bc

KAHVE VE YOSUN

book_age16+
296
TAKİP ET
1K
OKU
others
second chance
powerful
decisive
brave
confident
tragedy
bxg
twink
stubborn
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Yıllar sonra geldin, göğüs kafesimi yine eskisi gibi delip geçtin; artık ne ben eski Kahve'yim, ne de sen eski Yosun'sun.

Tam karşıya baktı. Hayalini gördü genç adamın. Kendisine geliyordu. Karşısında durdu. Öylece baktı ona. Genç kız gözlerinden düşenlere engel olamıyordu. Ve gözyaşları, rüzgardan dolayı sert bir şekilde ayaklarına vuran denize akıyordu. İçli içli nefes verdi. "Bundan sonra," diye fısıldadı. Sanki karşısında o vardı, hayali yerine. "Adın nefes olsa dahi telaffuzu olmayacak bende."

-

07122020

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
Giriş*
11 Yıl Önce / İzmir-Çeşme, 04 Temmuz - 2010 İzmir, her zamanki gibi yaz mevsiminin sıcaklığını iliklere kadar hissettiriyordu. Güneş, bir ışık gibi tam tepede parlıyor, etrafa huzmelerini saçıyordu. Kız, giydiği beyaz bikininin üstüne aynı renk olan askılı pareo'yu giyip birkaç eşya sıkıştırdığı çantasını omzuna astı. Kapının eşiğine gelip parmak arası terliklerini giydiği gibi "Anne!" diyerek içeriye doğru seslenmişti. "Efendim?" "Ben gidiyorum, arkamdan gelirsiniz!" "Tamam!" Birkaç basamaktan oluşan merdivenlerden inerek hızlıca plaja doğru gitmeye başladı. Yazlık ve ev arasında en fazla 1-2 sokak vardı. Sokaklardan geçerken esnaflar ona selam veriyor, bazı kadınlar ise onunla samimice konuşuyordu. Gülümsedi. Buralarda fazlasıyla tanınan bir aileydiler. Annesi ve babası burada evlenmiş, ona selam verenler ise anne babasının en büyük destekçiler olmuştu. Onları seviyordu, bu zamana kadar asla kendi çocuklarından ayırmamıştı onları kimse. Plaja geldiği gibi boş şezlong var mı diye etrafa bakındı. Ama yoktu, etraf öyle bir dolmuştu ki, yere iğne atsan bile düşmezdi. Sıkıntıyla nefesini verdi. En sonunda denizin 1 metre ilerisinde boş bir yer gördü, hızlıca oraya adımladı. Çantasını yere bıraktı, havlusunu yere serdi. Annesi gelince şezlong ve şemsiye açtırırdı. Üstündeki pareo'yu da çıkarıp havlunun üzerine attı. Suya doğru adımladı. Ayakları değdiği an hafif bir ürperti gelmiş, ardından da alışmıştı hızlıca. Su soğuktu haliyle. Ama ne kadar bedenine bir ürperti gelse de gülümseyerek ilerledi. Derinliğin olduğu tarafa gelince balıklama atlayıp ileriye doğru yüzmeye başladı. Nefesi en sonunda tükendiğinde kafasını çıkartıp derin bir nefes aldı gözler kapalı. Ve gözlerini açtığı an, uçsuz bucaksız gibi görünen yosun yeşili gözlü bir erkekle dip dibe geldiklerini fark etti. Ağzı kocaman açıldı, "Yuh!" diye çığırarak geriye doğru adımladı. Tam o sırada ayağı denizin içindeki bir taşa takılıp düşecekken çocuk onu hızlıca belinden kavradı ve kendine çekti. Sımsıkı yumduğu gözlerini açtı, çocuk tam dibindeydi. Gözleri fal taşı gibi açıldı bu sefer, ondan uzaklaşarak "Ne yapıyorsunuz siz ya!?" diyerek bağırdı. Çocuk kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu. Bir eli kulağına giderken "Sikeyim," diye ufak bir mırıltı çıktı ağzından. "Niye çığırıyorsun kızım ya?" dedi kaşlarını çatarken. Kız yutkundu. "Nasıl dibime giriyorsun sen de?!" Çocuk gözlerini devirdi bıkkınlıkla. Kız dişlerini gıcırdattı. Ne kadar haksız olsa da çocuk çok ukalaydı ve biraz daha konuşmasına dayanamazdı. Arkasını döndü, o sırada annesinin gelmiş olduğunu ve şezlong açtırdığını gördü. Yanlarına ilerledi. 10 yaşındaki erkek kardeşi eline tableti almış ve boylu boyunca uzanmıştı şezlongta. Diğerine geçti. Havluyu vücuduna sardığı an annesi onun sinirlendiğini hissederek "Ne oldu bebeğim?" diye sorma gereksinimi duydu. "Yok bir şey. Sadece saçma sapan insanlarla karşı karşıya geldim." Annesinin anlamsız bakan bakışlarına karşın elini tekrardan yok bir şey dercesine salladı. Son kez o çocuğun olduğu tarafa döndü. Ona bakıyordu, o da aynı şekilde bakışlarına karşılık verdi. En sonunda gözlerini kaçıran kız olmuştu. Sıcakladığını hissetti. Elini boynuna atarak ovaladı ve yanında duran sudan birkaç yudum aldı. Ömrü hayatında o uçsuz bucaksız görünen yosun yeşili gözleri unutacağını sanmıyordu. 5 Yıl Sonra / İzmir – Çeşme, 04 Eylül, 2016 Derin bir nefes aldı genç kız. Elleri dizlerini sarmış bir şekilde denizin 2 metre ötesinde oturuyordu. Hava soğuktu, lodos rüzgarı vardı. Hatta bir iki dakika sonra yağmurun yağmasını bekliyordu. Bakışlarını denizin ortasından ayırmadan oturmaya devam etti. Her şey burada başlamıştı, tanışmaları, tartışmaları ve daha bir sürü anılar... Her şey yaşanmıştı burada. İlk öpücüğünü bile burada vermişti. Bu anıya güldü. Hayatında en güzel ve en utanç verici anılarından biriydi. "Ya işte, kız bana atar gider yaptı. Benim de sinirlerim bozuldu. Zaten patlama noktasındaydım. O da üstüne gelince kendimi kızı döverken buldum." Genç kızın kendini savunma şeklinde konuşması bir de üstüne omuz silkmesiyle çocuk içten bir kahkaha attı. Öyle bir tatlı konuşmuştu ki yanaklarını ısırmamak için kendini tutmuştu. Bir de öpmemek için... "Sonra ne oldu?" Dudağını ısırdı kız, başını da yere eğdi ardından. Çocuğun bakışları dudaklarına kaydı. Sonra da hızlıca gözlerine çıkarttı. "Sonra babam geldi, onun babası geldi. Ters ters konuştu adam. Babam da en sonunda ona yumruk attı. Sonra da küfür ederek elimden tuttu ve eve sürükledi." Havanın esmesiyle dalgalanan deniz onları birkaç adım öteye atıyordu. Kız sinirle kaşlarını çattı. Dalgalanan denizi eliyle itmeye çalışmıştı. Ama tabi ki gitmeyince derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı, sakinleşmeye çalıştı. Dudaklarını yalayıp tam konuşacakken birden dudaklarına kapanan sıcak dudaklara anlam verememiş olduğu yerde buz kesilerek kalmıştı. Gözleri kocaman açıktı. Pür dikkat Asrın'a bakarken, Asrın geri çekildi elini beline atarak kendine çekti. "Dayanamadım Güz. Fazla dikkat çekiciydi dudakların." Kıkırdadı kendi kendine. Bu olaydan sonra 1 hafta boyunca bir araya gelmemişlerdi. Fazlasıyla utanmıştı. Derin bir nefes aldı genç kız. Ayakkabı ve çoraplarını çıkarıp denize doğru adımlar attı. Biraz daha ilerledi, biraz daha ve biraz daha. Tam karşıya baktı. Hayalini gördü genç adamın. Kendisine geliyordu. Karşısında durdu. Öylece baktı ona. Genç kız gözlerinden düşenlere engel olamıyordu. Ve gözyaşları, rüzgardan dolayı sert bir şekilde ayaklarına vuran denize akıyordu. İçli içli nefes verdi. "Bundan sonra," diye fısıldadı. Sanki karşısında o vardı, hayali yerine. "Adın nefes olsa dahi telaffuzu olmayacak bende."

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

TYLER (Cherry 2)

read
6.0K
bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
4.1K
bc

Yasak Sevda

read
85.3K
bc

KAKTÜS| Texting

read
3.4K
bc

Çobanaldatan

read
2.1K
bc

Zor Ajanlar

read
1.5K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
13.0K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook