Mağaranın Dehlizlerinde Ölüm Dansı

377 Kelimeler
Mağaranın karanlık dehlizlerinde ölüm sessizliği yerini kurşun seslerinin acımasız senfonisine bırakmıştı. Şahinler timi, dar geçitlerde ve nemli odacıklarda sayıları belirsiz teröristle kıran kırana bir mücadele veriyordu. Yüzbaşı Murat Demir, önde Serkan ve Ayşe ile birlikte ilerlerken, her köşeden bir tehdit fışkırabilirdi. "Sağ taraf!" diye tısladı Serkan, aniden bir gölge belirince. Demir, refleks olarak MP5'inin tetiğine asıldı. Kısa bir tarama ateşiyle, köşeden çıkan silahlı terörist yere yığıldı. Barut kokusu, mağaranın havasına daha da sindi. Ayşe, Demir'in hemen arkasından ilerlerken, muharip sıhhiyeci olmasına rağmen çatışmaya aktif olarak katılıyordu. Küçük ama çevik hareketleriyle teröristlerin arasından sıyrılıyor, hem ateş ediyor hem de yaralı bir tim üyesi olursa anında müdahale edebilmek için tetikte bekliyordu. "Dur!" diye fısıldadı Ali, telsizden gelen sesiyle. "İleride bir tuzak olabilir. Hareket eden bir kablo gördüm." Emre, teknik yeteneklerini konuşturarak, kablonun neye bağlı olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Termal kamera görüntülerine göre, kablo bir basınca duyarlı bombaya bağlı. Dikkatli olun!" Demir, timini durdurdu. "Ali, o kabloyu etkisiz hale getir." Ali, ustalıkla keskin nişancı tüfeğini kabloya doğrulttu. Tek bir isabetli atışla kablo koptu. Bomba tehlikesi bertaraf edilmişti. "Devam!" emrini veren Demir, mağaranın derinliklerine doğru ilerlemeyi sürdürdü. Her adımda daha fazla direnişle karşılaşıyorlardı. Teröristler, liderleri Azad'ı korumak için canlarını dişlerine takmış bir şekilde savaşıyorlardı. Bir sonraki odacık, daha genişti ve birkaç terörist burada barikat kurmuştu. Ağır silah sesleri yankılanıyordu. "Siper alın!" diye bağırdı Demir. Şahinler timi, kayaların ve doğal oluşumların arkasına sığınarak karşı ateş açmaya başladı. Ali, yüksek bir noktadan keskin nişancı ateşiyle barikatın arkasındaki teröristleri tek tek avlıyordu. Serkan, bomba atarıyla barikatı hedef alarak teröristlerin savunmasını kırmaya çalışıyordu. Yoğun çatışma sırasında, Ayşe'nin omzuna bir kurşun isabet etti. Acıyla sendeledi ama pes etmedi. "İyiyim!" diye bağırdı, acısını belli etmemeye çalışarak. Emre, hızla Ayşe'nin yanına koştu ve ilk müdahaleyi yaptı. "Devam edebilir misin?" diye sordu Emre, endişeyle. "Elbette!" diye yanıtladı Ayşe, dişlerini sıkarak. "Azad'ı almadan hiçbir yere gitmiyorum." Demir, timinin gösterdiği azim ve cesaret karşısında gurur duyuyordu. Her biri, vatan sevgisi ve görev bilinciyle hareket ediyor, canlarını hiçe sayarak mücadele ediyorlardı. Yoğun bir çatışmanın ardından, barikatın arkasındaki teröristler etkisiz hale getirilmişti. Şahinler timi, Azad'ın bulunduğu ana karargaha doğru bir adım daha yaklaşmıştı. Ancak mağaranın derinliklerinde başka tehlikeler de onları bekliyordu. Tuzaklar, gizli geçitler ve daha fazla sayıda terörist... Şafak Vakti operasyonu, henüz sona ermemişti. Ölüm dansı, mağaranın karanlık dehlizlerinde tüm şiddetiyle devam ediyordu.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE