MELEK
Gamze mutfağa dalışıyla, buzdolabını açıp içeriği şöyle bir süzdü. “Vay be,” diye mırıldandı. “Asker disiplini derlerdi, doğruymuş. Her şey düzenli. Domatesler bile asker selamı verir gibi dizilmiş.”
İçimdeki gerginlik, onun bu saf merakı ve esprileriyle biraz olsun dağıldı. Gülümsedim. “Ne yapacaksın?”
“Bana bir tavada yumurta yetecek kadar yağ ver, sana bir mucize yaratayım,” dedi tek yapabildiği yemeği söylerken göz kırparak. “Açlıktan bayılma numarası yapacağım yoksa.”
Ona yağı uzattım. Gamze, tencere tavayı bulana kadar dolabı karıştırdı. “Haşlama mı, sahanda mı, çırpılmış mı? Tercih senin.”
Zaten yumurtayla ilgili her şeyi beceriyor...
“Çırpılmış olsun,” dedim mutfak tezgahına yaslanarak onu izliyordum. Bir yandan da içimde, ona anlatamadığım şeyler birikiyordu. Rüyalar,
