Roza, yüzüne tüküren yaşlı kadınla gözlerini sımsıkı yumarken başını sağa sola salladı. Yüzüne tükürülmesine izin veremezdi. Yüzüne tükürülecek bir şey yapmamıştı. Kuma olmayı kabul etmişti ama Rezvan Ağa'nın teklifinden haberi yoktu.
“Rezvan, seni öldürmezsem bana da Zayan demesinler şerefsiz!”
Zayan, öfkeyle bağırırken ayağa kalkmaya çalışsa da başarısız oluyordu. Rezvan Ağa, elini havaya kaldırıp “Önce Zayan'ın yüzüne tükürün!” demesiyle Zayan, tehditlerini savurmaya devam etti.
Yaşlı kadınlardan biri öne çıkıp Zayan’ın yüzüne baktı. Zayan, tanıdığı yaşlı kadınla “İşsiz kalırsın!” diye bağırdı.
Yaşlı kadının gözleri Rezvan Ağa’yı buldu. Rezvan Ağa “Çekinmeyin!” demesiyle yaşlı kadının tükürüğü Zayan’ın yüzüne bulaşmıştı.
Yaşlı kadın, geri çekilip diğer kadınların yanına giderken Roza, cesaretini toplamaya çalışıyordu. Kardeşini tehlikeye atmadan hakkını savunması gerekiyordu. Bir yaşlı kadın daha Zayan'ın yüzüne tükürmesiyle Roza, cesaretini bir ân önce toplaması gerektiğinden konuşmak için ağzını aralayıp "Rezvan..."
Roza'nın 'Rezvan' demesi başka bir kadının 'Rezvan' diye bağırmasına karışınca sesi duyulmamıştı.
"Rezvan!!!” diye bağırmaya devam eden kadın sesiyle duraksadı ve etrafına baktı.
Konağın kapısı açıldığı gibi Berfin, Rezvan’ın ismini bağırarak söyleyip toplanan kadınların arasına daldı. Kadınlardan oluşan duvarı geçip öne çıktığında ilk Roza’yla göz göze geldi. Üzerine kuma gelmeyi kabul eden kız olduğunu anlarken gözlerini Roza’dan çekip Zayan’la buluşturdu. Zayan’ın öfkeli bakışlarını görürken gözlerini Zayan’dan çekip Rezvan’a dikti.
“Rezvan Ağa, sana ne demiştim!?” diye bağırmasıyla Rezvan Ağa, sakin kalmaya çalıştı.
“İçeriye geç!” diye bağıran Rezvan Ağa’yla Berfin yere diz çöktü.
“Sana çocuğumun yüzüne bakacak yüzümü alma dedim!” diye bağırmasıyla Cafer Ağa ve diğer ağalar, Berfin’in haykırışına hak verdi.
“Canını almadım diye cezasız mı kalacak?”
Rezvan Ağa, öfkeyle bağırırken Berfin başını sağa sola salladı.
Zayan’ın bunu fırsat bilip ağaları toplayacağının farkındaydı. Bu olanlara şahit olan ağalar varken, bunun bedelinin ağır olacağını da biliyordu. Lakin Berfin’in bilmediği bir şey vardı! O da Rezvan Ağa’nın kendisi için tüm ağaları karşına alacağı!
“Zayan, çağrına kulak vermedi diye ceza ver amma böyle değil!”
“Kalk ayağa!” diye tekrar bağıran Rezvan Ağa’yla Berfin, gözlerini yere indirdi.
“Sana yalvarıyorum ikisini de bırak!”
Rezvan Ağa, duyduğu her bir kelimeyle öfkesini kontrol etmek için ellerini arkasına verip yumruğunu sıktı.
“Sana kuma gelmesin diye hakkını koruyana karşı mı gelirsin?” diye kınarcasına konuşan yaşlı kadın, Zayan’ın yüzüne ilk tükürendi.
Berfin, gözlerini sağındaki yaşlı kadına çevirdi. Yaşlı kadının gözlerindeki ifadeyi görünce ayağa kalktı.
“Hakkımı koruyana karşı çıkmam! Hakkım korunurken başkasının hakkına girmem!”
Berfin, hışımla önüne dönerken gözleri Roza’yı buldu. Parmağını Roza’ya doğru doğrultup “Bu kız yetim! Kimsesi yok!” dedikten sonra Rezvan Ağa’ya döndü.
Berfin, Elvan’ın Saliha’ya söylediklerinden habersiz olduğu için “Başında biri olsun diye çağrına kulak vermemiştir!” diye bir umut konuşup gözlerini yere indirdi.
“Bir yetimin hakkına girmek istemem!”
Rezvan Ağa, duyduğu sözlerle Berfin’in niyetinin ne kadar temiz olduğunu bir kez daha görüyordu. Roza’ysa hakkını koruyan kadınla içinde ona karşı bir minnet ve suçluluk duygusuyla gözlerini yere indirmişti.
Berfin, gözlerini Zayan’a çevirip “Çağrına cevap vermediği için yüzüne tükürtme! Başka bir şey yap amma bunu yapma!” dedi.
Berfin’in gözlerinden yaş akmaya devam ettikçe Rezvan Ağa, sabrı taşıyordu. Cafer Ağa’da oğlunun yanına gidip “Berfin, haklıdır oğlum.” dedi.
Rezvan Ağa, gözlerini babasına çevirirken Cafer Ağa, yeniden konuştu.
“Gereken neyse yaparız amma bu ağırdır!” dedi sakinlikle.
Cafer Ağa’da Berfin gibi ağaların toplanacağını bildiğinden oğlu için endişeleniyordu. Rezvan Ağa, Berfin’in gözünden süzülen yaşa müsaadesi olmadığından Berfin’in hıçkırmasıyla belinin arkasına bağladığı ellerini çözüp “Hakit, Saliha!” diye bağırdı.
Hakit ve Saliha, ânında Zayan ve Roza’nın yanında yerlerini alırken Rezvan Ağa “Çöz!” diye emrini verip babasının yanında ayrıldı.
Saliha, Roza’yı yerden kaldırıp konağın arkasına doğru yürürken, Hakit’te Zayan’ı çözüyordu. Cafer Ağa’ysa gelen kadınlara evlerine gitmelerini söylüyordu.
★★•★★
~Zayan~
Rezvan’ı öldüreceğim! Geberteceğim onu! Şerefsiz! Hırsla ayağımı döşeğe vurup “Baba ben oradayken adamları ne diye göndermedin!” diye öfkeyle bağırdım.
Babam, öfkeyle bana bakarken benim kadar öfkeli olamazdı!
“Rezvan’ı ben öldüreceğim!” diye bağırıp kapıya döndüğümde babam “Zayan!” diye bağırdı.
“Sakın beni durdurmaya kalkma! Zira bu mesele beni durduracağın bir mesele değil!” diye bağırıp babama döndüm.
Ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini omzuma koyup “Rezvan, Ezo’yla evlenmeyi kabul etmemiş!” demesiyle “Şerefsiz!” dedim.
Gözlerini yumup başını sağa sola salladı.
“Pîrê Zeman, şerefleri için bugün yarın Rezvan'ın ölüm emrini verecek! Rezvan’ın aldığı nefes sayılıdır!”
“Nefesi sayılıysa buna ben son vereceğim!” diye bağırmamla öfkeli yüzü beni buldu.
“Zayan, öfkeyle hareket etme!” diye bağırınca “Baba, üç defa yüzüme tükürttü!” diye bağırdım.
Başını aşağı yukarı sallayıp “Ağalar meclisini de yarına kadar toplayacağız! Rezvan, ölmeden önce bu yaptığının hesabını vererek ölecek!” demesiyle durdum.
“Ağalar bizden yana olacak!” dememle başını salladı.
“Berfin, sana erkek evlat vermedi! Kuma almak senin hakkın!” demesiyle biraz olsun sakinleşmiştim.
“Cezası da benle aynı olacak amma onun yüzüne kadınlar değil, benle Roza tüküreceğiz!” dememle başıyla onay verince rahatlamıştım.
Sedire geçip oturduğumda babam da karşıma oturdu.
“Berfin, eve gelmeyecek mi?” diye sorduğunda başımı sağa sola salladım.
“Hangi yüzle gelecek?” diye sinirle konuştum.
“O mu gelmek istemez yoksa sen mi izin vermezsin?” diye ısrarla soran babamla başımı çevirdim. Berfin, eve gelmek istemiyordu amma bunu babamın bilmesine gerek yoktu.
“Ben izin vermem!”
“Aferin!” demesiyle bir şey demedim.
“Baba, Roza’yı Rezvan’ın konağından alalım. Anamda gidip istesin. Bu işin adını koyalım!” dedikten sonra babama döndüm.
“Nikâhıma almaya karar verdiğim kadının Rezvan’ın yanında kalmasın!”
Babam, başını sallarken “Doğru dersin! Şimdi adamları yollar, Roza’yı buraya getirmelerini söylerim!” dedi.
“Sağ olasın.”
Babam ayağa kalkıp odadan çıktı. Ayaklarımı uzatıp başımı yastığa verdim. Gözümü kapattığımda Berfin’in sureti gözümün önüne gelmesiyle dedikleri aklıma düştü. İçimi saran huzursuzlukla başımı sağa sola sallayıp Rezvan’a yapacaklarımı düşünüp içimi saran huzursuzluğu bastırmaya çalıştım. Aklıma gelenle yerimden doğruldum.
“Roza’yı gidip konaktan ben alacağım!”
O Rezvan da Berfin de bunu görsünler!
★★•★★
~Berfin~
Konaktaki kalabalık dağılıp herkes köşesine çekildikten sonra Saliha, yanıma gelmişti. Bana Roza, hakkında söyledikleriyle hayrete düşmüştüm. Rezvan, ona sade kuma olmaktan vazgeçmesini söylememiş. Kuma olmaktan vazgeçerse onu evlendireceğini de söylemiş amma o, kusuru ben de görmüştü.
“Kahırlanma kızım! Rezvan, bunu yaptıysa vardır bir bildiği!"
Cemile yengemin sesiyle başımı kaldırdım. Rezvan'ın bir bildiği olsa bile buna şahit olan ağalar vardı. Benim yüzümden oldu.
“Roza, Zayan gibiymiş!” diye acıyla konuştum.
Cemile yengem, başını sallarken anam “Kör olasıca! Bir de yetim diye ona merhamet ettin!” demesiyle bir şey demedim.
“Orada olsaydım da ikisinin yüzüne tüküreydim!” diyen Cemile yengemle anam başını salladı.
İçim daralırken, gözüm yaş dolunca ayağa kalktım.
“Avluya çıkayım.”
Anam, bir şey diyecek gibi olsa da Cemile yengem, elini tutup uzun vermedi.
“Çık kızım amma o kızla konuşup kendini kahretme!”
Başımı sallayıp odadan çıktım. Holden geçip kapıya geldiğimde aklıma ninem geldi. Yerimde durup başımı çevirdim. Merdiven tarafına bakarken, ne yapacağımı nineme sormaktan başka çarem kalmamıştı. Zira kumanın olduğu evde yaşayamam amma Zayan da duracak değil!
Merdiveni yürüyüp yukarıya çıktım. Ninemin kaldığı odanın önüne geldiğimde içeriye doğru adım atacakken duyduğumla yerimde kalakaldım.
“Ben bunu ister miyim sanırsın!? Rezvan, benim canım değil mi?” diye bağıran ninemle korktum.
Ninemden bir süre ses gelmeyince içeriye girmeye karar verdim amma duyduğum sesle yine durdum.
“Rezvan, canını alacaksın!” dedi ninem emirle.
Kalbim korkuyla atarken, dayımın sesini duydum.
“Ana, oğlumun canını nasıl alırım!?”
“Şerefimiz için alacaksın!” diye bağırıp yere değneğini vuran ninemle bir adım geriledim.
“Ana, o benim oğlum! Canımdan can!” diye yalvaran dayımla gözlerimi acıyla yumdum.
“Sen etmezsen Biran ya da Selman, Rezvan’ın canını alacak!”
Biran ve Selman abi mi? Bunu hemen Rezvan’a söylemem gerekiyor! Önüme dönerken merdivenlere doğru hızlı hızlı yürüdüm...