"Hazal! Bu gerçekten de sensin ,ama neden? Neden böyle bir yalan söyledin? " dedi kaşlarını çatarak.
"Şey ben açıklayabilirim!" dedim ,dedim de nasıl olacaktı henüz hiç bir fikrim yoktu. Ajan olduğumu söyleyemezdim. Yalan makinası olan ben ilk kez uyduracak tek bir yalan bulamıyordum. O an başımı hafif yere eğip düşünmeye başladım. Tam vakit kazanmak için kem küm edecekken Sarp,
" Tamam ben her şeyi anladım. " dedi kaşlarını tuhaf bir şekilde hafif kaldırarak,
" Anladın mı ama na nasıl?" diye sordum panikle, bu mümkün müydü yani benim ajan olmamı anlamış olabilir miydi? Kollarını birbirine kenetleyip,
" Evet anladım, zaten başka açıklaması olamazdı. Ama anlayamadığım niye beni kendinden soğutmak istediğin " dedi ,son cümlesi aklımı biraz karıştırmıştı doğrusu.
Yine gözlerime tuhaf bir bakışla bakıp " Her şeyi açıkça söyleseydin keşke" deyince daha fazla dayanamayıp merakla sordum.
" Söylese miydim?" dedim şaşkın halde,
" Evet böyle bir şeyi ne kadar daha saklayabilirdin ki, yani gündüzleri evdesin ,geceleri geç saatlere kadar gelmiyorsun, farklı erkeklerle farklı mekanlarda sarmaş dolaş haller ,tabi şu ikiz hikayesi de yalandı , aslında sen muhasebe müdürü filan değilsin ,asıl mesleğini saklamak için, gündüzleri paspal ve çirkin oluyorsun, böylece herkesi kolaylıkla kandırıyorsun sen" dedi ,bense yakalanmanın paniğiyle,
" Sakın Sarp kimseye söyleme bu aramızda sır olarak kalmalı "dedim. O ise yüzüme yarı tiksinme yarı acıyarak bakıp,
" Madem bu kadar utanıyorsun yaptığın işten niye bırakmıyorsun o zaman Hazal!" dedi hiddetle ,Utanmak!
" Utanmak mı niye utanayım ki mesleğimden ben?" diye sordum hayretle, söylediğim cümleyi duyunca kafasını sağa sola çevirip, sinir ve alayla,
"Hahh tabi ya niye utanasın ,kolay para ve zengin hayat ,hadi Hazan olarak anlarım ama Hazal! Ama tebrik ediyordum oscarlık bir performansla oyunculuk gösterdin Hazal, gerçekten çok iyi rol kesiyorsun. Sahte ikiz uydurup, muhasebe müdürüyüm deyip eskortluk yapmak pes doğrusu!" dedi sinirle, bense son kelimesine daha da şaşırıp, pörtlettiğim gözlerimle,
" Eskortluk!" dedim şaşkın şaşkın bakarken,
" Evet eskortluk! Başka ne açıklaması olacak, sürekli farklı adamlarla olman, az önceki masadaki o adamla olan halin aynı ucuz fahişeler gibiydi," dedi dik dik bakıp, bu sözlerle mesleğimde ne kadar profesyonel olduğumu bir kez daha anlasam da yaptığı hakaretlerle daha fazla dayanamayıp,
" Ağzını topla tokmak kafa!, Sanki sen farklısın daha dün Hazan diyordun şimdi yine başka bir kızlasın ,senin kırdığın cevizlerden 5 ailenin kışlık yakacak ihtiyaçları çıkar be! Birde gelmiş bana laf mı söylüyorsun sen ,hem benim hayatım seni ilgilendirmez" dedim , o ise sinirle umursamıyormuş gibi davranıp.
" Doğru sana laf söylemek bana düşmez, sonuçta senin hayatın ,merak etme kimseye söylemem ama abimden uzak dur. Onu kandırmana asla izin vermem" dedi ve bir hışımla arkasını dönüp gitti.
Onu durdurabilir ve bir şeyler anlatabilirdim fakat ne atacak yalan geliyordu aklıma ne de bunu uyduracak zamanım vardı. Bir an önce görevime geri dönüp, rolüme devam etmeliydim. Önce sakinleşmeye çalışıp derin bir nefes aldım. Sonra yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip içeri girip, aynı aşifte sevgili rolüme devam ettim. Fakat Sarp'ın bakışları yemek boyunca bir an olsun üzerimden inmedi.
Yemek bitmiş , kaçakçılık yapan çetenin ele başısı gözleri sürekli benim üzerimdeyken " Maalesef artık bu hoş bayana veda vakti. Çünkü biz erkeklerin iş görüşmesi lazım. Bu yüzden sizin gibi güzel bir kadını sıkmayalım" dedi. Mecburen iltifatı karşısında gülümseyip teşekkür ederek yavaşça masadan kalktım ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım tabi önde ben arkada onlar ilerlemeye başladık. Dışarı çıkında da sülük herif yine bana döndü ve akan salyaları ile elimi öpüp," Tekrar görüşmek üzere," Diyerek yine asıldı tabi sonra Ahmet'e dönüp " Çok şanslı bir erkeksin ,sana tavsiyem kadınına iyi sahip çık ,her an biri gelip kapar yoksa" dedi , Ahmet ise rolü gereği o itle beraber iğrenç ve de pis bir kahkaha attı ve yanağımdan öptü. Bazen görevimden nefret ediyorum ama bunları yapmaya mecburum. Üstelik hava yapmak gibi olmasın ama merkezde bende daha dikkat çekici başka kadın ajan da yoktu.
Mekandan çıkınca yanıma gelen arabaya binmeden önce o iğrenç herife son kez cilveli bakışla iyi geceler dilerken ,hafiften kuyruk salladım ve arabaya öyle bindim. Mekandan uzaklaşırken de şoför koltuğundaki Ali'ye yılgın bakışlarla bakıp.
" Hızlı sür Ali bir an önce uzaklaşalım şuradan" dedim ,tüm gece rolüm gereği yaptığım o hareketlerden tiksinerek. Tabi birde Sarp olayı vardı. Sarp her şeyi anlamış fakat yanlış anlamış ve beni eskort bir kız zannetmişti. İşin içinden çıkmam oldukça da zordu ,inkar etsem Sarp'ın meraklı bir kişilik olduğu belliydi ve gerçeği öğreninceye kadar peşimi asla bırakmazdı.
Bu durumda mantıklı olan sessiz kalıp durumu kabullenmekti. Beni en çok üzen ise bu yanlış anlamadan Alper'in haberi olacağı düşüncesiydi. Ben bunları düşünürken Ali, " Takip ediliyoruz Hazal" dedi ,arkamı dönüp baktığımda ,takip eden kişinin Sarp olduğunu gördüm. Ali'ye dönüp, " Merkeze değil siteye gidelim Ali , riske girmeyelim" dedim.
Ali siteye gelince arabadan indim, çok geçmeden de Sarp geldi, araba ile tam önümde durdu , fakat yaklaşık 5 ,6 dakika arabada oturup gözlerini hiç ayırmadan bana baktı. Sonra arabadan inince de hiçbir şey olmamış gibi yanımdan çekip gitti. Bense arkasından bakarak öylece baka kaldım.
Tüm gece zar zor daldığım uykudan telefonuma kurduğum alarm sesi ile uyandım. Bu mesleğin cilveleri de işte bu her daim formunu korumalı ve antrenmanlı olmalısın.
Üzerime siyah bir tayt ve beyaz uzun bir tişört giyip belime kapüşonlu yazlık montumu bağlayıp dairemden çıktım. Fakat tam asansöre binecekken Alper çıktı dairesinden. Yüzü oldukça asık halde yanıma gelip zoraki gülümseyerek "Günaydın Hazal" dedi.
Haline bakınca muhtemelen Sarp dünkü eskort meselesini Alper'e anlattı diyerek düşündüm kaçamak bakışlar atıp, sıkılgan tavırlarla "günaydın" diyerek karşılık verdim ve sessiz başımı hafif öne eğdim. Çok geçmeden de Sarp çıktı dairesinden, hiçbir şey demeden yanımıza geldi ve durdu. Asansör geldiğinde üçümüzde aynı sessizlikle hiç konuşmadan bindik, bu sessizlik, siteden çıkıp koşu parkına gelinceye kadar da devam etti. Sessizliği Sarp Koşarak bizden uzaklaşırken, Alper bozdu.
" Neyi var bilmiyorum Hazal, dün geceden beri çok tuhaf, sürekli bir agresif, hatta hiç bir kadına güven olmaz artık Hazal'la da görüşmeyelim dedi. Sabahta sakın onunla koşuya çıkma diye tutturdu ,haliyle biraz atıştık." Dedi. Sonra bana döndü Alper,
" Aranızda benim bilmediğim bir şey mi oldu Hazal? , Sarp'a soruyorum yok bir şey deyip cevap vermiyor" dedi bu cümlesinden Sarp'ın ona bir şey anlatmadığını anladım. Bu duruma sevinsem de , sorduğu soruya cevap vermem ve bir şeyler uydurmam gerekiyordu. Bu yüzden tam ben yok bir şey diyecekken ,kavga sesleri gelmeye başladı ,hatta bir ara Sarp'ın küfür eden sesini duyduk . Bu yüzden Alper'le hızlı bir şekilde o tarafa doğru koşunca da Sarp'ın beş kişi ile kavga ettiğini daha doğrusu beş kişi tarafından dayak yediğini gördük.
Alper hızla yanlarına varıp onları ayırmaya çalıştı. Fakat adamların gözü dönmüş halde Alper'e de saldırmaya başladılar. Ben durun vurmayın desem de adamlar dinlemiyordu. Alper ve Sarp ise ara ara bana bakıp ikisi birden,
" Uzaklaş buradan Hazal!" diyerek bağırdılar. Tabi ki onları bu halde bırakmazdım. Çünkü dört senedir kendini savunma derslerini kaçmak için almamıştım. Önce Sarp'ı döven adamların üzerine atlayıp ,yumruk attım, tekme, hatta döner tekmelerle serdim yere üçünü birden , sonra Alper'i döven diğer adamlar durumu fark edince Alper'i yerde kanlar içinde bırakıp ikisi birden bana yöneldiler ,biri bana yumruk atacakken tuttum kolundan ve geriye doğru büküp ittim ileri doğru itmemle de adam yere kapaklanınca, diğer adam hamlesini yaptı bana doğru, bu sefer geriye doğru çekildim, adamın eli boşluğa düşüp sendeleyince de onu omzundan tutup dizimi karnına sertçe geçirdim, daha sonra iki büklüm olan adamın sırtına dirseğimi vurup yereyığdım.
Diğer ittiğim adam yerden kalkıp diğer yerde yatan arkadaşlarını görünce artık tırsmış olacak ki, pes işareti yapıp yerde kanlar içinde baygın yatan arkadaşlarını bırakıp kaçtı. İlk Alper'in yanına koşup kolundan tutup kaldırdım. Kendine gelince, de beraber Sarp'ın yanına gittik, Alper'le beraber onu kaldırırken Sarp elimde olan kolunu çekip " istemez " diyerek tersleyip bana tiksinerek baktı.
Bu duruma bozulsam da sesimi çıkarmadım öküze ,en yakın eczaneye gidip pansuman yaptırdık önce , sonra yavaş yavaş sitenin yolunu tuttuk, Alper yolda giderken, " O nasıl dövüşmekti Hazal tıpkı dişi bruce Lee gibiydin, eğer sen olmasaydın şu an eczanede değil hastane acilde tedavi olurduk." dedi gülümseyerek fakat Sarp öküzü dişinin arasından, " Eğer o olmasaydı zaten kimseye bulaşıp kavga etmezdim de "dedi bana yine ters ters bakıp , Alper ise Sarp'a bakıp,
" Anlamadım Hazal'la ne alakası var hem senin derdin ne ? Ne diye kavga ettin o adamlarla "diyerek sordu , fakat Sarp öküzü sadece umursamaz tavırlarla " Öyle gerekti yaptım "dedi ve hızlı hızlı adımlarla bizden uzaklaştı, Alper yine kardeşi adına benden özür dileyip durdu yol boyunca.
Siteye girip dairelerimize çıkınca Alper bana bir kez daha teşekkür etti ve girdi içeri, Sarp'sa Alper içeri girince önce kolunu yasladığı daire kapısından bana dik dik baktı , sonra yavaş yavaş yanıma yaklaştı hatta dibime kadar girdi. Yüzüme kadar eğilip, " Madem bu kadar iyi dövüşüyordun, bu yolla para kazanmayı deneseydin ya, niye ..."dedi sözünü yarım bırakıp ,iğrenerek yüzüme baktı. Ben cevap veremeyince de alayla beni süzüp hıhlayıp oda girdi içeri. Bu sözleri canımı yaksa da ,bir şey diyemezdim ve demedim de zaten, sadece sessizce daireme girdim fakat öfkeyle söylenmeye başladım.
" Ulan sanki anasının porselen takımı var karşısında, öküz, nasıl böyle umursamadan kırabiliyor kalbimi" dedim ve gidip dolmaya başlayan gözlerimle uzun bir duş alıp kendime gelmeye çalıştım. Sezgin şefim arayınca da üzerimi değiştirip evden çıktım.
Merkeze gidince geceki görevim için toplantı yaptık. Çember iyice daralıyor ve büyük sevkiyat günü yaklaşıyor. Ben de görevim gereği Serdar denen mafya ile samimiyeti iyice ilerletmiş artık gizli buluşma yerlerine girip çıkar hale gelmiştim. Tek sıkıntı Serdar denen adama artık bu samimiyet yetmiyor her seferinde daha fazlası için bana baskı yapıyordu. Yani bir an önce şu sevkiyat tarihini öğrenmem gerekiyordu. Bu yüzden Serdar denen adamla gece buluşa bilmek için arayıp randevu ayarlamıştım.
Merkezde yine hazırlanıp, buluşmak için anlaştığımız mekana geldim. Bu sefer her zamankinden daha da baştan çıkarıcı giyinmiştim. Hangi erkek kırmızı giymiş ,dekoltenin dibine vuran bir kadına çözülmezdi ki. Tabi ki beni gören Serdar'ın da salyaları akmaya başladı hemen ,bu sefer ona karşı daha da cilveli olup ,daha davetkar hareketler içine girdim.
Ve ağzından laf almak için sürekli işi hakkında sorular sormaya başladım. Sanki onu tanımaya çalışıyormuşum gibi, tabi gecenin sonunda bende beklentisi olan Serdar İti yavaş yavaş dökülmeye başladı. Son cümlesinde, " Çok yakında güzelim bu adam dünya zenginleri arasında olacak, iki gün sonra yapacağım iş sayesinde kimse önümde duramayacak" dedi gerinerek ,yani sevkiyat iki gün sonraydı. İstediğimi almıştım fakat, " Artık yemeğimizi yediğimize göre daha sakin ve baş başa olacağımız bir yere gidebiliriz." Deyince olduğum yerde hafiften dona kaldım. Dişlerimin arasından şimdi sıçtım derken kaçacak bahane bulmaya çalışıyordum. Önce makyajımı tazelemek için izin istedim ,niyetim zaman kazanıp kurtulmak için sebep bulmaktı, bu yüzden hızla lavaboya gittim. Fakat tam içeri girecekken,
" Hazal!" diyen Sarp'ın sesi ile durup hemen arkamı döndüm. Sarp'ın gözleri biraz bayık bakıyordu belli ki sarhoştu pis, " Ne işin var senin burada? Sen yine beni mi takip ediyorsun tokmak kafa!" dedim. O ise biraz sallanarak yanıma gelip,
"Olabilir takip etmiş olabilirim! Büyük şehir belediyesi gibi hesap mı vereceğiz sana Hazan hanım, pardon ya Hazal hanım" dedi alayla, sonra sözlerine devam edip "Aslında merak ettiğim bir şey var , az önce masada kırıştırdığın adam senden çok mu memnun kaldı da tekrar senle beraber olmak istedi. Yatakta bu kadar mı iyisin sen!" dedi yüzüme dik dik ve sinirle bakıp,
Şu an şu öküzü sakız gibi şişirip patlamayı çok istiyorum. Gereksiz döl gibi mübarek!
" Sen ne saçmalıyorsun tokmak kafa, belli ki sarhoşsun sen ! Ama senle uğraşamam şimdi, git buradan "dedim ve lavaboya doğru ilerledim ,fakat giremeden kolumdan yakalayan Sarp,
" Tamam kızma hemen, sakin !, Hem sana hoşuna gidecek bir teklifim olacak" dedi , anlamaya çalışan bakışlarla yüzüne bakmaya başladım. O ise gayet ciddi tavırlarla.
" Madem para karşılığı erkeklerle beraber oluyorsun bu gece benim ol ,o adam ne veriyorsa iki katını vereceğim "dedi iğrençleşerek , tuttuğu kolumu hızla çekip sinirle baktım salağın yüzüne , sakinleşmeye çalışıp ,önce ya sabır çektim.,
Sonra sakin konuşmaya çalışıp " Senin paran yetmez canım benimle olmaya, şimdi çek git buradan hemen" dedim,
" Tamam az mı geldi beş katı olsun, merak etme tahmin ettiğinden daha zenginim ben ,hem yatakta daha çok mutlu ederim seni o heriften merak etme" dedi daha da iğrençleşip ,elbet zamanı gelince bu lafları ona yumruğumla ağzına vuran vura yedirecektim ama o zaman bu gün değildi ,yine sabır taşıma yüklenip çatlamamasını umarak bir sabır daha çektim ve kendi yoluma ilerledim.
Fakat önce kolumdan tutup kendine doğru çeken sonra belime dolanan el yüzünden kıpırdayamayıp olduğum yerde kaldım. Burnunum dibine kadar giren Sarp birden dudaklarıma uzanıp vantuz gibi yapışıp öpmeye başladı. Bunu yapmasını beklemediğim için olduğum yerde hareketsiz kısa bir ara bir şey yapmadan öylece kala kaldım. Fakat hemen kendimi toplayıp ,ellerimi göğsüne koyup hızla ittim ,sıkı bir tokat çakıp, işaret parmağımı yüzüne sallayarak,
" Sakın... sakın Sarp, sakın bir daha bunu deneme ! İnan bana seni pişman ederim "dedim öfke ile, elleri dudaklarında kalan Sarp öküzü ise pişman oldu birden, özür dilemeye çalışırken ,onu itekleyip , lavabodan vaz geçip içeri masaya gittim. Beni gören Serdar ayağa kalkınca zorla gülümseyip yanına ilerledim.
Dibime kadar giren Serdar belimden tutup beni kendine çekti. Oda Sarp gibi dudaklarıma yanaşırken kafamı yana çevirip öpücüğünü yanağıma gelmesini sağladım. Yaptığıma bozulsa da piç üzerinde durmayıp bozuntuya vermedi.
" Üzgünüm Alev . Bu gece seni çok istememe rağmen acil bir işim çıktı. Ama söz bu yaptığımı telafi edip unutturacağım sana!' dedi. Bu duruma ben istedim bir göz Allah verdi iki göz denir herhalde. Bu durum canıma minnet olsa da görevim icabı üzülmüş gibi yapıp dudak büküp yüzüne baktım. Sonra sevimli olmaya çalışıp,
" Tamam bu gece için çok heyecanlıydım ama önemli değil , işin önemli , hem nasıl olsa sen kendini affettirirsin bana" dedim cilve yaparak, bu sefer boynumu sulu bir şekilde öpen piç, şehvetle yüzüme bakıp, " Emin ol güzelim. Ama önce seni evine bırakayım" dedi.
" Gerek yok ben taksi ile giderim, sen işini bir an önce hallet çünkü yarın başka bahane istemem" dedim sanki ateşli başına vurmuş hatunlar gibi ,bu sözlerle daha da keyiflenen it tamam deyince dışarı çıktık. Önce bana bir taksi çağırıp beni yolcu etti. Güvenlik için bir müddet sonra Serdar'ın çağırdığı taksiden inip, beni bekleyen Ali'nin arabasına bindim merkeze gidip, üzerimi öyle değiştirdim ve iki gün sonra ki büyük sevkiyat için toplantı yaptık.
Toplantı bitince de Ali beni araba ile siteye bırakıp öyle gitti. Yorgun bir şekilde tam içeri girip daireme adım atacakken. Alaylı bir tonla " Demek geldin Hazal hanım, bakıyorum da yine o paspal haline geri dönmüşsün" diyen Sarp'ın sesi ile arkamı döndüm.
Derin bir nefes alıp " Ya kes artık beni takip etmeyi Sarp, senin derdin ne?" dedim ,sonra aklıma gelenle gözlerimi kısıp gözlerine dikkatle bakarak.,
" Bana aşık olmuş olamazsın değil mi? Eğer öyle ise üzgünüm ama ben abin Alper'den" dedim fakat sözümün devamını getiremeden Sarp hahlayıp,
" Sana aşık olmak mı? Komik olma Hazal ben! Ben sadece abim için endişeleniyorum. Abim duygusal bir adam , yani abimin sana bağlanıp acı çekmesini istemiyorum. Ondan uzak dur ." dedi aşağılayan bakışlarla, bu duyduğum sözlerle bana aşık olamamasına sevinsem de , Alper'den uzak dur demesi beni üzmüştü. Dolan gözlerimi başka yöne çevirip,
"Peki tamam istediğin gibi uzak duracağım Alper'den ,sende artık beni takip etme peşimi bırak ,merak etme yüzümü bir daha hiç görmeyeceksiniz." Dedim ve geriye dönüp daireme girip kapımı kapattım. Fakat duşumu alıp pijamalarımı giymiş yatacakken kapı çaldı , bende mecburen yine kapıya doğru gittim.
Ama açmadan gelene " Kim o!" Diyerek sorunca, duyduğum Sarp ın sesi ile kaşlarım anında çatıldı. Hızla kapıyı açıp, " Bu kadar zeka türü varken ısrarla geri zekalı mı olmak zorundasın sen Sarp, tamam dedim ya Alper'den uzak duracağım yine niye geldin ,ettiğin hakaretler yetmedi mi, daha da mı ba..." dedim fakat Sarp üzerime doğru hızla gelip beni duvara yaslayıp , tutku ile öpmeye başlayınca sözlerim yarım kaldı. O beni öperken ben şaşkınca ona bakıyordum. O an aklımdan tek geçen ise
" Şimdi bu öpücük de neyin nesi, yoksa bana!!!!" oldu.