10. Bölüm

1174 Kelimeler
Keyifli okumalar Gülşah odasında gezinirken çekmeceden çıkardığı resimlere bakıyordu. Gözyaşları sicim sicim akarken boğazında düğümler oluştu. "Benimle yaşamadığın ne varsa onunla yaşa." diyerek mırıldandı. Ağlamamak için kendini çok kasıyordu. Ayşenur hanım kızına baktığında, "Gülşah" diyerek seslendi. Sesin gelmesiyle arkasına bakarken gözyaşları akıyordu. "Anne ben bunu hakketmedim bütün hevesimi kırdılar." diyerek ağladığında derin bir nefes çekti. "Şimdi onunla mutlu olacak" dedi. "Kızım etme kendine bunu eziyet ediyorsun yazık değil mi? Belkide böylesi daha iyi seninle evliyken yapsaydı." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. "Anne bana bunu yapsaydı üstüme kuma getirseydi ne yapacaktın." dediğinde kızın elinden tutup oturttu. "Bak kızım sen daha küçükken geldim bana anne dedin bende sana anne oldum. Başımı eğmedin eğer o sana evlendikten sonra da bunu yapsaydı andım olsun ki vururum." dediğinde gözleri kızına baktığında, "Hem sen benim can parçam oldun." dedi. "Anne abisinin de bana sevdalı olduğunu biliyor musun?" diyerek sordu. Ayşenur hanım şaşkınca bakıyordu. "Allah var abisi o itten daha iyi kızım." dediğinde gözleri şaşkınlık içinde kalmıştı. "Gerçekten mi?" diyerek sordu. Ayşenur hanım başını salladığında, "Mert adamdır kardeşine benzemez" dedi. Başını annesinin dizine koydu. "İyi ki annem oldun." dediğinde Ayşenur hanım saçlarına öpücük kondurdu. "Anne terfi aldım biliyor musun?" diyerek sordu. "Artık kıdemli Yüzbaşıyım." dediğinde annesi de gülmüştü. "Başaracağını biliyordum." dedi. Gülşah erkenden kalkıp hazırlanırken haber vermeden çıkmıştı. Derin bir nefes alırken Miran onu takip ediyordu. Bekir'in telefonu çalarken arayana bakıyordu. "Hayırdır ne oldu?" diyerek sordu. "Ağabey operasyona çıkıyorum." dediğinde, "Tamam dikkat et kendine." diyerek telefonu kapatıp uyumuştu. Miran onunla konuşmak için karakola giderken askerin biri ona bakıyordu. "Buyurun kime baktınız" diyerek sorduğunda, "Gülşah" dedi. "Gülşah Yüzbaşı operasyona çıktı." dediğinde gözleri adama bakınca, "Ne zaman döner." dediğinde, "Belli değil daha" dedi. Miran aracına atladığı gibi gitmişti. Onunla konuşma fırsatı kaçırmıştı. Miran konağa dönerken içini bir sıkıntı basmıştı. Konağın önünde aracı park ederek inmişti. Yavuz'un bakışları ona döndü. " Oo ağamız da gelmiş," dediğinde kaşını kaldırdı. " Sen onun peşinde misin? Benimle evlenmedi seninle mi olacaktı." dediğinde gözleri öfkeden deliye döndü. "Yavuz kendi işine bak sen." dediğinde abisinin yakasına yapıştı. "Ulan abimsin diye ses etmedim ama ondan uzak duracaksın." diyerek bağırdı. Hakkı Ağa kavga eden iki oğluna bağırmıştı. "Nedir bu haliniz?" diyerek sorduğunda, "Gülşah'ın yakınında olmayacağımı söylüyor." dediğinde gözleri oğluna dönen yaşlı adam, "Sebep ne karınla ilgilen abin sevdalanmış." diyerek kızmıştı. "Benimle evlenmedi onunla evlenecek öyle mi?" diyerek sorduğunda annesinin öfkeli sesini duydu. "Doğru onunla evlenecek sen adam olsaydın kıza bu kötülüğü etmeseydin." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. Annesi sonuna kadar haklıydı. Dicle'nin bakışları ona dönerken, "Yavuz bu kadını gönder artık ya" dediğinde karısına bakıyordu. Dert üstüne dert gelirken bir hışımla araca binmişti. Dicle odasına giderken Asuman peşinden girmişti. "Arkadaşın bu konağa adım atamaz buna müsaade etmem." dediğinde, "Asuman sana soran olmadı." dediğinde yatağa geçtiğinde, "Sen.. Sen sevdiğim adamın yatağına giriyorsun." dedi. "Evet çünkü karısıyım normal değil mi?" diyerek sordu. Derin bir nefes almıştı. "Konuşman bittiyse odadan çık uyuyacağım." dedi. İkisinin de aynı yatakta uyuması onun canını yakmıştı. Yavuz onun yüzüne bile bakmıyordu. Gözyaşları içinde odasına giderken yaptığı hatanın bedelinin ağır geldiğini yeni anlamıştı. Konaktan çıkmak istemiyordu. Yavuz saatler sonra eve sarhoş olarak dönmüştü. Odaya girdiğinde karşısındaki iki kadına bakmıştı. Ayakta durmakla zorluk çekiyordu. Bakışları eski sevgilisi Asuman'ın gözlerine bakarken, "Senin yüzünden çekmediğim kalmadı. Hayatımın içine ettin." diyerek bağırdı. Onun sesini duyan babası öfkeyle, "Bu ne zaman adam olacak" dediğinde karısı gitmesine izin vermedi. "Karısı yanında karışma" dedi. Derin bir nefes alırken, "Peki" dedi. Yavuz'un öfkeli bağrışmaları konağı inletti. "Ulan soysuz kadın abime tuzak kurmuştun. Bana da tuzak kurdun senin yüzünden o kızın canını yaktım. Ama şunu bil ki Dicle benim her zaman yanında olacak belki Gülşah olamadı. Lakin Dicle benim karım olarak kalacak sende bu evde çürüyüp gideceksin." dedi. Asuman'ın gözleri doldu." Yeter bende seni sevdim sende bana aşıktın şimdi karşıma geçip sevmedim deme inanmam. "diyerek bağırdı. " Sen katilsin anladın mı? abimin katilisin seni görünce hayattan nefret ediyorum. Canımdan bezdirdin. Ananın evine gideceksin. "dediğinde genç kadın öfkeyle," Ben senin imam nikahlı karınım ben gidersem o kadın da gitmek zorunda kalır. "dedi. Yavuz tam bir şey diyecekti ki Dicle buna müsaade etmedi." Asuman babanın evine git "demişti. Asuman gözyaşları içinde ağlarken," Gitmiyorum sıkıyorsa yolla "diyerek odasına girmişti. .... Sabahın erken saatlerinde Dicle ailesinin yanına gelmişti. Boğazında bir düğüm oluştuğunda gözyaşları akmıştı. Derin bir nefes alırken yaşadıkları ona ağır geliyordu. Arkadaşının intikamı için bu yola girdiğinde aşık olacağını bilmiyordu. Annesi kızının haline bakıyordu. "Kızım sende bir hal vardır." dediğinde gözleri doldu. "Ana kaldıramıyorum artık ben ona sevdalandım." dedi. Şirin Hanım kızına bakarken, " Ah kızım ah ne yaptın sen amansız sevdanın peşindesin." dedi. Gülşah'ın dedikleri aklına gelirken , "Gülşah o benim için bitti hayatına bak dedi." Şirin Hanım şaşkınca bakıyordu. "O zaman yuvanı bozma." dediğinde gözleri ona dönmüştü. "O kadar kolay değil ana her kuşun eti yenmez onu öyle bir pişman edeceğim ki sürünecek" dedi. Derin bir nefes aldığında, "Yavuz beni istiyorsa önce o kadını yollayacak" dedi. Dicle'nin ona göre planları olacaktı. Havva Hanım avluda kahvesini içerken oğlu yanına gelmişti. "Sema kahve getir." dediğinde genç kız hemen önüne koydu. "Afiyet olsun ağam." dedi. "Gülşah operasyona çıkmış ne zaman döner." diyerek sordu. "Vallahi belli değil bazen uzun sürüyor." dedi. Genç adamın içini bir sıkıntı basmıştı. Havva Hanım ona endişeyle, "Oğlum iyi misin?" diyerek sordu. Genç adam annesine dönerken, "Nasıl olayım ana gürültü bitmiyor ki" demişti. Ayağa kalktığında, "Ben şirkete gidiyorum." diyerek çıkmıştı. Havva hanım kesin kararlıydı. Ne olursa olsun o kızı gelini olarak alacaktı. Oğlunun iyiliği için bunu yapacaktı. Çantasını alırken Asuman'ın gözleri ona dönmüştü. "Ana nereye?" diyerek sorduğunda, "İşim vardır." diyerek çıkmıştı. Asuman karşısına geçip, "Ana amacını biliyorum Gülşah'ı bu konağa gelin getireceksin." dediğinde, "He getireceğim ne olmuş kocana değil Miranıma alacağım." demişti. "Ana buna müsaade etmem bu konağa giremez." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. "Buke haddini bil burası benim evim kim gelecek kim gidecek sana soracak değilim." diyerek bağırdı. Havva hanım bu kadına tahammülü kalmamıştı. "Haydi çekil kenara işim vardır." diyerek çıkarken araca binerken Ayşenur hanıma haber vermişti. Kısa zamanda konağın önünde durdu. Araçtan indiğinde korumalar kapıyı açmıştı. Ayşenur hanım yanına geldiğinde, "Hanımım hoşgeldin." dedi. "Hoşbuldum nasılsın?" diyerek sorduğunda, "İyiyim geç" dediğinde salona geçtiğinde Ayşe annesini görünce gözleri doldu. "Ana" diyerek sarılırken gözyaşları akıyordu. "Kızım sen niye gelmezsin unuttun bizi" dedi. Derin bir nefes almıştı. "Gelecektim ama Yavuz abim yasak koydu." dedi. Yaşlı kadın ona şaşkınca bakıyordu. "Baban daha ölmedi kızım sen gel" dedi. Başını salladı. Ayşenur Hanım'ın içinde bir sıkıntı vardı. "Hanımım akşam yemeğine kalın." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. Ayşe mutfağa gidip hazırlıkları yapmaya başladı. Kazım ağa oğulları ile gelirken Hakkı ağa da onunla gelmişti. Akşam yemeğinde babasını gören kızın gözleri doldu. Kapının aniden çalmasıyla şaşkınca bakıyordular. Esma kapıya baktığında karşısında Askerleri görmüştü. Kazım ağa kapıya gelirken onlara bakıp, "Hayırdır komutan bey?" diyerek sordu. "Kazım amca Gülşah" dediğinde, "Ne oldu kızıma" diyerek bağıran Ayşenur hanıma baktılar. Esma kapıdaki ambulansa bakıyordu. "Yoksa ablam hayır.." diyerek bağırdı. Miran'ın kalbi sıkışmaya başladı. "Gülşah çıkan çatışma da şehit oldu." dediğinde Ayşenur hanım'ın feryat eden sesiyle Kazım Ağa duyduklarına inanmak istemedi. "Kızım." diyerek bayılmıştı. "Gülşahh kızım yavrum." diyerek ağladığında Miran'ın kalbi ağrıyordu. Sevdiği kadına kavuşamadan kaybetmişti. Ambulans ekipleri aileye sakinleştirici iğne vurduğunda asker eşyaları bırakıp giderken şehidin cenazesini bıraktı. Geriye sadece onun acılı bir ailesi kalmıştı... Bölüm sonu...
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE