RÜZGAR Tim ile de konuştuktan sonra yengemin hazırladığı odaya atmıştım kendimi. Yarın için canımı en çok sıkan konu Asil Civan konusuydu. Umarım o da Tibet gibi sadece oyun olduğunu düşünerek oynuyordur diye dua ettim. Sevdiğim kızın kardeşiyle de ters düşmek istemiyordum açıkcası. Babasıyla aramızda yeterince geçmişten gelen sorun vardı ve bu sorunlara bir yenisinin eklenmesi hiç işime gelmezdi. Telefonu çıkarıp annemi aradım. Ben hazır buradayken gelsinlerdi de yüzlerini göreydim. “Oğlummm!” Şen sesi kulağıma cennetten çalınan bir melodi gibiydi. “Annem nasılsın?” “İyiyim gözümün nuru. Sen nasılsın, iyi misin?” Endişesi telefonun ucundan bile belli oluyordu. “Ben iyiyim çok şükür. Babam nasıl? Pelin nasıl? Evdekiler ne durumda?” Aldığı rahat nefesi yüreğimin içinde hissettim.

