
Meryem Çelikhan...Odanın bir ucundan diğer ucuna gitmekten harap olmuş, öfke ile inen göğsüne inat yürümesine devam ediyordu. Kaçak sevdiği nihayet Şanlıurfa'ya geliyordu. Fakat gelişi ile nasıl bir bela getiriyordu, işte orası merak konusuydu." Ya Allah peygamber aşkına Meryem, kurbanım otur yav şuraya!" Diye isyan ile soldu kardeşi. Zaten başına nükseden bir ağrı vardı. Birde yetmezmiş gibi, ablasının isyan dolu acısını çekiyordu." Neyi oturayım ya nereye oturayım!" Öfkesi ile Şanlıurfayi yakacak kadar, ateşi vardı evvel Allah." Biraz sakin ol ama.."" Görmedin mi bana ne dedi! Neymiş efendim ben oğluma layık bir kız bulurum!" Azıcık dinen öfkesi, her kadının sözü ile yeniden ateşe dönüyordu. Patlaması an meselesi idi.Kardeşi alayla güldü. " Ya ablam, canamin, sen ne bakıyorsun o kadına! İdris ağabey seni sevmiyor mu? Seviyor."" Sevecek tâbi!" Dedi. Aksini iddia etmiyordu bile. " Ben onca zaman, onu boştan yere beklemedim!"" Tamam işte. Hele bir İdris ağabeyim dönsün bak o zaman görecek."Meryem başını yavaş yavaş salladı. İdris dönecekti. O dönene kadar ona rahat huzur yoktu.not; ilk kitabımız, düşüncelerinizi merak ediyorum açıkçası, yorumlarda belirtin. hadi virademir bismillah

