Akşamın soğuğu açıkta kalan teninin her bir parçasını ısırırken genç kız bunu umursamadan sert ve hızlı adımlarla mahallesinden ayrıldı. Hala canlılıkla ışıklandırılmış caddeye çıkış yaptığında derin bir nefes alıp göğe kaldırdı bakışlarını. Havanın karanlığı yıldızları boğmuş bir tek ay dipdiri kalarak parlamaya devam ediyordu. Taksi beklemek yerine cadde boyu yolda yürüme kararı almıştı. Yürümek ona iyi gelirdi. Parlamış öfkesini biraz olsun dindirmek istiyordu çünkü sevdiği adamın karşısına böylesi büyük bir öfkeyle geçmek istemiyordu. Öfkesi gözünü döndürüyor ve yapmayacağı şeyler yaptırabiliyordu ona. En son olanlardan sonra ise sevdiği adam açık açık konuşmuştu onunla. Bir daha öyle bir şeye kalkışırsa yüzünü dahi görememekle tehdit etmişti. Onu kaybetmekten korkan genç kız ise ik

