Melih’in arabası ağır ağır sokağa girdiğinde göğsünde bir yumru gibi duran sessizlik tüm vücuduna yayılmıştı. Arabanın motoru durdu ama içinde uğuldayan sorular bir türlü susmadı. Kapıyı açıp adım attığında, geçmiş ayaklarına dolanmış gibiydi. Adımları her zamankinden daha ağırdı. Eve yaklaştıkça nefesi sıklaşıyor, kalbi hızla çarpıyordu. Bahçeyi geçip kapıya ulaştığında durdu. Birkaç saniye boyunca sadece durdu. Sonra kapı aralandı. Baran açmıştı. Gözleri buğuluydu ama kararlıydı. “İçerideler,” dedi yalnızca. Melih başını salladı. Sessizce içeri girdi. Salona doğru ilerlediğinde, koltukta birbirine sarılmış iki siluet gördü. Behice, kızı Defne’ye hâlâ sımsıkı sarılıyordu. Bir an, Melih’in adımları durdu. Elleri yanında yumruk olmuştu. Gözleri doldu. Behice, başını yavaşça çevirdi. V

