Giriş
-KESİT-
“Seni sertçe becereceğim güzelim.” Diye mırıldanıp dediği gibi sertçe içimde gel git yapmaya başladı. Su öyle bir dalgalanıyordu ki kendi çapında tsunami yaşıyordu sanki.
Ellerim omuzlarındayken git gellerini hızlandırıyor, hiç acımadan sertçe kadınlığıma vuruyordu. Bir eliyle de kalçalarımı avuçlarken sıktığı yeri kıpkırmızı yaptığına eminim.
“Muazzamsın anasını satayım, şu kalçaların bitiriyor beni...” diye fısıldadı ve belimden destek alarak daha da sertleşti. Ardından beni bir anda ters çevirince nefes nefese mermere baktım.
“Ellerini arkaya uzat.” Dediğinde itaat ederek uzattım. Beni bileklerimden tuttu ve hafifçe geri çekince belim yay gibi gerildi, kalçalarım tamamen ortaya çıktı. Bizi birazcık suyun üstüne basamaklara çıkarmıştı. Kalçam dışarıdaydı, dizlerim sudaydı.
Klitorisimde parmaklarını gezdirdi ve orayı beni çıldırtacak şekilde okşadı. İnlemelerim odada yankılanırken yeniden sertçe içime girip bu sefer beni sarsa sarsa becerdi.
Bir ileri bir geri gidiyordum ve o bileğimden tutarak düşmemi engelliyordu.
Öyle zevk alıyordum ki kendime şaşırdım nasıl bu sert şeylerden hoşlanırım diye... Ama bu iş, hoşuma gitmişti.
...
"Seninle gerdeğe girmeyeceğim!" dedim bedenim yaprak gibi titrerken. Gözleri kısıldı, devasa cüssesi ile usulca bana yaklaştı. "Ne dedin ne dedin?" diye sordu sertçe.
Başımı dikleştirdim. "Duydun! Seninle gerdeğe girmeyeceğim."
***
"Şu konağın duvarlarına iyi bak Suzan Şahindağ! Bu duvarlar andım olsun ki mezarın olacak. Ailenin ettiklerinin bedelini sen ödeyeceksin!"
Gözlerimden akan yaşları sildim, ama durduramıyordum. O an, kalbim yerinden kopacakmış gibi atıyordu. Duvarlara baktım, bu soğuk, taş duvarlar... Sidar'ın sözleri içimi dağladı ama içimde bir Şahindağ vardı; ben boyun eğmezdim. Bana, aileme yapılanları düşündüm, içimdeki öfke büyüdü.
Ben bir Şahindağdım. Bana boyun eğdiremezdi!
"Sen de bu gözlere iyi bak Sidar Atasoy!" dedim, sesim titremiyordu artık, kararlıydı. "Bir kere öldün, ama yeniden doğmak için bana yalvaracaksın!"
....
"Sen bu evin gelini değil gözümde hizmetçisisin. Hiçbir Şahindağ yükselemeyecek bu konakta!" Diyen annesine karşı tek bir kelime bile etmedi Sidar. Gururla başımı havaya kaldırdım.
"Evet, hayalinizdeki bir Şahindağı boynu bükük görmek belli ki ama beni göremeyeceksin Hanım Ağa! "
Sidar’ın sessizliği beni daha da kamçıladı, ama ona bakmadan annesinin karşısında dimdik durdum. Gururumdan asla ödün vermeyecektim. Dilan Hanım Ağa’nın sert bakışları üstümdeydi; gücünü bana göstermek ister gibi her kelimesi bir hançer misali kalbime saplanıyordu. Ama gözlerinde gördüğüm o kibir, içimdeki inadı daha da ateşledi.
"Bu konağın kuralları benden sorulur, Suzan!" diye tısladı. "Sen ve ailene burada yer yok, bunu unutma!"
İçimden bir fırtına koptu ama dışarıya hiçbir şey yansıtmadım. Soğukkanlı bir gülümsemeyle gözlerinin içine baktım. "Dilan hanım Ağa, istediğin kadar uğraş. Bu konakta boynu bükük bir Şahindağ görmeyeceksin. Ama gün gelecek, sen bile bu duvarlar arasında kendine yer bulamayacaksın."