2.BÖLÜM
Yanımıza bir kadın geldi.
"Gel kızım içeri geçelim."Dedi sevecen yüz hali bugün yaşatıklarım arasında iyi gelen tek şeydi.
"Teşekkür ederim ben gitmek istiyorum."
Kapıya doğru yürürken bileğimden tutmasıyla bir adım bile atamadım.
Evlilik ama içi boş bir evlilik bizim ki..
Evliliğimizde her şey vardı ama sevgi, şefkat, aşk yoktu..
Kız çoçukların kaderi annelerine çekermiş önce bilegimdeki ellere sonrada bakışlarımı onun boş bakan gözlerine çevirdim. Ne doğruymuş.Ben babama benzeyen bir adamla evlenmiştim.Kara Yıldırım.Kolumdaki elin sahipine sinirle tısladım!Bu neydi be gelen giden koluma yapışıyor!
"Bırakın kolumu !"
Bana cevap bile vermeden Kara hazretleri peşinden beni konağa doğru sürükledi. Şaşkın bakışlar içinde ayaklarım istemediği yollara sürüklendi.
"Bırak kolumu ağa bozuntusu."
Durup bana baktı.
"Adın neydi senin?" Dedi sert sesiyle.
Benim ses tonumun da onunkinden farkı yok denecek şekilde çıkmıştı.
"Sanane neyse ne, bırak kolumu, gitmek istiyorum. Bir şey bir kez denince anlamıyor musun sen? "
Benim söylediklerime karşılık kaşını kaldırdı, sözlerime şaşırdı beni küçümseyen hareleri ile baştan ayağa inceledi. Bir an bileğimden çekmesiyle yüzüm çenesine değdi. Beklemediğim bu tepki karşısında kocaman gözlerim ile nefes almayı bıraktım. Kulağıma yaklaşarak tane tane konuştu.
"Bakalım Beyaz hanım beni ve hayatımdaki karanlıkları ismin gibi beyaz yapacak mısın? Yoksa hayatın bundan sonra sana zifiri kara mı olacak ?"
"Siz ordan bana bakınca beyaz, güzel bir hayatım var gibi mi görüyorsunuz?Benim hayatımda ki karalar yeter. Bence siz gidin hayatınızı beyaza çevirecek başka birini bulun."
Ondan uzaklaştım. Kendindem emin bir halde fısıldadım sadece.
"Ben..Ben evime gitmek istiyorum.."
Bakışlarındaki düşüncelere yetişemedim, neden bana garip bakıyordu. Duygu geçişlerim belki onu şaşırtmıştı.
Deliye bağlamış bu halime ben kendimde anlam veremiyordum.
Bir evim, bir ailem yoktu benim sadece dilimde alışkanlıklarımdan dönen bir kelime vardı.
Evime gitmek istiyordum.
"Evine gitmek istiyorsun öyle mi ?"
Daha demin o evin kapısı bana kapanmıştı. Bunu oda tahmin ettıği için bana garip bir bakış daha attı.
"Evet." Dedim aslında hayırdı, benim arkamda bir ailem evim diyeceğim yuvam yoktu ki..
Peki ben şimdi napacaktım?
"Peki abin ne olacak?"
" Banane soruyorsun, gidin ona sorun," o bokları yerken bana mı güvendi.
Kimse beni saçma sapan bir evliliğe sürükleyemezdi.
"Seninle asla evlenmem,o saçma sapan aşiret, töre bana istemediğim hiçbir şeyi yaptıramaz. İstemediğim şeyler için diz çöktüremez. Yapmam ben Ağa yapmaaam!"
"Napabilirsin bu saçma sapan evlilikten kurtulmak için?"
"Giderim, bu konaktan çıkar polise gider olanları anlatırım, şikayette bulunurum devlet korur beni. Bu topraklarda adaleti sağlayan insanlar var ,benim uğradığım bu saçmalığa göz yummayacak devlet erkanları var."
"Sonra peşine takılan aşiretin adamlarından koruya bilecekler mi seni?"
Aşiret büyükleride göz yummazdı çıkan karara uymayanların başına neler gelmişti şahit olmuştum.
Sorusunu tekrarladı.
"Eee ölmeden kurtulabildin mi?"
Haklıydı. Maalesef ki.
Bu ülkede her gün bültenlerde kadın cinayetleri dönerken devletimizin kadını koruma sisteminin çok zayıf olduğu konusunda haklıydı..
Düşündüm.
"Evet." Dedim kendimden emin bir edayla.
"Nasıl peki?" Diye sordu merakla.
"Eğer beni bırakmazsan Ağa alacağın nefes sayısı diyorum bir gece ansızın kesilir." dedim yüzünde alaylı gülümseme yer edindi.
"Afferim! Peki beni öldürünce senin sonun ne olacak onu düşündün mü?"Tek kaşı havada yüzüme baktı.
"Bilmem düşünmedim ruhu ölen biri olarak bu." Baştan aşağı elimle vücudumu gösterdim." Cansız bedenimin çokta değeri yok aslında."
"Beni öldüreceğin şekle göre değişir kaderin." Durdu bana bakıp kelimelerine devam etti." Eğer ölümümde senin parmağın olduğunu anlarlarsa arkamdan cehenneme gelmen çok sürmez."
Sözlerini hızla kestim.
"Sizinle cehennemin aynı katında olacağımı düşünmem. Zira ben o kadar cehennemde düşmem."
Beni sorusuyla çok güzel mort etmişti.
"Beni öldürdüğünü unuttun galiba?"
Cevap veremeyeceğimi anlayarak kelimesine devam etti.
"Eğer ki anlamazlarsa ama bu imkansız neyse, ölmezsen kırkımın çıkmasıyla tekrar yeni bir evlilik yaparsın."
durdum
"Öldürürüm." dedim.
"Kimi?" diye sordu yaşlı gözlerim ile
"Kendimi ."dedim
Omuzları düştü hüsrana uğramış gibi bir hali vardı.
"Şimdi daha iyi anladım dışardan konuşmak kolay ama kimse sınanmadığı olayın masumu değilmiş."
Çaresizce son kez fısıldadım.
"Evime gitmek istiyorum."
Bileğimden tutup beni bu sefer konağın kapısına doğru yürümeye başladık.
Nereye gidiyorduk? Arkamızdan gelen ailesinin sorularına durum açıklama bile yapmadı.
Bakışlarımı omuzlarına çevirdim ilerde o omuzlara en çok yükü kendi ellerimle koyacağımı bilmeden. İşte bizim evliliğimiz şu bulunduğumuz halin fotoğrafı ile net anlatılabilirdi ama biz boçaladık.
Karşısına çıkan adama sert bir şekilde konuştu.
"Arabayı hazırlayın hemen !"
Beraber avludan dışarı çıktık. Adamlar hemen başlarını yere eğerek bekledi. Fazla durmadan hemen araba geldi. Bileğimi bırakıp sürücü tarafına doğru yürüdü. Kendi kapısını açtı bende bir hareketlilik göremeyince baktı.
"Ne bekliyosun ailene gitmek istemiyor musun ?!" dedi ona inanmadım.
Ona inanamayarak baktım.nGöz kırpıp arabayı gösterdi.
Doğru mu söylüyordu, şimdi beni aileme mi götürecekti ?
Ben hareketsizce durmuş kafamdaki yaşanan son durumları analiz ettim. Arabanın içinden inen koruma arabanın kapısını açtı.
İlk açık kapıya sonra ona baktım. Bana ters ve sinirli bir şekilde bakış atarak sürücü koltuğuna geçti.
Ben şaşkınca ona baktım, doğru mu söylüyordu gerçekten ?
Benden taraftaki siyah pencerenin camı indi.
"Ne bekliyorsun binsene arabaya."
Hemen arka tarafı açtım ve onun arka çaprazına oturdum.Bana dikiz aynasından bakıp önüne döndü. Araba hareket etti, taş yollar ve taş evlerin önünden geçip yolunu ezbere bildiğim yuvamın sokaklarına giriş yapmıştı araba. Biraz sonra evimin önüne gelmiştik. Her geçtiğimiz yerde kalbimde sızı, kulaklarımda babamın sözleri geldi, sağ tarafımda hafif sızıyla gözlerim doldu..
Araba durunca ona baktım.
"İ..İnebilir miyim ?"
"İn ve ne yap ne et ailen seni kabul etsin, içeri alsın. Eğer o kapıyı suratına kapatırlarsa sana iki kapı açılıyor sakın unutma."
"İki kapı, o ne demek?"
"Bu kadarını bil, ne beni yak ne kendini, git şimdi."
Söylediklerinden anladığım kadarıyla o da bu evliliği istemiyordu.
Hemen arabadan inip evimizin tahta kapısına dayandım ve ellerimle kapıya vurmaya başladım.
Vurdum.
Vurdum..
Vurdum...
Ama açan olmadı. Vazgeçmedim tekrar tekrar vurdum, en son bağırarak konuştum.
"Anneee, Babaaa ben geldim, açın şu kapıyı !"
Yok ne ses vardı, ne de kendileri, korkarak arkamı dönüp ona baktım ama ortada ne araba ne kendi vardı !
Bırakıp gitmişti beni, evliliği oda istemiyordu ! Yüzümde oluşan tebessümle daha çok vurdum kapıya.
Kurtulmuştum.
Abimde kurtulmuştu.
Ama benim vurduğum evimizin kapısı değil yan tarafdaki ev sahibimizin kapısı açıldı.
"Beyaz gız sen napıyon burda ?"
"Napıyo gibi duruyorum pivroz ana, evimin kapısını çalıyorum. "
"Gızım sizinkiler gitti ellam."
"Gittiler mi, Nereye?"
"Valla senin baban olacak dürzü kiramın yarısını verdi, elime anahtarı verip abinle ananın ellerindeki bavulla bir taksiye binip alel acele gittiler. Nereye gitiyonuz diye sordum ama bana cevap vermediler. Annen sadece sen gelirsen elime bir kağıt verdi bunu Beyaza ver Pivroz ana dedi, dur içerde getireyim. "
Ben Pivroz ananın dediklerine inanamadım, bunlar nereye gitmişti, hemde beni bırakıp..
Pivroz ana elimdeki kağıtla tekrar geldi, hemen elindeki kağıdı alıp okudum.
Okuduklarım..
Doğru değildi...
Bir anne evladına bunları nasıl derdi ?
"Beyaz biz çok uzaklara gidiyoruz, sakın peşimize düşüp gelme, biz seni öldü bildik bu saatten sonra sende emeklerimizin karşılığı olarak abini kurtardın. Sende bizi öldü bil kocanla, kocanın ailesiyle mutlu mesut ,bir elin yağda, bir elin balda yaşa. "
Bunlar nasıl sözlerdi..Bir anne , baba evladına nasıl derdi bunları nasıl!
Bir günde bir insanın hayatı alt-üst olur muydu ?..
Benimki olmuştu daha başıma ne gelebilirdi? Onun dedikleri kulaklarımdaydı;
Araba durunca ona baktım.
"İnebilir miyim?"
"İn ve ne yap ne et ailen seni kabul etsin, içeri alsın.Eğer beyaz o kapıyı suratına kapatırlarsa sana iki kapı açılıyor sakın unutma. "
Ben şimdi napacaktım, cepimde beş kuruşsuz ?Elimde ailemden kalan son mektup kağıdı avucumun içinde sıkarak derin bir nefes aldım ölmüş bedenime.
Pivroz anaya bir şey demeden yanından uzaklaştım bir zamanlar yuvam olan çatıyı arkamda bırakarak.
Mardinin çıkmaz sokaklarında bir çıkış yolu aramaya başladım.
♠️♠️♠️♠️♠️♠️
KARA'DAN..
"Oğlum kız nerde?"
Konağa girer girmez annemin radarına yakalanmıştım.
"Olması gerektiği yerde."Diyerek yoluma devam ettim ama Hizo Ağam bu cevabımı beğenmmemiş olacak ki sinirle oturduğu divandan doğruldu bağırdı.
"Kara Ağa annen kız nerde diye soruyor adam gibi cevap ver !"
Babamın bana bağırmasıyla olduğu yerde durdarak ona doğru döndü. Konaktaki herkes bize kitlenmiş bakıyordu. Herkes kopacak fırtınadan korkuyordu.
"Baba." Dedim sesimdeki vurğuyla beni küçük çoçuklar gibi sorgulayamazdı. Bizi durmuş dinleyen kalabalığa bağırdım.
"Herkes işine baksın!" Dememle kalabalık çil yavrusu gibi dağıldı.
Babam sabırsızca tısladı.
"Karın nerde !" Diyince sinirke hafif dudaklarım kıvrıldı. Her kelimeme vurgu yaparak konuştum.
"Baba. O kız. Benim.Karım. Falan. Değil."
"Bunu bana Mardinin Ağası olan Kara Yıldırım mı diyor ?! Töreyi bilmen mi sen densiz!!. Söz ağızdan çıktı bir kere !"
"Baba ben töreyide biliyorum ağzımdan çıkan sözüde."
"Çık şu ahaliye sor, Beyaz kimdir bilin mi diye."
"Baba alacağın cevap hırsızın kız kardeşi olur."
"Sen öyle san !Beyaz dediğin kişi Beyaz Yıldırım mı? Olur!"
"Sanki nikâh bastım kıza !Nerden Beyaz Yıldırımmış !"
Babamın sözlerine sinirlenerek odama doğru çıktım arkamdan kükreyen babamı aldırmadım.
"Kara !Kara ! Kime diyorum ben!"
"Tamam Hizo Ağam sakin ol."
Annem babamı sakinleştirmek için her zamam olduğu gibi zamanında yetişmişti.
"Bu oğlana bir hâller oldu Nizo, tanıyamıyorum artık oğlumu..."
♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
Beyaz hayatına ve kalbine çöken geceyle mardinin sessiz tenha sokaklarında dolandı. Artık gideceği bir evi, ailesi yoktu onun bu şehirde ..Bir başına kalmıştı.
Kimsesiz kalınca insan nereye giderdi?
Beyaz ilerde gözüne çarpan parkla oraya doğru korkarak yürüdü. Issız parkta boş olan banklardan birine oturdu. Ayaklarını karnına çekip kafasını dizlerine gömdü.
Sessizce ağladı ağlarken nefesini tuttu, bu halini kimse duymasın, görmesin istedi.
Ağlamaktan gözü acıdı koluna değen elle oturduğu yerden panikle sıçradı Kocaman açtığı gözler ile karşısında duran iki gençe baktı. Ellerindeki içki şişesi ile bu sapıklar gece gece nerden çıkmıştı karşısına
"Güzelim senin ne işin var burda."
Beyaz oturduğu banktan kalktı hızlıca burdan uzaklaşmak istedi her ne kadar gidecek bir evi, bir ailesi olmasada. Birden kocaman pis ellerin ağzına kapanması il birlikte gece Beyazın göz yaşları ile ıslandı, onun hıçkırıklarıyla son buldu...
♠️♠️♠️♠️♠️♠️
Sabah güneşin kutsal topraklara doğumuyla Mardin kadınları çoktan ayaktalardı çünkü burda güneşi kadınlar getirirdi.
Konak halkının erkekleri yeni günü yataklarında selamlarken iki kişi bu grubun dışındaydı.
Biri geceden beri gözüne uyku girmeyen, şiş gözlerle boşluğa bakan Beyaz...
Diğeri Konakta dün babasının sözleriyle çalışma odasında kendini kağıtlar arasında projelerle meşgul etmeye çalışan Kara Ağa..
Hayat kader ağlarını bu iki için çoktan örmüştü , bakalım onlar kaderin karşısında neler yapacaklardı?.
♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
Kara merdivenlerden kaşağı inerken yavaşça durdu. Ailesinin kahvaltıya oturmuş şen şakrak seslerini işittiği an yüzünde garip bir gülümseme oluştu. Merdivenlerden inerek siyah takım içinde konağın bahçesinde durup uzaktan ailesine baktı.
Niye onlar gibi değildi ?Niye ailesiyle arasında uçurumlar kadar fark vardı ?Nedeni neydi bu surların?
Yüzündeki kinayeli gülüşü silerek elinde tuttuğu projelerle konağın kapısına doğru yürüdü.
"Sana da günaydın oğul. "
Arkasından gelen babasının sesiyle dönüp konuştu.
"Rojbaş baba."
"Nereye ?"
"Toplantı var. Şirkete gidiyorum. Senin bir hafta sonra konuşalım dediğin proje vardı ya onu biraz öne çektim."
"Niye, ne gerek vardı şimdi bu toplantıya. Beş ay sonra yapacaktık biz onu, hem daha bitmemişti o proje."
"Dün bitirdim projeyi. Ha beş ay önce ha beş ay sonra ne fark eder. Zaten yapacaktık baba."
"Doğru bir şey fark etmez, Ağa olan sensin. Ama keşke şu düğün arifesinde yapmasaydın."
Kara kaşlarını
"Ne düğünü ?"
Sofrada onlara bakan erkek ve kız kardeşlerine bakıp, tekrar babasına dönüp konuştu.
"Hangisi evleniyor ?"
"Sen evleniyorsun."
"Baba gene başlama. Ben Beyazı evine götürdüm bıraktım. Benim zararımı bizzat o şerefsiz abisi ödeyecek !"
"Evine bıraktın, öylemi Ağam?"
Babasının sakin haline anlam veremedi .
"Evet evine bıraktım. "
"Tamam Ağam siz nasıl uygun gördüyseniz öyle olsun. "
Babası keyifle sofraya geçip oturdu. Kara babasının bu konuşmasından şüphelenmişti.
"Günaydın. Hadi oğul çayını koyuyorum."
Annesinin sözleriyle, babasından kömür karası gözlerini çekti.
"Günaydın. Yok anne toplantı var ona gidiyorum. "
Kara konaktan çıkarken arkasından ona yetişmeye çalışan erkek kardeşlerinin homurtusuyla yüzüne tebessümü yerleştirdi.
"Abi bizide bekle."
"Zalimsin Ağam bu erken saatte toplantı olur mu ?"
"Zalimin evladı !"
"Susunda yürüyün, duymasın bu dediklerinizi, sizi kıtır kıtır doğrar."
"Off bir şey demedik abine, hemen koru!"
"Hepimiz Kara Ağanın askerleriyiz siz yeter ki Emredin komutanım. "
♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
Kara toplantıdan çıkmış odasına giderken sağ kolunun ona yaklaştığını gördü.
"Ağam sana haberlerim var, müsaitsen."
"Söyle Cenk dinliyorum. "
"Ağam senin sabah dediklerini o hırsıza söylemek için Beyaz hanımın evine gittim ama kimse yoktu. "
"Gitmişler mi?"
"Gitmişler Ağam ama Beyaz hanım dün sokakta kalmış."
"Nasıl Cenk, o niye gitmemiş ailesiyle ?"
"Ailesi Mardinden çekip gitmiş onu bırakıp."
Kara duyduklarına tepki olarak yumruğunu sıktı.
"Sen o şerefsizlerin nereye gittiğini öğren, Beyazada bilet al hemen yanlarına sal yoksa başıma bela olacak."
"Tamam Ağam. "
"Babam ve diğer Ağalar duymadan hallet bu işi."
"Tamam Ağam o iş bende."
Sağ kolu Cenk emrini alıp Karanın yanından ayrıldı. Karada odasına doğru yürüdü.
♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
Kara konağa girdi kardeşleriyle.
"Abi sen bugün naptın öyle?"
"Hepimiz ağzı açık seni izledik. "
"He valla babam bugün gene seninle gurur duydu."
Kara yanında konuşan kardeşlerine cevap bile vermedi. Yıllardır olduğu gibi hep soğuk ve ilgisizdi o kardeşlerine karşı.
Herkes şaşırırdı onların nasıl kardeş olduğuna, onlar güler, konuşur, eğlenceli iken ve daha sayamadığım şeylerden hiç biri Karada yoktu.
Kardeşleride alışmıştı bu duruma. Abilerini böyle seviyorlardı. Küçükken durum böyle değildi tabi. Ama herkes büyüyünce abilerinin bu tavrını kabullenmiştiler.
Onları Annesi, kız kardeşleri ve yengeleri karşıladı.
"Hoş geldiniz paşalarım. Sofrayı hazırlayalım mı?"
"Ana ben bir duş alıyım geliyorum. "
"Tamam paşam. "
Kara odasına çıkıp bir duş aldı.
♠️♠️♠️♠️♠️♠️
"Babam nerde kaldı, ben kurt gibi açım."
"Geliyorum dedi oğul. "
Kara merdivenlerden inip sofraya oturdu.
"Abi boşa indin babamı bekliyoruz. "
"Babam nerde ?"
"Geliyormuş oğul siz başlayın dedi. "
Kara tabağına konan çorbayı içerken konağın kapısı açıldı. Babasının arkasından gelen adım sesleri duyuldu.
Sofranın başına geçip oturdu.
"Afiyet olsun, bir servis daha açın. "
Kara önce çorba tabağından kafasını kaldırıp sol tarafına babasına dönüp baktı.
"Kızım ayakta niye bekliyosun, gel otur. "
Babasının onun arka tarafına doğru konuşmasıyla, Karada kolunu sandalyeye koyup arka tarafa dönüp baktı. Ama karşısında tirtitreyen bir Beyaz görmeyi beklemiyordu. Bu kız burda ne geziyordu !
Çoktan gitmiş olması gerekmiyor muydu ?
Bu dünkü kız mıydı ?..
Dünkü halinden eser yoktu, yüzü kızarmış, gözleri şişmişti. Babasının ceketi niye onun omuzlarındaydı !
"Kahya yemekten sonra hocayı al gel şu nikâhı kıysın."
"Tamam Ağam."
Babasının sözleriyle sinirle önüne döndü.
Sinirle masadan kalkıp Beyazı bileğinden tutup peşinde sürükledi. Arkasında ona korkuyla bakan kardeşlerine ve annesine aldırmadan.
"Allah belanı versin Cenk, senin yapacağın işinde, seninde gelmişini geçmişini sikeyim."
Kara ağzının içinde Cenke küfürler yağdırıyordu.
Bölüm nasıldı canlar?❤
Umarım beğenirsiniz.❤
Oy e yorumlarınızı eksik etmeyin ❤
Kitaptan haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayın ❤
Yeni bölümde görüşmek üzere Allah'a emanet olun