Demir'le konuşmam için avukatlar özel izin alabilmişlerdi. Onu demir parmaklıklar arasında görmek içimi acıtacaktı. Kapıdan derin bir nefes alıp içeri girdim. Babam da Demir de aynı yerdeydi. Bir adım atıp durdum, şöyle bir uzaktan ikisine baktım. Biri babam biri de sevdiğim adamdı. Demir sanki geldiğimi hissetmiş gibi başını çevirdi. Demir'in gözleri gözlerimi değince kalbimden bir his koptu. Ağlama isteğine engel olmaya çalışıyordum. Önce Demir geldi, demiri sıkıca tuttu. "Ezgi?" ismim ağzından daha önce hiç bu şekilde çıkmadı. Ses tonunun tınısı bile farklıydı. Bile bile beni bu acıya sürükledi. Böyle olacağını biliyordu, benimle son saatlerini geçirip paşa paşa karakola geldi. Bir yanım Demir'e kızgın olsa da diğer yanım dayanamıyordu. "Neden içerde olduğunuzu anlatacak mısınız?

