Cengaver Kılıç Görevdeyiz, iki ayı geçti. Kaybımız yok, çakal avlamaya devam. Ateşe verdim bütün dağları… Fırsat buldukça anamı aradım. Yüsra gelmiş, yerleşmiş. Bir de o var. Ne yapayım ben? Hayır, kız kız değil; bir içim su olmuş. Abileri "sana emanet" der, kız "abi" der… Sonunda geri dönmüştük. O şerefsizi yine alamadık elimize. Yaktım bütün dağları, ateşe verdim her deliği. Karakola döndüğümüzde durum raporlarını verdik. “Oğlum, sen hiç durmak nedir bilmez misin? Her yeri ateşe vermek nedir?” İlhan Yarbayım yine formunda. “Komutanım…” “Tamam tamam, sana ‘Ateş’ dersek yapacağın buydu zaten. Şimdi gidin, dinlenin.” dedi, yolladı beni. Dışarıya çıktığımda babam her zamanki gibi karakoldaydı. Her zaman haberi olurdu. Bütün tim buradaydı, babamla konuşuyorlardı. “Akşama hepiniz bizdes

