27.Bölüm: Hayaletler ve Gölgeler Dairedeki sessizlik, dışarıdaki şehrin uğultusuna rağmen, gergin ve kulakları tırmalayıcıydı. Demir, kapı yanındaki sert sandalyede, beli dik, silahı kucağında, bir heykel gibi hareketsiz oturuyordu. Gözleri, karanlıkta parıldayan iki çelik nokta gibi, önce kapıya, sonra salondaki kanepede uyuyan Yazgı'nın siluetine kayıyordu. Onun düzenli, huzurlu nefes alışverişi, Demir'in içindeki fırtınaya tezat oluşturuyordu. Ancak bu gece, zihninin koridorlarında dolaşan tek hayalet Yazgı'nın korkuları değildi. Uykuya direnirken, zihninin savunmaları zayıfladı ve bir isim, acı bir anıyla birlikte yüzeye çıktı: Serra. Necati Bey'in mücevher işinden milyarları olan, her şeyin en iyisine layık görülen, tek varisi. Parlak, ışıltılı, ve Demir'in bir zamanlar bütün gelec

