3. BÖLÜM

1429 Kelimeler
* * * * * GEÇMİŞ * * * * * Her insanın sevme ve sevilme hakkı olmalıydı. Belki unutulmuş olan dünyada böyle bir özgürlüğünüz vardı ama gözlerimi açtığım Horus’ta bu hak bana tanınmamıştı. Benim gibilere verilmemişti. Sevemezdiniz, evlenemezdiniz. En azından bulunduğum kast sisteminde Öksüzler için geçerli bir durumdu bu. Öksüzler kölelerdi bir bakıma, Dünya Tarihi dersinde öğrendiğimiz gibi. Bu dünyaya çocuk getiremezdik ki zaten böyle bir dünyaya çocuk getirmek aptallıktan başka bir şey değildi benim için. Bazı insani özgürlükler için bedenimi de satmamıştım birkaç Öksüz gibi. Fazladan yemek, kıyafet ve diğer şeyler için bu düşünce aklımdan bile geçmemişti. Belki de Bayan McKennit’ın bana sağladığı kolaylıklar sayesinde böyleydim. Ya da karakterim, bilmiyorum. Birçok cezbedici teklif almış, tehdit bile edilmiştim ama boyun eğmemiştim. Benim kendime saygım vardı. Bir Öksüzün karakteri olması beklenilemez bir şeydi, değil mi? Belki de bu yüzden Şahinlerin liderini reddettiğim için o gün o kadar eziyet görmüştüm. Anlatmak en iyisi sanırım. Günüm her zamanki gibi başlamış ve sürmüştü. Öğle yemeğinde Sam’in beni, fabrika çıkışında sahibimin evine bırakma teklifini kabul etmiştim. Tüm o aşağılayıcı bakışlar eşliğinde Sam’in anlattıklarını dinlemiş ve molam bitince de hızla işimin başına geri dönmüştüm. Yıpranan kıyafetlerin tamiri ve geri dönüşümü için çalıştığım departmanda adımın anons edilmesiyle bozguna uğramıştım. İlk defa bizim departmanda anons duymamdan mı yoksa adımın söylenmesinden bilmiyorum, donup kalmıştım. ‘’ Angelina Ross, Angelina Ross! Güvenlik departmanından çağrılıyorsunuz! Angelina Ross, Angelina Ross! Güvenlik departmanından çağrılıyorsunuz! ’’ Avamların gözü bana dönerken şefimiz olan Bay Lynn yanıma gelmiş ve kolumu uzatmamı söylemişti. ‘’ O değil, bileklik olan kolun. ’’ Şaşkınlıktan ne yapacağımı bile bilmiyordum ki. Bilekliğime gerekli bilgileri girip gidebileceğimi söylediğinde; kalbim kulaklarımda atarken yanıma gelen iki Şahin arasında çalıştığım departmandan güvenlik departmanına doğru yürümeye başlamıştım. Daha önce hiç çağrılmadığım için ne yapmış olabileceğimi düşünüyordum. Bir suç işlememiştim ki ben, neden beni çağırıyorlardı? Güvenlik departmanına girdiğimde Şahinlerden biri elini belime koymuş ve kıyafetimden tutarak beni durdurmuştu. ‘’ Bekle burada, ’’ diyerek önünde durduğumuz kapının paneline bilekliğini göstermişti. ‘’ Tek gelsin. ’’ Kapı açılırken içeriden gelen sesle kalbimin atışlarını kulaklarımda hissetmeye başlamıştım. Şahinler birbirine bakıp ardından anlamadığım bir şekilde sırıtmış ve geçmem için iki yana çekilmişlerdi. Vücudum hissettiğim korkudan titrerken aklımda tek bir soru dolaşıyordu. Ben ne yapmıştım? İçeriye girip bembeyaz eşyaların olduğu minik odada gözlerimi gezdirip yine beyazlar içindeki güvenlik müdürünü görmemle hızla kafamı eğmiştim. ‘’ Seni buraya neden çağırdığımı merak ediyorsundur? ’’ Soru sorar gibi alaycı bir sesle konuştuğunda kuruyan ağzım yüzünden sadece kafamı sallamakla yetinmiştim. ‘’ Sam Lee Morris ile aranda olan ilişki ne? ’’ Sorduğu başka bir soruyla hızla başımı kaldırdım ve endişeyle ona baktım. ‘’ Ona bir şey mi oldu? ’’ ‘’ Bana efendim diyeceksin! ’’ Bağırmasıyla yerimde sıçrarken yaptığım hatayı fark ederek gözlerim irileşmişti. ‘’Özür dilerim efendim. Çok özür dilerim efendim. ’’ Sesim kısık çıkarken nasıl böyle dikkatsiz olduğumu sorguladım. Söz konusu Sam idi ve ben ona bu kadar kısa sürede nasıl böylesine bağlanmıştım? Her zaman kurallara uyan ben şimdi ne olmuştu da böyle basit bir hatayı yapmıştım? ‘’ Özrün kabul edilemez. Kurallarımızın en basitini bile yerine getiremiyorsun. Bunun cezalandırılması ve aklının başına getirilmesi gerekiyor. ’’ Dedikleriyle bir kez daha bozguna uğrarken korktum. Öyle çok korktum ki bedenimi bir titreme sardı. Vücut ısım birden düşmüş gibi hissederken soğuk terler dökmeye başladım. Cezaları duymuştum daha önce ve duymamla birlikte korku salınmıştı içime. Şimdi herhangi bir cezaya maruz kalma düşüncesi bile nefesimi kesmişti. Oturduğu koltuktan kalkıp tam karşıma geldi ve uzun boyuyla önümde bir dağ misali dikildi. Kafasını eğip elini omzuma koyduğunda ağlayacak raddeye gelmiştim. ‘’ Korktun mu kadar? Sadece ceza alacağını söyledim sana. ’’ Kafasını eğip yüzüme bakarak konuştuğunda bakışlarımı lacivert yakalığından bir saniye bile ayırmamıştım. Gülmüştü bu halime. ‘’ Ceza almaktan bu kadar korkuyorsan sana bir istisna yapabilirim. ’’ Elini omzumdan çekip masasına doğru adımladı ve kollarını göğsünde birleştirip masaya yaslandı. ‘’ Sende farklı olan neydi ki Sam gibi birinin dikkatini çektin? Üst tabakadan bir ailenin gelecek vaat eden biricik oğulları senin gibi bir Öksüzle ilgilendi? İllaki sen de özel bir şey olmalı. ’’ Dedikleriyle bakışlarımı yakasından yüzüne çevirdim. Ne demek istiyordu? ‘’ Aranızda ne var? Nasıl bir çıkar ilişkiniz var? ’’ Sorduğu soruyla konuşabilmek için yutkunmak zorunda kaldım. ‘’ Hiçbir şey efendim. ’’ Verdiğim cevapla sırıtmıştı kafasını iki yana sallayarak. ‘’ Göreceğiz. Sana bir teklifim var. ’’ Kollarını çözüp ellerini masaya koydu ve öne doğru eğildi hafifçe. ‘’Seni bir emrimle Horus’un en altına, ceza odalarından en kötüsüne gönderebilirim.’’ Duraksadığında gözlerim irileşmişti. Ceza odaları işkence yapılan yerlerdi. ‘’ Ya da… ’’ Duraksadığında gözlerimi kıstım gelecek olan şeyi beklerken. Eliyle yanına gelmem için işaret yaptığında olduğum yerde durmaya devam ettim. Bunun altından hoşuma gitmeyecek bir şey çıkacaktı, eminim. ‘’ İnatçısın, bu komik. ’’ Masadan kalkıp yanıma geldiğinde gelecek olan hamleyi bekledim. ‘’ Cezadan kurtulman ve artı olarak birkaç küçük hediye de verebilirim sana istersen. Sadece dediklerimi yapman gerek. ’’ Kaşlarımı çattım. ‘’ Dediklerinizden kastınız ne efendim? ’’ Yüzümdeki ifadeyi sabit tutmaya çalışmak ve iğreniyor gibi bakmamak çok zordu benim için. Sorduğum soruyla elini kaldırdı ve çenemden tutup gözlerinin içine bakmamı sağladı. ‘’ Eğer bu durumdan hoşlanırsam çok daha kazançlı olabilirsin. Bundan benim kadar sen de zevk alacaksın, inan bana. Ödülün de büyük olacak, şimdi soyunmaya başla. ’’ Dedikleriyle vücudum sinirden titremeye başlarken elini çenemden çekti ve beyaz formasının yakasına götürdü bir adım geri çekilirken. Gerçekten mi? Bu mudur yani? Gözlerimi odada dolaştırdım ve o an aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Kapıya doğru döndüm ve açıp bir hışımla dışarı çıktım. Kapının yanında duran Şahinler beni fark edince koşmaya başladım. ‘’ Durdurun onu! ’’ Arkamdan bağıran güvenlik şefinin sesi koştuğum koridorda yankılanmıştı. Arkama dönüp baktığımda iki Şahinin peşimden koştuğunu gördüm. Buradan hemen çıkıp Bayan McKennit’a sığınmak istiyordum. Daha hızlı koşmak için elimden geleni yaparken yıllardır bunun eğitimini alan Şahinlerin beni yakalaması uzun sürmemişti. Kaçtığım odaya zorla geri götürülürken bağırmaktan başka bir şey yapamamıştım. Sorun şu ki güvenlik departmanında çalışanlar ses karşısında kafalarını kapıdan uzatıp gördüğü manzaranın ardından tekrar hiçbir şey olmamış gibi işlerine geri dönmüşlerdi. Odaya girdiğimizde Şahinler sıkıca kollarımdan tutuyorlardı ve güvenlik şefi sırıtarak bana bakıyordu. ‘’ Çok komiksin Öksüz! Sana sunduğum fırsatı ve imkanı duyunca balıklama atlayacak bir sürü Ök- ‘’ ‘’ O zaman onlara gidin! Beni rahat bırakın! ’’ Sözünü kesmemden dolayı kaşlarını çatarken kollarımdan tutan Şahinlerin parmakları etime gömülecek kadar sıkılaşmıştı. Şefleri önüme gelip yüzüme gözlerimin ardında şimşeklerin çakmasına sebep olacak kadar şiddetli bir tokat attığında dişlerimi sıktım hissettiğim acıyla. ‘’ En alt kata götürün bunu! Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Aklı başına gelecek kadar sert davranın, sonra kendisi gelmek isteyecek. Bana da bırakın bir şeyler. Birkaç prosedürle ilgilenip geleceğim. ’’ Korkum ve öfkem bedenimi ele geçirirken kollarımdaki tutuştan güç alarak bedenimi havalandırdım ve bir tekmemi hızla şefin suratına, diğerini de karnına geçirdim. Her şey bir anda olup biterken vücuduma verilen elektrikle beynim patlayacakmış gibi hissederek yere yığıldım. Bilincimi kaybettiğimi gözlerimi gri bir odada açtığımda anladım. Tüm vücudum sızlıyordu ve sanki bedenimi bir duvardan diğerine vurmuşlar gibi hissediyordum. Belki de yapmışlardı, başımda dikilen Şahinler sırıtarak bana bakarken aklıma bu düşünce gelmişti. ‘’ Uyandın mı Öksüz? Şefi çok sinirlendirdin. Bunun bedelini çok fena ödeyeceksin. O geldiğinde tanınmaz halde olacağın için… ’’ Soldaki Şahin lafını kesip yukarıdan aşağıya bana bakarken diğerine bakmış ve ardından anlaşmışlar gibi aynı şefin yaptığı gibi formalarını çıkarmaya başlamışlardı. Gözlerim irileşirken kıpırdamaya çalıştım ama ağzımı açacak gücü bile bulamadım bedenimde. ‘’ Boşuna uğraşma, o ilacın etkisinden kolayca çıkamazsın. Hazır hâlâ bedenin sağlamken seni biraz tadalım ha, ne dersin? Şefe seni hazırlamak lazım. ’’ İğrenç bir şekilde sırıtarak konuşan Şahin çıplak kaldığında gözlerimi yumdum. Ne yapabilirdim bilmiyordum, bu durumdan kurtuluşum olmayacaktı. Daha yardım istemek için bile ağzımı açamıyordum. Gözyaşlarım birbiri ardına akarken geçtiği yerler cayır cayır yanıyormuş gibi hissediyordum. Orada ağlarken ve tüm kötülükler karşısında savunmasızken duyduğum seslerle kesik bir nefes aldım ve gözlerimi aralama cesareti buldum. Beyazlar içindeki bir güruh odanın içine girerken çıplak olan Şahinler vücutlarına verilen elektrikle yerde kıvranıyorlardı. Beyazlar içindeki insanların arasından sevdiğim adamın gözlerini görür görmez ağlamam daha da şiddetlendi. Hızla bana doğru adımlarken görüşüm bulanıklaşmıştı. Sam’in kolları vücudumu sararken beni kucağına çekmişti. Bedenim üzerinde kontrolüm yoktu. Kolları arasında bedenimi sarıp sarmalarken dudaklarını alnıma bastırıp korkmamamı, yanımda olduğunu ve beni koruyacağını söylüyordu. ‘’ Şahin Dorren ve Şahin Campbell infaz edileceksiniz şefinizle birlikte. Suçlarınız: izinsiz tıbbi malzeme kullanmak, gayri işlerde bulunmak ve bir Öksüze tecavüze yeltenmek. Diğer suçlarınızı saymama gerek yok çünkü bunlar bile infaz edilmeniz için yeterli. Götürün onları buradan. İnfazları hemen yapılsın.’ ’ Bayan Lee’nin otoriter sesi bulunduğumuz odayı doldururken Sam beni daha da sıkı sardı. ‘’ Geçti Lina, her şey geçti güzelim. Buradayım ben, hep yanındayım senin. Seni bırakmayacağım hiçbir zaman. ’’
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE