İNTİKAM ATEŞİ

EDA Ensemde hissettiğim sancı kendime getirdi gözlerimi hafifçe araladım. Etrafıma baktım bilmediğim depoya benzer bir yerde olduğumu fak ettim. Buraya nasıl geldiğimi hafızamı yokladım yerimde doğulurken en son kafamı toparlamak için ufak yürüyüşün ardın eve varmıştım. Kahretsin ilk kez karşılaştığım kim oldukları hakkında fikir sahibi olmadığım adamlar evi mesken tutmuş. Abimin başına silah dayamışlardı onların elinden kurtarmak isterken boğuşma sırasında enseme aldığım darbe ile kendimden geçtim. Ayağa kalktım biran önce buradan kurtulup abimi bulmalıyım. Abimden bizden ne istiyorlar öğrenmem gerek bir adım atışım sendeledim elim duvardan destek aldı başım hafiften dönüyordu. Duyduğum ses ile gözlerimi kapalı kapılar ardından çıkıp gelen adama takıldım. Bu adamı aralarında görmemiştim beni ilk kez gördüğü baştan aşağı süzdüğünden kendini belli ediyor. Kaşları çatık karşımda beliren adam benden on santim uzun yaklaşık 1.80 boylarında ela gözlü, kirli sakallı, atletik yapıya sahip gömleği nerede ise kas yığınından patlamak üzere. Taş misali mübarek nerede yetiştiyse oldukça gideri var. Hop dedik kızım kendine gel “ kimsin sen? “ Bakışmamızın ardından duruşunu daha da dikleştirdi kesin çatık kaşlarını belirgin hal aldı daha ne kadar kaşlarını birleştirebilecek? “ heeyy sana söylüyorum kimsin sen? Beni neden buraya kapattın? Bizden ne istiyorsun? “ Sorularım havada kalırken koluma yapıştı peşinden sürüklemeye başladı. “ bırak beni yoksa pişman ederim “ Direnişlerimi boşa çıkarmış tek kelime etmeden peşinden sürüklemeye devam etti. Ayağım sekteye uğraması bile umurunda değil bedenimle yerlerin tozunu alıyor. Kendimi toparlayıp kolumu ondan aldım şaşkındı ama yine de istifini bozmadı kolumu parmaklarının arasına haps edecekken mani oldum. Gözlerinin içine bakarak parmağımı savurup hesap sormaya sorularıma yanıt arıyordum. “ kimsin? Bizden ne istiyorsun? Abim nerede? Ona ne yaptınız ? “ Sinirden kirli sakalını sıvazladı cevap vermek yerine kolumu avucunun içine sıkıca kavradı. Peşinden hiç acımadan direnişime aldırmadan sürüklemeye devam etti. “ heyy sana diyorum dilini mi yuttun? Bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin “ Karşımızda dikilen adamlarına işaretiyle önüne geldiğimiz kapı sonuna kadar açıldı. İçeri bedenimi savurmasıyla dengemi kaybederek yere kapaklandım. “ Edaaa “ Abimin adımı feryadı önüme düşen saçlarımı geri savurdum onun gibi öfkeli bakışlarımı salgılarken. Abimin desteğiyle yerden kalktım “ seni öldüreceğim “ Üzerine atılacakken abim bileğimden yakaladı önümde beliren silahların hedefine girmiştim. “ beni bunlarla korkutabileceğini mi zannediyorsun? Kimsin? Necisin? Bilmem resmen ecelinle oynuyorsun “ Sinirlerime hakim olamıyorum “ yaptıklarının bedelini ödeyeceksin “ “ kesss “ Elini havaya kaldırmış susturdu “ abimin canına karşılık benimle evleneceksin yoksa buradan sağ çıkamazsınız “ “ senin ağzından çıkanı kulağın işiyor mu? Manyak mısın be adam? Seninle asla evlenmeyeceğim daha benim kim olduğunu bilmiyorsun. Ateşle oynuyorsun biran önce bu saçmalığa son ver yoksa asıl buradan sağ çıkamayacak olan sensin “ Git gide ortam geriliyordu gözlerinin içine sağladığım kavurucu bakışlarımı sabitledim. “ kan borcuna karşı benimle evleneceksin “ “ nee? “ Abimle karşılıklı aynı anda çıkan kelime şaşkın bakışmamı “ sen aklını mı yitirdin? Ne kan davasından bahsediyorsun? Hem hangi çağda kaldın acaba taş devrinde falan mı? “ “ baban denecek o adam ailemi yok etti abinin canına karşılık olarak benimle evleneceksin bende onun canını bağışlayacağım. Bu dava burada sona erecek “ Söylediklerinde o kadar ciddi görünüyordu biri çıkıp şaka dese bile inanmakta zorluk çekeceğim derecede kesin bakışı. “ neden söylediğin saçmalığa inanalım? “ “ Adnan Kara “ Abimle bir kez daha şaşkın karşılıklı bakıştık “ annemi öldürdü babamı da ölüden farksız sakat bıraktı. Şimdi 5 dakikan var benimle evleneceksin ya da “ Silahın namlusunun ucunda abim “ iyi düşün sadece 5 dakikan var “ Şaşkınlıktan ağzımı bıçak açmadı son sözünü söyleyip bizi yalnız bıraktı. “ Eda neler oluyor? “ Abimin soruyla silkelendim ona döndüm " abi sen iyi misin?" “ bırak şimdi iyi olup olmadığımı bu ne saçmalıyor? Babam asla böyle bir şey yapmaz öyle biri olmadığını biliyorsun “ “ bunun işin içinde başka bir şey olduğu kesin öğreneceğim. İlk önce buradan kurtulmamız gerek Naz ve Deren onlar nerede? “ “ Necmi amcamlara gitmişlerdi birkaç gün dönmeyecekler “ “ güzel “ “ Eda ne yapmayı düşünüyorsun? Aklından neler geçiyor? Telefonlarımızda yok nerede olduğumuzu da bilemiyorum. Nasıl buradan kurtulacağız? “ Sessiz kalışımdan anlamıştı “ sakın düşündüğüm şeyi yapmaya kalkma ” “ seni tehlikeye atamam “ “ asıl ben seni o adamın eline bırakamam “ “ abi seni riske atamam ben başımın çaresine bakarım. Ama seni kaybetmeyi göze alamam ailemden geriye bir tek sen kaldın seni de kaybedemem “ Yüzümü ellerinin içine aldı “ ben nasıl seni ellerimden kayıp gitmene izin verebilirim? “ Başımı iki yana salladım “ abi ben ne yaptığımı gayet iyi biliyorum bana güven engel olma. Hayatını tehlikeye atamam senden başka kimse kalmamışken kaybedemem. Ortada gerçeklik payı olmayan hikayenin içine sürüklenmene müsaade edemem. Sen buradan kurtulduğunda yapman gerekeni biliyorsun yalnız olmayacağım. Bu saçmalık abidesinden kurtulup geri döneceğim “ “ Eda.. “ “ bana öyle bakmayı kes ardında bırakacakları unutup ölmeyi göze mi alıyorsun? Ben başımın çaresine bakarım ama seni göz göre, göre yok yere ateşe atamam “ Kapının açılmasıyla içeri damladı kararımı sorgularcasına baktı. Bir adım attım abim kolumu tuttu başımı iki yana salladım. Yapma dercesine bakışları yüreğimi kavuruyor olsa bile kararımdan vazgeçmeyeceğim. Yapacaklarımın sınırı olmadığı halde yine de beni korumak isteğini anlıyorum. “ abimi serbest bıracaksın “ “ evlendikten sonra serbest kalacak “ “ neden sana inanıyım?” “ başka çaren yok sözüm söz evlendikten sonra özgürlüğüne kavuşacak “ Öfkeli ses tonu ile sözlerini sıralamıştı abime son kez baktım. Ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Aramızdaki şifreli konuşmayı anlamak için gözleri üzerimizde üzgünümüm sadece bana yakın insanlar bakışarak ne anlam yüklemek istediğimizi anlayabilir. Tek kelime etmeden abimin yanında çekip almış kaldığı yerden peşinden sürükledi. Dışarıda bekleyen arabanın arka kapısından içeri bedenimi savurdu neyim ben fırlatıp atabileceği eşya mıyım? Şoför koltuğuna kurulup yola koyuldu. Resmen öküz olduğu kadar oldukça gideri var lakin yazık pekte genç. Senin canına okuyacağım yaptıklarının cezasını elbette ödeyecek kimle dans ettiğini öğreteceğim.…. Sessiz geçen yolculuğun ardından villaya getirdi oldukça varlıklı. Etrafa bakınırken arabadan çekiştirerek indirdi. “ heyy kolumla alıp veremediğin ne var senin? Çekiştirmene gerek yok yürüyebilirim “ Desem de durmadı evin kapsından girdik yönlendirmesiyle salonun ortasına getirdi. Ev ahalisi ayağı kalkmış gelişim kim olduğum merak uyandırmıştı. “ Baran oğlum bu hanım kız da kim? “ “ Eda Kara o kanlımızın kızı “ beni tanıtmasıyla kızılca kıyamet koptu sesler yükselmiş. Salon seslerden çınlıyor bense sessizce onları izliyordu. Demek adın Baran “ yeter herkes sussun biran önce bu nikah kıyılacak ve dava sonsuza kadar kapacak “ “ sen dediğinin farkında mısın yiyenim? Biz kan akacak diyoruz senin yaptığına bak. Ağalığa yakışır mı? sonra aşiret ne der? “ Delici bakışları ile adama döndü “ ağa da benim aşirette lafımın üzerine laf söylenemez. Kan akıtıp da ne olacak amca? Sıra onlaramı gelsin bundan sonra bu dava kapanacak kan akmayacak “ Off klasik hikaye ne zaman gerçekten bu saçmalıklar son bulacak? Salon ayağa kalkmış ortalık karıştı anlaşılan hep son noktayı koyan Baran ağamız. Onları ardımızda bırakıp üst kata tavan arasındaki odaya getirdi. “ buradan dışarı adım atmayacaksın yarın evleneceğiz sanma ki kurtuluşun olacak gün yüzü görmeyeceksin “ gülerek “ emrin olur başka bir arzun var mı ağam? “ Kolumu kavrayıp kendine çekti “ çek ellerini üzerimden sanki bohçamı hazırlayıp kollarına koştum “ Güç gösterisinde kavradığı kollarımı sıktıkça sıktı sonu yoktu gözlerimizde öfkelerimiz konuşuyordu. Sık soluk alış verişlerimiz odayı doldururken çekip gitti….. BARAN  Evlenme konusunda doğru bir karar mı? elbet tartışılır. Yoksa bu dava uzayıp gidecek ben daha fazla kayıplar vermek istemiyorum. Kan akıtmak için sular durulmayacaktı düşmanımın kızı ile evlenerek hayatlarımızı zindana çevirdiğimin farkındayım. İki ucu da doğru yola çıkmıyor en azından kan dökülmeyecekti bu yüzden hayatımı feda ettim. Ben kan dökmek için yola çıkmış olsam onlardan biri gelip aileme kardeşimi öldüreceklerdi. Yada benim yerime kardeşim Cihan elini kana bulayacaktı gönlüm razı gelmedi başka çare bırakmadılar. Mecbur bu evliliği gerçekleştirmeliydim ailemi karşıma almak kolay olmayacaktı her şeyi göze alarak aklımdan geçenleri uygulamaya geçtim. Fakat bu kız fazlasıyla yürek yemiş ne yapsam gözünde bir gram korku göstermiyor. O deniz gibi gözleri bana meydan okuyor zehir zemberek sözleri oklarını saplamaktan geri durmuyor. Nereden alıyor güveni anlamıyorum melek kadar güzel… Neler düşünüyorsun o senin kanlının kızı aklımdan düşünceleri sıyırıp attım öfkem yeniden harlanmış. Kaldığı odadan içeri daldım gelinliğini giymiş hazır olda bekliyor içinde en ufak boyun eğme göstermeksizin dimdik karşımda duruşu. Birkaç adımla yanına yaklaştım cebimden çıkardığım sıradan basit yüzüğü parmağına taktım sonra aynı kelepçeyi kendi parmağıma yerleştirdim. Zamanı gelmişti kolundan tuttuğum gibi odadan çıkardım. Herkes bahçede toplanmış nikah memuru gelmiş bizi bizim gelişimizi bekliyorlardı. Masada yerlerimizi aldık tören başlamıştı malum o sorulan sorular ardından evlilik için atılan imza sonunda istediğim olmuştu. Nikah gerçekleştiğinde duramadım onu ardımda bırakıp öfkemi dindirmek istedim nafile dünyanın etrafını bin kere turlasam da inmeyecek öfkem…..