4.BÖLÜM

2708 Kelimeler
Sarp'la kapıda kısa bir süre bakıştıktan sonra, " A şey eğer Hazal için geldiyseniz Hazal'ın acil bir işi çıktığı için gitti. Ama bana 1 saate gelirim dedi." dedim. O ise gözlerini benden hiç ayırmadan, tabi bakışları şehvetle içeriyorken. " Hiç önemli değil beklerim. Hem bu arada sizin gibi güzel bir bayanla muhabbet etmek beni çok memnun eder." dedi, tabi yavşayarak. Sanki bu iltifat çok hoşuma gitmiş gibi yüzüne sevimli bir gülüş kondurdum ,tabi biraz da cilveli hareketlerle tabi ki. " Teşekkür ederim, bu arada siz Hazal'ın arkadaşı mısınız?" diyerek sordum. Üstün rol kesme yeteneğimle. O ise kollarını birbirine kenetleyip başladı sallamaya. " AA evet biz Hazal'la çok iyi arkadaşız ,hatta kankiyiz yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez o derece yani, Hazal sizden de hep bahsederdi bana ikizim var diyerek, ama bu kadar güzel olduğunuzu hiç söylememişti." Dedi, ben ise salladığı bu kadar yalana hayret etsem de. " Çok şaşırdım, aslında biz ikizi ama pek ,hatta hiç anlaşamayız. Benden bahsetmesine çok şaşırdım doğrusu." dedim ve sonra sözlerime devam edip. " Biz ikiziz ama çok zıt karakterlerimiz var, bu yüzden hiç anlaşamayız, onun için de mümkün oldukça görüşmemeye çalışırız. Bu günde çok önemli bir şey söyleyeceğim diyerek çağırdı beni buraya, ama sonra bir bahane bulup gitti yine!" dedim, olmayan ikizime sitem edip. Tabi attığı yalan sonunda biraz gözler dönüp, konuyu çevirmeye çalıştı. " Evet söyledi ama sonuçta kardeşsiniz. Ama ikiz olsanız da çok farklısınız ,yani siz çok güzel, alımlı, gösterişli ve çok etkileyicisiniz. Ama o nasıl diyeyim biraz farklı " dedi ve etkileyici bakışlar atmaya çalıştı, tabi diğer ikiz olan beni gömme kısmında sustu yine, tabi ben ağızdan laf almayı bilen bir kişilik olarak ve de bu Hazan muhabbetini sonlandırmak için, uyuz kız triplerine girdim hemen. " Doğru aslında ben de çok sinir oluyorum nasıl böyle paspal ve bakımsız bir kızın ikizi olduğuma, onun adına biraz üzülsem de sonuçta bütün güzel genleri ben almışım." dedim ve kendi kendimi gömmeye devam ettim. " Hayır tamam çirkinsin de insan biraz kendine de bakar yani ,paçoz gibi dolanıp duruyor ortalarda, insan yanında dolaştırmaya utanıyor vallahi," dedim insanın kendini gömebileceği kadar da gömerek, o ise ikizine bu kadar kötü laf söyleyen bana şaşırıp hayretle baksa da. " Evet ama yani onun tarzı o ,paçoz demeyelim de salaş tarz diyelim" dedi, alttan almaya çalışıp, tabi benim gibi yavruyu elinden kaçırmamak için . Hayır insan güzel bile olsa kendi kardeşine bu kadar kötü söz söyleyen ,kötü kalpli bir kıza hala nasıl ilgi duyar hayret, erkek milleti için dış görünüş bu kadar mı önemli yani, anlaşılan bu kendinden soğutma işi oldukça zor olacaktı benim için. Biz konuşurken telefonum çaldı, özür dileyip içeri girdim. Arayan şefim Sezgin beydi. Acil gelmemi söylüyordu. Telefonu kapatıp, Sarp'ın yanına gittim ve acil gitmem gerektiğini söyledim ,haliyle yüzü fazlasıyla düştü öküzün ,aslında iş olmasaydı onun şapşik halleriyle biraz daha kafa bulmak isterdim ama maalesef görev beklemez. Gitmem gerektiğini söylediğimde Sarp efendi son bir hamle yapıp , arkadaşça görüşmek bahanesiyle telefonumu istedi. Başta mırın kırın etsem de yine o sülük kişiliği ortaya çıkmıştı ve benim acelem olduğu için, daha fazla uğraşamayıp telefon numaramı vermek zorunda kaldım. Tabi Hazal'ken kullandığım numara değil farklı bir numarayı. Yanından girmeden önce son kez elimden tuttu ve dudaklarını elime nazikçe yapıştırıp, iç gıcıklayıcı ses tonu ile " En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere" dedi , tabi yeşil gözlerini gözlerime kitlemeyi de ihmal etmedi. Bende nazikçe gülüp başka bir şey demeden yanından uzaklaşıp, siteden ayrıldım. Merkeze gidince de işimi halledip, üzerimi değiştirip, Hazal olarak siteye geri döndüm. Dairemin kapısını açıp içeri girerken de, sanki kapı dibine sensör koymuş gibi Sarp kendi dairesinden çıkıp, " Hey edebsiz yenge !" Diyerek seslendi ,bense gözlerimi devirip. " Ne var tokmak kafa!" diyerek karşılık verdim, gıcık gıcık bakarak ,o ise beni alayla süzüp. " Ya insan hiç mi feyiz alamaz ikizinden ,azıcık kibar olsana." dedi, yüzünü sahte bir ifadeyle buruşturarak. Bende onu alayla süzüp. " Ben kibar olup aklını almasını da bilirdim. Ama biliyor musun ucuz mala alarjim var canım" dedim gözlerimi kısarak, sonra kapısını açtığım daireme girip kapısını kapıyı kapatmaya başladım ,fakat tam kapıyı kapatacakken Sarp kapıya eliyle yaslanıp, kapıyı kapatmama mani oldu. "Ya senle hiç adam gibi konuşulmaz mı? Hep ağzı bozuk olup, hakaret mi edersin sen insana? "dedi sitemli bakışlarla , sonra ben kapıyı iyice aralayınca da kolunu kapı kirişine yaslayıp. " Hiç merak etmiyor musun? , Hazan'la neler konuştuğumuzu da sormuyorsun? Neden? Yoksa kıskanıyor musun? O yüzden değil mi bu haller? Hadi benden hoşlandığını itiraf ette kurtul edepsiz kız!" dedi yüzüme bakıp pis pis sırıtarak. Bu Sarp efendi yine kendini nimet yerine koyup şişinirken, yine havasını almam gerektiğini anladım. " Birincisi benim ağzım bozuk değil canım , sen bana hakaret konusunda fazlasıyla ilham verdiğin için o kadar laflar ,ikincisi hayır hiç merak etmiyorum. Üçüncüsü hoşlanmak mı? Hem de senden ,sen çıkarken muhtemelen kafanı rahim duvarına fazla vurmuşsun , yoksa senden hoşlanabileceğimi zannetmezdin. Şimdi istediğin cevapları aldıysan yorgunum yatacağım" dedim ve kapıyı yüzüne çarptım öküzün, yaptığıma bozulunca, kapını dışından. " Bende insan diyerek sana değer verip ikizinle olanları anlatmaya geldim. Doğru aslında bende kabahat insana değer vermeyen sana laf anlatmaya çalışıyorum" dedi bağırarak , fakat çok uzatmayıp sonra da çekti gitti. O gidince bende odama söylene söylene gitmeye başladım. " Ben insanlara değer vermiyormuşum, ulan biz ekmek arası tavuk veriyoruz sanki, gerizekalıya bak sen ,acaba sen insan mısın da ben sana değer vereyim. İki göğüs bir kalça görüp yavşayan kim acaba, çapkın öküz.." diyerek odama girdim. Ve yorucu bir gün geçirdiğim için erkenden yatıp uyudum. Sabah olduğun da da yine erkenden kalkıp , tüm işlerimi hallettikten sonra sabah sporum için dairemden çıktım. Tam kapımı kitleyecekken ,yine. " Günaydın edepsiz kız. " diyen Sarp'ın sesi ile olduğum yerde irkildim, kendime geldikten sonra da kaşlarımı çatıp arkamı döndüm . " Ya insan gibi yanaşsana , niye hep sinsi sinsi geliyorsun." diyerek çıkmıştım. Fakat beyefendi alınmak yerine pis bir gülüş atıp. " Hayırdır göz altların morarıp şişmiş ,iyice çirkin patatese dönmüşsün ,yoksa beni düşünmekten mi uyku mu tutmadı ? "dedi. Bense devrilen gözler eşliğinde yine yükselen egoyu indirmek adına. " Bu laf sokma işleri senin zeka seviyen için oldukça iddialı bir girişim canım "deyip alayla salağı süzdüm, sonra elimi omzuna koyup" Ama yine de çabanı taktir etmiyor da değilim hani ,şimdi çekil önümden tamam mı? " dedim fakat bir kere yapıştı beyefendi. " Aslında senin bu halini anlıyorum ve inan senin adına da üzülüyorum. Hazan'la çok benziyorsunuz ama o kibar ve güzelken , sende edepsiz ve..... neyse işte bu durumun senin pisikolojini bozması normal yani" dedi. Bense önce yarım kalan sözünü tamamlayıp. " Bense edepsiz ve çirkin mi diyecektin? Sen bana değil önce kendine üzül canım, pisikolojisidir bozulur sonra yine düzelir. Asıl Allah senin gibi karaktere zarar vermesin" dedim ve alayla onu süzmeye başladım. Biz böyle atışırken Alper çıktı dairesinden, onu görünce Sarp yüzünden buruşan yüzüm aniden gülerken çaktırmadan saçımı başımı düzeltmeye başladım. Tabi bu halimi gören Sarp öküzü. " Kızım sen de nasıl bir ruh hali var ,saniyesinde o edepsiz kız gidiyor, sonra şirin şirin sırıtan kız çıkıyor. Siz kadın milletinden korkulur vallahi " dedi kulağıma eğilip, bense Alper'e kitlediğim gözlerimi salağa çevirip yüzümdeki gülüşü bozmadan ,kırpıştırdığım gözlerimle. " Eğer o sesini kesmezsen, birazdan pisikopat ruh halimi de göreceksin canım , şimdi hemen kaybolsan iyi olur" dedim dişlerimi sıkarak, o da yüzünü buruşturup , zorla sırıtarak, aynı şekilde gözlerini kırpıştırdı sonra da abisine döndü. " Sonunda geldin abicim! Ağaç olduk burada!" dedi sahte bir sitemle. Alper'se önce bana dönüp "Günaydın Hazal" dedi sonra yine kardeşine dönüp. " Şimdiden yorulduysan git ve yat Sarp, hem ben sana gelmene gerek yok yat uyu demedim mi?" diyerek sordu. Alper'in sözleriyle ben hayretle öküzün suratına bakmaya başladım, o ise abartılı hareketlerle kollarını açıp kapatıp olduğu yerde spora yapmaya başlayıp, " Hadi daha fazla beklemeye gerek yok!" deyip koşarak önden gitti. Arkasından bizde koşmaya başlarken, Alper Sarp'ın çıkarken kendisini fark ettiğini ve benimle spora gittiğini öğrenince de sabah zor uyanan kardeşinin yataktan fırlayıp spora gelmek istediğini söylediğini söyledi. Tabi bunu benim için değil ikizim sandığı Hazan için yapıyordu , yani onun ilgili benden bir şey istemek için yaptığı kesindi. Spor boyunca Alper'le oldukça keyifli bir şekilde muhabbet ettik. Tabi Sarp öküzünün her lafa maydanoz olmadığı anlarda ,o anlarda iken yani Sarp'ın olmadığı bir zaman da Alper beni baş başa akşam yemeğine davet etti. Tabi bu teklifi büyük bir memnuniyetle kabul ettim. Biz muhabbet ederken Sarp öküzü yine geldi ve gözümdeki gözlüğü hızla çekip gözümden aldı ve kendi gözüne takıp, "Ya sen bu şeylerle nasıl görüyorsun, camları kavanoz dibi gibi bunların !! "dedi alayla, yaptığı hareket ve söylediği sözler sinirimi çok bozsa da , yanımda Alper olduğu için dişlerimi sıkıp sırıtmaya çalışırken, " Artık gözlüklerimi verir misin canım "dedim yüzüne dik dik bakıp, Alper de araya girip, çocuk azarlar gibi önce " Gözlükleri Hazal'a geri ver Sarp ,"dedi sonra bana dönüp, " Ben su alacağım Hazal sende ister misin?" diyerek sordu bende tatlı bir gülüş atıp, evet anlamında başımı salladım. Alper karşı markete giderken Sarp öküzü alayla gülüp " Gözlüklerimi verir misin canım... mı? "dedi benim taklidimi yapıp, ben ise yavaş yavaş avına yaklaşan panter gibi dibine kadar girip, " Hala sakin ve kibarken o gözlükleri versen iyi olur!" dedim öldürücü bakışlar atıp ,o ise beni umursamayıp gözlüğü diğer eline alıp yukarı kaldırdı. " Gel de al edepsiz kız!" diyerek güldü pis, yüzüne dik dik bakıp, pis bir gülüş attım ve ayağımla dizine sert bir şekilde tekme attım. Tabi saniyesinde o kalkan el yere iniverdi. O acı ile inleyip tek eliyle dizini tutarken bende diğer elindeki gözlüğümü alıp, " Seni uyarmıştım tokmak kafa!" dedim. Fakat tam geri dönecekken farkında olmadan ayağım taşa takıldı ve geri doğru sendeledim. Tam düşecekken daha önce olduğu gibi Sarp beni hızla belimden yakaladı ve düşmemi engelledi. Beni kendine doğru çekip dikleştirirken de yine gözlerini dudaklarıma kitlenmiş haldeydi. Ayaklarım üzerinde sabit hale getirince, gözlerini bu sefer gözlerime odakladı yarı alaylı gülüşü ile, " Çirkin, edepsiz ,beceriksiz olduğun kadar sakar bir kızsın da , gerçekten abime yazık oluyor." dedi dik dik bakıp, tabi bu arada eli hala belimdeydi ve parmakları ile hafif hafif belimi okşuyordu , önce olayın şoku ile unuttuğum yutkunmayı gerçekleştirdim, sonra iki elimi Sarp'ın göğsüne koyup onu iterek kendimden uzaklaştırdım. Yalancı bir sistemle de " Yine o iğrenç espirilerin ortaya çıktı tokmak kafa" dedim ve yere düşen gözlüğümü almak için yere eğildim, fakat gözlüğün yanındaki cam kırığını fark edemedim ve işaret parmağımı kestim. Canım yansa da sesiz bir şekilde ayağı kalkıp parmağımı tuttum. Kesiği hemen fark eden Sarp bileğimden tutup, abartı hareketlerle " Parmağın kanıyor Hazal" dedi panikle ,o sırada yanımıza Alper geldi. Sarp'ın garip halini görünce. " Bir şey mi oldu?" deyip kanayan parmağımı fark etti. Hızla cebinden kağıt mendil çıkartıp kanayan parmağıma hafif bir şekilde bastırdı. O an Alper'in elimden tutuşu acımı unutturmuştu bana çaktırmadan gülümserken Sarp öküzü halimi fark edip, " Ne o edepsiz kız ağzın kulaklarına vardı birden "dedi kulağıma eğilip, salağın yüzüne bakıp yüzümü buruştururken Alper, " Hemen eve gidip kesiğe pansuman yapmalıyız" dedi ve bileğimden tutup beni siteye kadar o halde getirdi. Ve ben tüm yol boyunca kalbimi heyecandan fırlamaması için zor zapt ettim. Çünkü ilk kez bu hisleri hissediyordum. Siteye girip benim değil Sarp ve Alper'in dairesine girdik. Biz Sarpla salona geçerken Alper direk ilk yardım çantası almaya gidip öyle salona yanımıza geldi. Kanepeye yanıma oturup tekrar elimden tuttuktan sonra pansuman yapmaya başladı. O pansuman yaparken benim bakışlarım bir an olsun onun yüzünden ayrılmadı hiç. Alper işini halledip ilk yardım çantasını yerine getirirken, Sarp yine öküzlük peşindeydi, " Bunu bilerek yaptın değil mi? Abimin dikkatini çekmek için," dedi ve ben hayretle yüzüne bakmaya başladım " Sen ne saçmalıyorsun acaba " desem de o alaycı sözlerine devam etti pis, " Sana bir akıl vereyim Hazal hanım, bu kadarına gerek yok , zaten abimin çirkin kızlara karşı hep bir zaafı vardır " dedi bana tip tip bakıp, şaşkınlığımı üzerimden atıp, alayla yüzüne baktım. " Sen bana akıl verme demedim mi canım, çünkü kalanı sana yetmeyebilir. O yüzden benim için artık hiç riske girme sen bence" deyip sinirle ayağa kalktım. Alper odaya girince sözlerimin devamını getiremedim. Alper içeri girince niye kalktığımı sordu tabi öküz kardeşin yüzünden diyemeyeceğim için, işlerim var diye yalan uydurdum. Alper bana kapıya kadar eşlik edip kapı dibindeyken bana akşamki randevumuzu hatırlattı , içten bir gülümseyerek " Unutmadım ,tam saatin de hazır olurum" dedim fakat o sırada yine Sarp öküzü dibimize bitip, " Randevu ? Demek yeni komşumuz Hazal hanım artık yengemiz oluyor ha "dedi dik dik yüzüme bakıp, salağın suratına yüzümü ekşiltip baktıktan sonra bu sözleri duymamış gibi Alper'e dönüp' iyi günler dileyerek daireme girdim. İçeri girdikten beş dakika sonra da telefonum çaldı. Arayan Sarp'tı, başta sinir olduğum için açmak istemesem de artık bu ikiz meselesini daha fazla uzatmayıp onu kendimden uzaklaştırmak için telefonu açtım. "Efendim!" dememle, " Günaydın dünya güzeli!" diyerek dakikasında yavşayan sesi ile yüzümü ekşilttim, yine de sesime memnun olmuş bir hava verip. " İyiyim sen?" diyerek karşılık verdim. " Sesini duyunca daha iyi oldum Hazan ve seninle bugün buluşursam daha da iyi olacağım" dedi ve dakikasında sözleriyle yapışmaya başladı. Tabi ki bu işe bu gün son verebilmek için teklifini kabul ettim. Ve öğlen yemeği için bir mekanda sözleştik. Evden güzel ve seksi çıkamayacağım için bir mağazaya gidip yeni kıyafetler alıp, kuaföre gittim. Ve kesik olan parmağımı kamufle etmek için giydiğim elbiseye uygun tülden eldivenler taktım. Anlaştığımız mekana gelince hemen masada oturup beni bekleyen Sarp'ı fark ettim oda beni görünce hayran hayran bakıp sırıtırken yanına kadar ilerledim. Elimden tutup öperken gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmadı hiç , tabi bende içimden öküz derken zorla gülümseyerek karşılık verdim. Yemek boyunca Sarp efendi türlü türlü espiriler yapıp durdu. Aslında oldukça da komik espirilerdi. Fakat onu kendimden soğutmak için yavşayıp gülemezdim. O yüzden takınabileceğim en lanet maskeyi takip, her lafına tirip atıp burun kıvırmaya başladım. Zaten ne hikmetse Sarp'ın iki lafından biri Hazal yani çirkin olan ben oldum. Tabi Hazal kelimesinin geçtiği her cümlenin sonu, benim Hazal'ı oldukça sert bir şekilde gömmemle bitiyordu. Bu halimden sıkılmış olduğu belliydi. Arada tişörtünün yakasını parmağı ile çekiştirip duruyor ve ettiğim her gıcık söze zorla gülmeye çalışıyordu. Sonunda dayanamayıp kolunu kaldırıp saatine baktı ve bana bakıp, " Hay Allah nasıl unuttum benim öğlenden sonra bir görüşmem vardı. Kusura bakmazsın değil mi Hazan?" dedi , bende çaktırmadan gözlerimi hafif kısıp bu operasyonu da başarılı bir şekilde bitirmenin sevinci ile çaktırmadan gülümsedim , sonra saf bakışlarla Sarp'abakarak. " Tabi ki hayır daha sonra görüşürüz zaten!" dedim ve vereceği cevabı dikkatle bekledim. Ve istediğim cevap da gecikmedi. " A A tabi neden olmasın !" dedi ensesini kaşıyıp gözlerini kaçırarak. Sonra da iyi günler dileyip masadan kalkıp hızla uzaklaştı. Çok geçmeden Sarp gidince yine diğer telefonum çaldı arayan Sezgin şefimdi. Akşama yeni bir görev vardı ve bu görev daha önce peşlerinde olan ve benim gibi ajan olan Ahmet'in sevgilisi rolüne girmemdi. Ahmet yaklaşık bir senedir bu kaçakçılık yapan şebeke ile temas halinde olup kendini onlar gibi gösterip onlarla iş yapan iş adam rolü yapıyordu. Telefonu kapayınca önce Alper'i arayıp maalesef akşam önemli bir işim çıktığı için özür diledim sonra mecburen yemeği iptal etmek zorunda olduğumu. Sonra merkeze gidip hazırlandım . Hazırlıklar bitince de Ahmet'le beraber kaçakçı şebeke ile buluşacağımız mekana gittik. Tabi görev gereği Ahmet'le sarmaş dolaş olmamız gerekiyordu. Yemek boyunca hafif kadınlar gibi kahkahalar atıp, Ahmet'le kırıştırarak geçirdim. Tabi bir taraftan da çetenin ele başı olan pislik gözleri ile beni kesip duruyordu. Maalesef bende görevim icabı rolüm gereği o ite de Ahmet'e çaktırmıyormuş gibi pas verip durdum. Fakat çok geçmeden üzerimde bir çift göz daha fark ettim. Kafamı kaldırdığım anda Sarp'la göz göze geldik. Masasında yine bir kız vardı. Ama gözlerini kısmış beni inceliyordu. Allah'tan bu sefer sadece bakmakla yetinip yanıma gelmeye yeltenmedi. Bende görevi tehlikeye atmamak için , rolüme devam edip tüm gece aşifte ve yollu bir sevgili gibi davrandım. Gecenin sonuna doğru Sarp'ın bakışları beni iyice rahatsız etmişti. Masadan izin isteyip lavaboya gittim. İçeri girip elimi yıkayıp, makyajımı tazeledim ve derin bir nefes alıp lavabodan çıktım. Fakat çıkar çıkmaz Sarp'ın kapı dibinde beni beklediğini gördüm. Bana bakıp kinayeyle, " İyi geceler Hazan hanım" dedi sonra gözleri ile beni aşağılar gibi incelemeye başladı. İncelerken de gözleri bir anda parmağımda dikkat kesildi. Bakışlarından durumu anlayıp bende hızla kesik olan elimi arkama sakladım. Fakat bana doğru hızlı bir hamle yapıp bileğimden yakaladı. Bense gözlerimi yumup , durumu açıklayabilmek için daha doğrusu yeni bir yalan uydurmak için derin bir nefes aldım. Ve gözlerimi tekrar açtım. Sarp ise elime dikkatle bakarken gözleri hayretle gözlerime yükseldi. " HAZALL!!!!!"
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE