bc

TENİN TENİME TUTSAK [+18]

book_age18+
1.7K
TAKİP ET
20.9K
OKU
revenge
dark
forbidden
love-triangle
contract marriage
HE
time-travel
love after marriage
age gap
fated
forced
opposites attract
second chance
friends to lovers
arranged marriage
playboy
badboy
kickass heroine
stepfather
mafia
gangster
heir/heiress
drama
tragedy
sweet
bxg
lighthearted
serious
kicking
bold
city
mythology
office/work place
childhood crush
disappearance
enimies to lovers
lies
secrets
rebirth/reborn
war
love at the first sight
friends with benefits
surrender
addiction
assistant
wild
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

"Sana bir teklifim var! Eğer istediğimi yaparsan, kardeşinin ameliyat olmasında yardım ederim. Ancak kabul etmezsen, şu an peşindeki adamlara seni kendi ellerimle teslim ederim!"

***

"Cevabını bildiğin soruları sormaktan vazgeç. Seninle sözleşme imzaladık diye sana ait değilim!"

Kaşları hızlıca çatıldı ve elleri iki yanıjda yumruk halini aldı. Elinde ki viski bardağını daha da sıktı ve bir anda cama doğru fırlattı. Sonra da beni belimden tuttuğu gibi kendine çekti. Alkollü nefesi artık daha da yakındı.

"Tenin öyle demiyor ama güzelim. Tenin tenime tutsak olmuş haberin yok!"

Söyledikleri karşısında irkilirken, çoktan ona teslim olmaya başladığını henüz yeni fark ettim. Biz onunla sadece işbirliği yapacakken, şimdi neler oluyordu böyle?

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1- Teklif
BÖLÜM 1 17 Kasım 2014, Ankara- Çocuk Kampı “Her şey için teşekkür ederim,” dedi, heyecandan yükselen nabzını umursamadan. Kurumuş dudaklarını ısıtıp bakışlarını kısaca etrafta dolaştırdı. Şu an için bir sorun yok gibi görünüyordu. Gerçi sorun olursa ne yapacağını da bilmiyordu, çünkü korkuyordu. Etrafa bakmaya bir son verip Eymen’e döndü. Kahverengi gözleri şefkatle parlıyordu. “Önemli değil. Senden tek ricam Melih’e ve kendine iyi bakman... Her şeyiniz hazır, sizi idare edebilecek bir ev ve biraz para. Daha fazla yardımda bulunmak isterdim ancak birikimlerim sadece bu kadar. Elimden başka bir şey gelmiyor.” Üzgün görünüyordu lakin farkında değildi, kızın kurtuluş bileti kendisiydi. Hiç düşünmeden Eymen’e sarıldı Mina. 18 yıllık hayatında en büyük destekçisi olmuştu. O olmasa ne kadar mücadele edebilir ne kadar dayanabilirdi hiç bilmiyordu. Yaşadığı hayatın asla izin vermeyeceği hayallerini gerçekleştirebilmesi için buradan gitmesi gerekiyordu. “Gerçekten o kadar minnettarım ki, anlatamam. Gönül isterdi ki birlikte gidelim... Ancak, kalmayı tercih ettin.” Gülümsedi Eymen. “Merak etme, bir gün sizi bulacağım. O güne dek kendine iyi bak.” Kollarını çözerek Mina’dan ayrıldı ve güven veren bir şekilde gülümsedi. Daha fazla uzatmadan arkasını döndü Mina. Arabada oturan Melih’in yanına yerleşti ve ona sıkıca sarıldı. Son kez Eymen’e bakarak sessizce vedalaştı ve bu berbat yerden kurtulmanın verdiği mutlulukla şükretti. Bir gün, buradaki tüm çocukları kurtaracağım, dedi kendi kendine. Yaşamak ne olursa olsun güzeldi. 17 Mart 2018, İzmir Gecenin gökyüzüne armağan ettiği yıldızlara bakarak derin bir nefes aldım. Hava serindi ama üşümüyordum. Etraftaki insanların önünde ki tenekelerden yükselen ateşin dumanı, boğazımı yakıyor, nefes almamı zorlaştırıyordu. Yüzüm buruşurken ceketime sarıldım. Bunca kalabalığın içinde yalnız hissetmek mümkün değilmiş gibi görünse de tam olarak o konumdaydım. Çığlıklar, gülüşmeler ve daha fazlası... Kulak tırmalayan bir gürültü vardı. Daha önce birkaç kez gelerek denetlediğim bu yer yasadışı işletiliyordu. Haftada bir kez yapılan yarışlarda bahisler oynanıyor, insanlar parayı kaldırıyordu. Her hafta farklı kişiler bahis açardı. Bu hafta bahsi ben açmaya çalışacaktım. Burada bulunmamın tek amacı buydu. Sonuçlarını ve bedelleri düşünmek dahi istemiyordum. Çünkü topladığım parayı alıp kaçacaktım. Korkunç bir fikirdi ama yapmam gerekiyordu. Elimizdeki para, geçimimizi sağlamaya yetmiyordu artık. Girdiğim işlerden nedenini bilmediğim bir şekilde kovuluyor, yeni işler için yaptığım görüşmelerde reddediliyordum. Beni buna mecbur bırakmışlardı! Kalbim gürültüyle çarparken kaçıp gitmek ve kalıp savaşmak arasında kararsız kalmıştım ama savaşmayı tercih ettim. “Bugün bahisleri kim topluyor gençler!” diye bağırdı uzun boylu çocuk. Genelde bahisleri o toplardı. “Ben yaparım,” dedim büyük bir cesaretle. Önemli olan rahat ve sıradan bir şeymiş gibi davranmaktı. Herkesin gözü bana döndüğünde omuz silkmekle yetindim. Çocuk sırıtarak bana baktı. “Tamam güzellik, hadi başlat bakalım.” “Timur’a 200 koyuyorum,” dedikten sonra, cebimden çıkardığım parayı ters çevirdiğim tenekenin tabanına koydum. Kazanan taraf, kaybeden tarafın paralarını paylaşacaktı. “Süper bir başlangıç!” diyerek, ilgiyle bana baktı Melis. Ardından tek tek bahisler gelmeye başladı. Bir saat sonra yarışmacılar, yerlerini almıştı. Timur, iki haftadır üst üste kazanan kişiydi. Açılışı onunla yapmam doğru bir karardı. Arabalar harekete geçip tozu dumana katarken ortalık kızıştı, çığlıklar alkışlar havada uçuşurken Timur yine öndeydi. Kalabalık tamamen yarışa odaklanmışken sessizce uzaklaştım. Gittiğimi kimse fark etmemişti. Zannediyordum ki; “Nereye gittiğini sanıyorsun sen? Yarış bitmek üzere,” diye bağırdı sıska bir çocuk. Cevap vermeden korkuyla yüzüne bakıp hızlıca koşmaya başladım. Cebimde tam on iki bin lira vardı. Korkuyordum. “Bahisçi kaçıyor!” diye bağırdığını duydum aynı çocuğun ama ben deli gibi koşmaya devam ediyordum. Hızlı koşabiliyordum, beni kurtarırsa yalnız bu kurtarabilirdi. Harabelerin arasından çıkıp ara sokaklara girecektim ki neye uğradığımı şaşırdım. Kolumdan çekilip karanlık bir sokağa sürükleniyordum. Sırtım duvara yapıştırıldığında karşımdaki mavi gözlere bakakaldım. Uzun boyu, benim küçük bedenime göre heybetli olan vücudu, siyah saçları ve bembeyaz teniyle vampirleri aratmayan adam tam karşımdaydı. Ürkütücü gözleri gözlerimdeyken ne yapacağımı bilemedim. Herhalde ölecektim. Hayır, kesinlikle ölecektim. “Seni küçük hırsız.” Yakalanmış mıydım? Dizimi kaldırıp bacak arasına vurmaya çalıştım ama ani bir atakla kurtuldu ve iyice sıkıştırdı beni duvara. Aslında kendimi savunabilirdim ama bu kadar güçlü bir erkeğe karşı şansım yoktu. “Uslu dur. Sana zarar vermeyeceğim. Aksine...” dedi ve eğilerek nefesini hissetmemi sağladı. Şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordum şimdi. “Sana güzel bir teklifle geldim.” Ne yani beni öldürmeyecek miydi? Ya da yarış alanına götürüp teslim etmeyecek miydi? “Ne?” dedim hayretle. “İnan bana çok seveceğin bir teklif.” Söyledikleri yüzünden aptallaşmış saf saf yüzüne bakıyordum. Sessizliğimi kabulleniş olarak algılamış olmalı ki tekrar konuştu. “Bir süredir seni izliyorum. Hafife alınamayacak kadar uzun bir süre Mina...” Dudaklarım korkuyla aralandı, “Ne? Neden izledin? Sapık mısın sen?” “Hayır, sadece hayatını kurtaracak kişiyim. Kardeşinin ameliyat olmasını istiyorsun... Ben de sana yardımcı olmak için buradayım.” Kalbim gürültüyle atarken nefes alamadığımı hissettim. Kardeşimi biliyordu, sakat olduğunu biliyordu, adımı biliyordu. Bu adam her şeyi biliyordu! “N-nasıl?” diye kekeledim. “Bazı pis işlerde bana yardım edeceksin. Böylece ikimiz de istediğimizi elde etmiş olacağız. Ben amacıma ulaştığımda ve kardeşin tamamen iyileştiğinde herkes yoluna bakacak.” Akıl çelen büyük bir teklifti, doğruluğu kesin olmasa da... Mantığım ve kalbim büyük bir kavgaya tutuştu, olan yine bana oldu. Cevap verip vermemekte kararsızken arkamızdan, “Bulun onu!” bağırışları duyuldu. Araftaydım, alacağım kararlar hayatımı etkileyecek, vereceğim cevaplar beni ya aydınlığa çıkaracak ya da karanlık bir hapishaneye tıkacaktı.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Köle

read
71.9K
bc

Sahte Karım

read
375.9K
bc

Ayrılan YOLLAR +21

read
175.3K
bc

CEHENNEM MAZGALI+18

read
8.4K
bc

YIRTICI EVLİLİK |+18|

read
170.2K
bc

MAFYANIN KADINI +18

read
13.0K
bc

İBLİSİN ESİRİ+18

read
6.6K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook