1.Okul
Hayaller kurmak ve yıkılmasının travmasını okumaya var mısınız? Hadi bakalım Süreyya'nın hayatındaki yıkıntılardan yeni bir Süreyya büyütebilecekmiyiz?
Sabah sabah babamın bağırmasıyla yataktan sıçradım. Çünkü her sabah babam bizi güya hayata hazırlamak için bağıra çağıra uyandırır. " Erken kalkan yol alır " der erken kalkmaktan da yol almaktan da nefret ettirirdi. Küçük kardeşimle yataktan kalkıp yataklarımızı topladım. Ben lise sondaydım kardeşim orta sondaydı. Bu yıl sınava girecektim tabii babam izin verirse . Elbette izin vermedi ve ben yine bir hayalimden vazgeçmek zorunda kaldım. Babam ne dese annem kayıtsız şartsız kabul eder sanki tanrı gibi tapar anne kız arasında olması gereken ne varsa hemen babama yetiştirirdi. Sanki babam anneme altın madalya veriyordu. Yada artık ne veriyor yada neyle korkutuyorsa. Hemen kahvaltıya oturup bir iki lokma yiyip kalkmıştık. Okula beraber gidiyorduk. Asya'm benim küçük kardeşim benim bebeğim gibiydi. Annemin ve babamın zulmünden onu korumak için babamdan ne dayaklar yemiştim.
Asya ve ben hemen hazırlanıp okula gitmek için yola koyulduk. Okullarımız birbirine yakın olduğu için erken çıkar önce onu bırakır sonra da ben okuluma geçerdim.
Her sabah olduğu gibi okuldaki belalım Hasan beni karşıladı " Nerede kaldın güzellik? gözlerim yollarda kaldı. " dedi . İyi bir çocuktu aslında çalışkan düzgün biriydi ama nedense bana olan takıntısına anlam veremez ve oldum olası sevmezdim. Hiç yüzlemeden sırama oturdum. Yanıma oturmak için hamle yapımca çantamı koyup hemen önünü kestim. Kızsa da bir şey yapamadı. Öğretmenimizin gelmesiyle ders başladı ve bir çırpıda gün bitiverdi. O kadar yorulmuştum ki başım ağrıyordu. Hemen kitaplarımı topladım. Asya'nın okuluna gitmek için aceleyle okuldan çıktım. Asyamın okulu benimkinden yarım saat erken biterdi ve o sırada okulda kimse kalmaz ve o çok korkardı. Hemen Asyamı alıp eve yürüdük. Bu akşam yine bir görücü gelicekti. Bu seferkiler bir kaç sokak ilerdeki namlı bir aileydi. Babası alkolik ağabeysi çapkın ablası evde kalmış annesi de ALLAH ALLAH modunda sinir küpü kavgacı biriydi. Asıl mesele polis olan oğullarındaydı. Duyduğuma göre sessiz sakin kendi halinde biriymiş. Vay efendim evi arabası varmış bankada parası varmış. Sanki gidip kontrol etmişler gibi. Hayır benim için en önemli kriter buradan uzakta olmasıydı. Ağrı da çalışıyordu. Olurdu bana uyardı sessizmiş sesliymiş umrumda değildi . Şu evden kurtulsam yeterdi. Beni görünce Serkan'ın gözleri ışıldadı. Nede olsa mahallenin en güzel kızıydım. 1,75 boyunda beyaz tenli yeşil gözlü kalçalarıma kadar uzun kumral saçlarım ince ama hatlarımın varlığı belli olan güzel bir vücudum vardı. İnce pembe dudaklarım küçük kalkık burnumla yaşıtlarım arasında parmakla gösterilirdim. zaten annemden dolayı hanımlığım su götürmezdi. Ki zaten öyleydim kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz yaşar giderdim.
Serkan beni beğenmiş olacak ki gözlerini üzerimden ayıramadı. O çokta yakışıklı değildi ama etrafımdaki orman kaçkınlarına göre yine de idare ederdi. Zaten yakışıklılığa değil etken ve etkin olmasıydı tercihim. Düzgün bir karakteri olsun yeterdi. Parası pulu umumda değildi. Karnımı doyursa yeterdi . Fikirlerime saygı duysundu bana yeterdi.
Yarın akşam resmi olarak istemek ve yüzük takmak için geleceklerini söylediler çünkü haftaya izni bitecekmiş. İşin garibi gözlerini benden ayıramayan adamın neden benimle iki kelime konuşmaması dikkatimi çekmişti. Onlar evlerine gitmekte oldular biz Asyam'la evi toplamaya başladık. Evlenmek değil de Asyam'dan ayrılmak koyacaktı. Etrafı toparlayıp uyumak için yatağımıza geçtik. Küçük kızım yanıma gelmiş bana sıkı sıkı sarılmıştı.
"Ablaa sen gidince ben seni çok özleyeceğim. Sen olmadan bu ev nasıl olur ki? diyerek birbirimize sarılıp ağlayarak uyuduk. Sabah okula gittik ama bugün bizi babam aldı mağlum ilgili babaydı.
Ertesi gün nişan için alışverişe gidecektik. Sabah erkenden kalkmış duşumu almış normal elbiselerimden birini giymiştim. Babam pantolon giymeme izin vermezdi. Neymiş efendim oram buram belli oluyormuş. Bir insan nasıl olur da değişmez gelişmez di anlayamıyordum.
Bileklerime kadar uzun ve bol elbiseyi giydigimde kendimi 70 yaşındaki bir nine gibi hissetmiştim. Ama elden gelen bir şey yoktu.
Çarşıya girdiğimizde dikkatimi kız gibi utanan ve yanıma yaklaşmayan Serkan çekti.Bu nasıl bir erkekti? Nişan alışverişine çıkıldığında kızla konuşmak için fırsat kollanmaz mıydı?Elini tutmak için yaklaşılmaz mıydı? Neredeyse küs gibi annesi ve annemin beğendiği her şeyi almıştık. Ne o itiraz etti ne ben. Bu nasıl bir şeydi? Aklımda binbir soruyla eve geldik. Annem babama ballandıra ballandıra anlatıyordu. Çok saygılı çok efendi ağzı var dili yok kızımızı üzmeyecek falan da filan saçma sapan şeyler diyordu. Bana sorsaydı kesin Gay derdim. Benim gibi bir kızla nişanlı olacaksın ve elini tutmak için çabalamayacaksın? Bunu erkek olmayan yapabilirdi.Her zaman yaptığım gibi duygu ve düşüncelerimi içime akıttım. Evlendiğimde açardım nasılsa işve cilve karşısında duracak erkek yok derdi büyüklerimiz . Bende tüm duyduğum bildiğimi uygulayıp kocamı kendime aşık edecektim .Başıma gelecekleri bilmeden.
İzni bittiği gün ailecek beraber uğurladık taze nişanlımı ne hikmetse yüzüme bile bakmadan gitmişti. Çok zoruma gitti yaptığı. Serseri ağabeyi durumu anlamış ve pis pis gülmüştü.Ondan da ayrı bir nefret ediyor bakışlarından iğreniyordum. pis sapık. Aradan geçen 3 ayın ardından sevgili nişanlımın olmadığı düğün alışverişini halletmiştik. Ağabeyi damatlığına kadar deneyip beğenerek almıştı. Soru sorduğumdaysa "İzin alamıyor abin yardım ediyor" diyorlardı. Sanki anamız babamız birdi de abiymiş hadi oradan.
Kınanın yapılacağı günün bir gün öncesi gelmiş nihayet yalnız kalabilmiştik.Dayanamamış ve sormuştum konuşmak için.
"Bana sormak istediğin bir şey varmı ?"
"Evlilik hakkında ki düşüncelerin nedir?"
"Evlilik karşılıklı sevgi ve saygıyla yürütülmesi gereken bir birliktelik. Sana saygı duyduğum kadar bana da duymanı beklerim.Peki senin evlilik hakkında ki düşüncelerin ve beklentin nedir?"
Başını ilk kez kaldırıp yüzüme baktı "lütfettin "demek gelse de içimde tuttum yine .
Evliliktem sınırsız ve hayırsız s*x bekliyorum. Kocaman memeler ve tatmin olmam için kocaman bir göt ve sulu bir amcık. " Dut yemiş bülbül gibi kalakaldım. Gay dediğim adamın aslında sapık oluşu iki gün sonra kocam olacağı gerçeği beni panikletmiş ve o korkuyla hemen ayağa fırladım.Henüz 17 yaşında bir kıza hele ilk kez konuştuğunuz bir genç kıza söylenmemesi gereken sözlerdi.
Yanaklarım yanıyordu çünkü çok utanmıştım. Yüzüne bakamıyor dışarı da çıkamıyordum. Güya konuşun anlaşın diye bizi bir odaya koymuş dışarı da bekliyorlardı. Bu adam sapık istemiyorum desem kim bilir hakkımda ne düşüneceklerdi. En kötüsüyse herkesin sessiz dediği adamın bana davranış şekliydi. İşin kötüsü beni doğurup büyüten kadının bile bana inanmayacak olmasıydı.
Rahatsızlığımdan rahatsız olmuş " ilk gecede böyle yaparsan " deyip beni korku ve bilinmezlikle oda da bırakıp çıkmıştı.Korkuyordum gerçekten ilk kez korkuyordum.Kına için kuaföre gitmiştik daha doğrusu ağabeyi bizi bırakmıştı eşini ve beni. 4 5 saat sonra kuafördeki işlerimiz anca bitmişti. Saçlarım uzun olduğu için kuaför bayağı zorlanmıştı. Serka'nın gelmesini bekliyordum ama işi var diyerek bizi yine ağabeyi almıştı kuaförden. Damadın gelinden daha önemli ne gibi bir işi olurdu ki?