Yusuf’u o halde görmek istiyor muydum, buna hazır mıydım? Gitsem, beni hisseder miydi? ‘’Hanımefendi?’’ dedi hemşire. ‘’Şimdi görebilir miyim?’’ ‘’Tabii, buyrun. Size yol göstereyim.’’ Önce steril odaya gittim. Üstüme önlük ve bone giydirdiler. Odaya girdiğimde makina sesleri duyuyordum.Tansiyonunun ölçen makinenin sesini, kalp ritmini ölçen makineyi… Kalbi muntazam bir şekilde atıyordu, ekranda görüyordum. Halbuki benim Yusuf’umun kalbi deli atardı. Göğsünde uyudum, o kalbin ninnisiyle uyuyakladım ben. En iyi ben bilirdim. Bazen nabzını okşardım, o küçücük alanda o nabız parmağımı döverdi sanki. Sakinleşsin diye oradan öperdim. Bu yüzden doğum günümde dudak dövmesi yaptırmıştı hatta oraya. Boşanacağımız zaman o dövmeyi de sildireceğini söylemişti. Sanki başka derdim yokmuş gibi dövme

