Dönüşüm +18
Merhaba. Yeni eserime hepiniz hoşgeldiniz. Başlamadan önce uyarmak isterim ki kitabın yaklaşık her bölümünde +18 ögeler olacaktır. Rahatsız olacakların okuyamayacağı türden bir kitap. O kısımları atlayabilirsiniz de. Keyifli okumalar...
Paul'un anlatımından
Fanilerin eğlence anlayışından sıkılmıştım. Onlar için tek eğlence dans ve seks. Bu beni bunaltıyordu artık. Çiftleşme sezonu çoktan gelmişti fakat ne aradığım kadını bulabilmiştim ne de içimdeki yangını söndürebilmiştim. Kanım deli akıyordu ve şu an patlamak, çevremdeki herkesi yakmak istiyordum. Yanımdaki iki kadın ise beni doruklara bile getiremiyordu.
Boynumdaki öpücükler kasıklarıma kadar geliyordu. Biri eliyle penisimi sıkıp ağzına alırken hareketsiz bir şekilde beni tatmin etmelerini bekliyordum. İşe yaramıyordu. Daha fazlasını istiyordum. Deli gibi boşalmak, sabahlara kadar sevişmek istiyordum. Kadının birinin içine girmek, adımı bağırana kadar ona acı çektirip iniltileriyle rahatlamak istiyordum. Olmuyordu. Bu iki fani beni o noktaya getiremiyordu.
Gömleğimin düğmeleri yavaşça açıldı. Sarışın kız vücudumun her bir köşesini yalamaya başladı. Esmer kız boynuma gömülmüşken ikisini de yavaşça ittirip ayağa kalktım. Sarışın kız elimden tutup karşıma geçti.
"Nereye gidiyorsun?"
"Beni tahrik edemiyorsunuz. Burada zaman öldürmeye gerek yok."
"Sadece bir dakika ver bana."
Kaşlarımı kaldırdım. "Bir dakikada ne değişecek?"
Sarışın kız ellerini omzuma yerleştirip üzerimdeki gömleği sıyırdı. "Sadece bir dakika ver."
Dizlerinin üzerine çöktüğünde durup onu izledim. Pantolonumu sıyırıp boxerımın üstünden penisime bir öpücük bıraktı. Hadi ama! Daha iyisini yapabilirsin değil mi?
Boxerımı sıyırıp penisimin başına küçük öpücükler bıraktıktan sonra ağzının içine alıp ileri geri gitmeye başladı. O ileri geri gittikçe hazzı damarlarımda hissettim. Hissettim ve hissettim. Sonra kayboldu. Bu kadardı. Sadece bu kadar sürüyordu. Normal erkekler gibi. Ama ben normal olanı istemiyordum. Dahasını istiyordum ama o bu kızların bana verebileceği bir şey değildi.
Yavaşça uzaklaşıp pantolonumu tekrar giydim. Sarışın kız isyan etti. "Hadi ama daha bir dakika bile olmadı. Tadına bakmak istiyorum!"
Arkamı bile dönmeden yürümeye başladım. Kendimi bildim bileli seks oyunuyla fazlaca vakit harcamıştım ve artık bundan bıkmıştım. Kendi kadınımı bulmak istiyordum.
Bardan çıkıp kendimi arka sokaklara attım. Bir kurt adamın gece burada olması doğru değildi. Burada olduğumu bilmemeleri gerekiyordu ama kendimi alıkoyamadan geliyordum işte buraya. Zevkin peşinden koşup duruyordum. O zevk ayağıma gelse dahi daha fazlasını istiyor ve onu arıyordum.
Keskin kulaklarımın duyduğu şeylerle duraksadım. Bu bir inleme sesiydi. Bir kurt inleme sesi. İyi ama buraya gelmeye benim dışımda kimin cesareti olurdu?
Sesleri takip edip ormanlık alana girdim. Bir ağaca yaslanmış, çıplak bir şekilde oturan kızı fark ettim. Elleriyle göğüslerini kapatmaya çalışmıştı. İnip kalkan göğüsleri ise ne kadar korktuğunun kanıtıydı. Kahverengi saçları omuzlarını örtüyor, yeşil gözleri korkuyla etrafını inceliyordu. Yanaklarındaki pembelik soğuktan olsa gerek diye düşünürken dudaklarını ısırdı. Dolgun, pembe dudakları titriyordu. Korktuğu şey neydi kim bilir?
"Sen de kimsin?" sesimi duyunca bakışlarını benimle buluşturdu. İstemsizce dişlerini gösterdiğinde güldüm. Beni korkutabileceğini düşünmesi komikti. Çıplak olduğuna göre de yeni dönüşmüş olmalıydı. Ama biliyor olması gerekirdi ki bir kurt asla fani dünyasında dönüşmezdi. Bu yasaktı. Fanileri korumak için bu yasaklanmıştı.
"Sakın yaklaşma bana."
Onu dinlemedim. Bana ne yapabilirdi ki? Bir kaç adım atıp yanına eğildiğimde birden üstüme saldırdı. Oturur pozisyonda olduğum için onunla beraber yere serilmiştik. Boynumu ısırmaya çalışıyor fakat oldukça başarısız oluyordu her bir darbesi. "Hey sen ne yapıyorsun?"
Omuzlarından tutup onu kendimden uzaklaştırırken hırlamaya başladı. Gökyüzüne baktım. Bu gece dolunay vardı ve bu kız yanılmıyorsam yeni dönüşmüş olmalıydı. Biri onu dönüştürmüştü. Ve bir faniyi dönüştürmenin bedeli ağır olacaktı.
Beni ısırmak için büyük bir çaba harcarken vücudunu inceledim. Göğsü hala inip kalkıyor, dolgun memeleri sallanıyordu. Bir erkek gözüyle baktığımda o gerçekten seksi bir kadındı. Fakat şu an kurt pençe izinin nerede olduğunu öğrenmek istiyordum.
Hızlıca onu altıma alıp vücudunu izlemeye devam ettim. Göğüslerinden aşağı akan su damlaları göbek deliğinde birikmişti. İnce beli kaçmak için kıvranırken bakışlarım kasıklarına oradan da kadınlığına kaydı. Küçücük, dardı. Ona girmek istesem muhtemelen vücudu beni kabul etmezdi. Pürüzsüz kadınlığına dokunmak isteme dürtüme engel olup bacaklarına baktım. Ön yüzey temizdi. Hiç pençe izi yoktu.
"Bırak beni!"
Kızı dinlemeyip onu hızlıca ters çevirdim. Sırtını kontrol ettim. Hâlâ garipti. Pençe izinden eser yoktu. Bakışlarımı aşağıya indirip kalçasını kontrol ettim. Dar kadınlığının aksine kalçası oldukça genişti. Ve bir tuhaflık daha vardı ki yine pençe izi yoktu. Son çare bacaklarının arkasına da baktım ve izi göremedim. Bu kız bir pençe darbesi almadıysa kurta nasıl dönüşmüş olabilirdi ki?
Hızlıca onu geri çevirip yüzüne baktım. "Burada ne işin var? Bunu sana kim yaptı?"
Çırpınmayı bırakıp durdu. Konuştuğumu anlamadığını düşünüp daha açıklayıcı konuşmaya çalıştım. "Biri sana saldırdı mı?"
Korkuyla inip kalkan göğsü yavaşladı. Başını salladı.
"Kimin yaptığını gördün mü?"
"Gördüm." titrek sesiyle konuştu. Çok korkmuş olmalıydı.
"Bana onu tarif edebilir misin?"
Başını bu kez olumsuzca salladı. "Hatırlamıyorum."
Bu mümkün değildi. "Yüzüne bakmadın mı?"
Ağlamaya başladı. "Baktım. Ama hatırlamıyorum. Sanki her şeyi unutmuş gibiyim."
Gibisi fazlaydı. Bu kız hiçbir şey hatırlamıyordu. Bu da tek bir şeyi açıklıyordu. Bunu yapan asil kurt kanımdan biriydi.
Yani benim kanımdan biriydi.
Ona saldırdıktan sonra hafızasını silmiş olmalıydı. Sadece asil kana ait olanlar bunu yapabilirdi. Ve eğer bu kız yalan söylemiyorsa, ki bunun için hiçbir sebebi yok, bunu yapan kesinlikle asil kurt kanına sahip biriydi.
Kızı yavaşça kucağıma aldım. Kollarını boynuma dolayıp gözlerini kapattı. Belki de bir kurda dönüşmek onu yormuş olmalıydı.
Geldiğim yolu takip edip kurtların kaldığı şehrin olduğu kapıya kadar onu kucağımda taşıdım. Burada bir portal kapısı vardı ve bazı geceler kurtlar fani şehrine inerdi. Yine de bunu sadece bazı kurtlar yapabilirdi. Bu kıza saldıran kurt ve benim gibi asil kana sahip kurtlar gibi...
Portaldan geçtiğimde yeniden bir ormanın içindeydim ve saray gözlerimin önündeydi. Onu saraya gizlice sokacaktım. En azından bir süre kimse onu görmemeliydi. Onu bu hale getiren kişiyi bulana dek.
Eski zamanlarda kurtlar fanilere saldırır ve eğer şanlılarsa ölürlerdi. Şanslı değillerse de kurta dönüşürlerdi ve farkında olmadan cinayet işlerlerdi. Faniyi kurda çeviren kurt onun efendisi olurdu ve fani ona itaat etmekle yükümlü olurdu. Fakat zaman geçtikçe kurtlar dönüştürdükleri fanilere bakmamaya başladı. Onları başıboş bıraktı ve yeni dönüşen kurtlar etrafa saldırmaya hatta bazı fanilerin ölümüne yol açmaya başladı. Toplum bunun önüne geçmek istedi. Bu yüzden de kurtların fanilerin şehrine girişi yasaklandı. Sadece asil kurt ailesi buna devam etti. Gizlice.
Aradan yıllar geçti. Faniler kurtların varlığını unuttu. Ve onlar adına her şey daha da kolay olmaya başladı. Uzunca bir süre bu kurallara herkes uyuyordu fakat bu gece bulduğum bu kız tüm dengeyi bozacaktı. Onun nasıl dönüştüğünü herkesten saklamam gerekecekti.
Odamın olduğu pencerenin önüne gelip kızı sırtıma aldım. Odam ikinci kattaydı ve ne zaman kaçmak istesem penceremin önüne yaptığım bu merdiven işime yarıyordu.
Kızı sıkıca tutup merdivenleri yavaşça çıkıp pencereye tutundum. Pencereden atlayıp vücudumu içeri soktuğumda derin bir nefes alıp kızı yere bıraktım. Eğilip merdiveni de içeriye alıp sakladıktan sonra tekrar kıza döndüm. Şimdi ne yapacaktım?
Önce onu kirlerinden arındırmalıydım. Onu tekrar kucağıma alıp banyoya götürüp küvetin içine yerleştirdim. Hala baygındı.
Ilık suyu açıp vücudunda gezdirdim. Önce saçlarında sonra yavaşça göğüslerinde. Sonra suyu biraz daha aşağı kaydırıp alt kısmını da yıkadım. Üzerinden akıp giden su artık çamur gibi akmadığında suyu kapatıp onu tekrar kucağıma aldım. Odama geçip onu yatağıma bıraktım.
Islak saçlarının yatağımı ıslatmasını umursamadan üstüme baktım. Sayesinde hem kirli hem de ıslaktım. Yavaşça önce üzerimdeki gömleği sonra pantolonu ve en sonda boxerımı indirip yatağa geçtim.
Kolumun üstünde durup kızı incelemeye başladım. Çiftleşme mevsimine giriyorduk ve onun gibi bir kurt tam bana göreydi. Sanki Tanrı bana hayallerimdeki gibi bir kurt vermişti. Ve onu kendime hapsetmek istiyordum.
Tereddüt etsem de elimi kaldırdım. Zaten uyuyordu. Sol elimi yavaşça göğsünün üstünde tuttum. Hiçbir zaman bir kadına dokunmaktan çekinmemiştim. Fakat bu farklıydı. O uyuyordu ve ona dokunup dokunmamak beni büyük bir ikileme sokuyordu.
Yine de elimi indirip göğsünün üstüne koydum. Alev gibi yanıyordu. Meme ucu elimin altındaydı ve parmaklarım onu kıstırmak istiyordu. Memesini sıkmak istiyordum fakat onu uyandırmaktan da korkuyordum.
Yavaşça elimi memesinde gezdirdim. Avucumun altındaki haz bütün vücuduma yayılırken elim penisime gitti. Yavaşça elimi ileri geri kaydırırken hazzı son anıma kadar yaşadım. Durmak istemiyordum.
Göğsündeki elimi yavaşça aşağı kaydırdım. Kasıklarından inip aşağı, en aşağıya ulaştım. Kadınlığının yanaklarını iki yana açıp orta parmağımı deliğinde gezdirdim. Islaktı. Benim gibi o da ıslaktı. Uyuyor olsa bile sırılsıklamdı ve bu beni daha da çok tahrik etmişti.
Doğruldum. O ıslaklığın tadına bakmak istedim. Bacaklarını onu uyandırmadan araladım. Kafamı eğip kadınlığına yerleştirdim. Dilimi değdirmeden önce derin bir nefes aldım. Sert bir dokunuşla dilim kadınlığındaki o ıslaklıktaydı. Hoşuma gidiyordu. Dilimi daha çok bastırdığımda iniltisini duydum. Bu bile beni daha ileriye gitmem için zorlarken ben kendimi geri çektim. Tüm bu hazzı uyandığında yaşamalıydım. Gözlerimin içine bakarak adımı sayıklayıp boşaldığını görmek istiyordum.
Kendimi tekrar yanına bırakıp kolumu başımın altına aldım ve gözlerimi kapattım.