saçlarını bir kenara sıyırarak
“ Şş geçti, tamam sakin ol ben buradayım yanındayım. Şimdi sana bir krem getireyim de yaralarına sürelim olur mu o zaman acısı az da olsa geçer” diyerek odadan çıkıp mutfağa doğru yöneldim. Hizmetli abla mutfaktaydı ondan yaralar için krem istedikten sonra odaya dönerek küçük kızın yanına oturdum. Bu sefer ellerini gene çözmeye niyetlendim ama tedbirimi de almalıydım canımdan olamazdım ya. Ayaklarını komodinin üzerinde duran ip ile bağladıktan sonra ellerini sakince çözdüm ve yavaş ve nazikçe krem sürmeye başladım. Küçük kız ise her hareketimde bana hayranlıkla bakıyordu. İşim bittikten sonra kremi bir köşeye koyarak kızın ellerini avucumun içine aldım ve şefkatle gözlerinin içine baktım. Belki de tüm cevaplar bu küçük kızda saklıydı ve beni çıkış yoluna o götürebilirdi.