"Ne yapıyorsun burada?" dedim heyecandan boğuklaşan sesime mani olamayarak. Burada olması her şeyi tehlikeye atabilirdi. "Sakin ol, her şey planlı. Sana küçük bir bilgilendirme yapmaya geldim." "Ne bilgilendirmesi?" dedim zorlukla konuşarak. Kafamı hafif yana çevirerek yüzümün dibindeki yüzüne baktım. Kirli sakalları yanağımı kaşındırmaktan başka bir şey yapmıyordu. "Patron ve Gölge, Melih’i bulduklarını sanıyorlar." "Ne?" Dehşet, sesime ilmek ilmek işledi. Nasıl bulduklarını sanıyorlardı? "Seni ellerinde tutmak için, Melih'e ihtiyaçları vardı. Ona ulaşmaya çalıştılar fakat onları yanlış koordinasyon yönlendirdik. İçin rahat olsun, Melih güvende." İçime doluşan tüm kötü hisler son sözleriyle yatışmıştı. Her şeye tamam diyebilirdim ama söz konusu Melih ise kimse boynumu eğemezdi

